•열 아홉•

5.1K 510 400
                                    

LÜTFEN YORUM VE VOTE ATALIM!..

•°•°•

Beni gördüğünde aralanan dudaklarına kaydı bakışlarım. Bir kez daha emin oldum:

O gerçekten çok güzeldi.

Bakışlarımı yüzünden çekip vücuduna çevirdim. Beyaz önlüğün en çok yakıştığı insan olabilirdi. Belki de bana güzel geliyordu. Neyine bu kadar kapıldığımı bende bilmiyordum.

Hyungumun kolumdan çekmesiyle birlikte irkilip ona döndüm.

"Hadi Jungkook, gidelim."

Yüzüne baktığım hyungumun kelimelerini kafamda topladığımda ancak cevap verdim.

"Oh, hyung lavaboya gitmeliyim."

Sesim fazlaca yüksek çıkmıştı. Gözlerini büyüterek bana bakan hyungum kafasını salladı.

"Koridorun sonunda lavabo var. İstersen orada gidebilirsin."

Tabii ki gidebilirdim lakin bu Jimin'i daha fazla görmeme neden olmazdı.

"Hyung oraya gidemem. Ora... Ha! Orası bence hijyenik değildir."

Etrafımda göz gezdi eşiğinde Bay Lee ve Jimin'in bizi izlediğini gördüm. Jimin tek kaşını kaldırmış, sinsi Bir gülümsemeyle bana bakıyordu.

Derken söze atıldı.

"Muayenenin olduğu tarafta özel bir lavabo var. İsterseniz sizi oraya götüreyim?"

Bana yönelttiği soru ile birlikte hızlıca kafa salladım. Kolumu Jin hyungumun elinden kurtararak ona doğru adımladım.

Arkamızda şaşkın iki adam bırakırken gülümseyerek kapıyı açtı ve eliyle içeriyi gösterdi.

Iç tarafa geçtiğimde, tipik bir diş muayene koltuğu ve üzerinde yatan orta yaşlarda bir kadın vardı. Kadın bizden tarafa bakamadan Jimin beni kolumda tutarak odada bulunan araya soktu.

Sanırım gerçekten lavabo ihtiyacımın olduğunu düşünüyordu.

Biraz daha ilerleyip karanlık bir ortama geçtiğimizde, ne olduğunu anlamadan sırtım duvara dayanmıştı.

Hafifçe yüzünü seçebildiğim Jimin hırsla, iki kolumu da başımın üstünde birleştirdi.

Neden böyle yapıyordu ki?

"Jim-"

Tam ona seslenecekken tüm kelimelerimi unuturmuştu bana, dudaklarıyla.

Kalbim tüm hızıyla kaburgalarımı dövmeye başlarken, beynim bana ihanet etmiş, hiçbir uzvuma sözünü geçiremiyordu. Tek bir yer hariç...

Dudakları ile benim inceliklerimi örterken öpmüyordu. Bir çeşit işkence yöntemiydi bu da aslında.

Yavaşça alt dudağımı emmeye başladığında bu adamın her konuda ilkim olacağına o kadar emindim ki... Gözümü kırpmadan binlerce yemin edebilirdim.

Ki şimdilik gerçekten gözümü kırpma gibi bir şey yapamazdım.

Alt dudağımdan çekildi ve daha bir ıslak hissettim kendi dudaklarımı. Dilini ucuyla, ezberlemek ister gibi nazikçe yalıyordu.

Sonunda dilini içeri sokup minik minik öpücükler kondurmaya başladığında başımda dönmeye başlamıştı. O da anlamış olacak ki, kollarımda olan iki elinden tekini belime doladı ve sıkıca sardı beni.

Instant Pleasure ∆ JikookWhere stories live. Discover now