서른 아홉

4.3K 337 353
                                    

Louder than bombs dinleyebilirsiniz.

50k için teşekkür ederim bebişlerim. Ama lütfen biraz yorum atın be..

Önceki bölüme mutlak bakın!

İyi:)
Okumalar:)
:))))

•°•°•


Üzerimden ılık sular akarken aynı pozisyonda, Jimin'i bekliyordum. Ne arkadan kelepçe yaptığı kolumu bırakıyor ne de tek kelime söylüyordu. Gittiğimi düşündüğü için şaşırmış olmalıydı.

"Jimin, sevgilim, bebeğim özür dilerim. Çok çok pişmanım. Hadi bırak kolumu..."

Sağ tarafım, olduğu gibi fayansa yaslandığından dolayı, ki kolumun acısınında bunda katkısı vardı, zorlanarak konuşuyordum.

Biraz sonra ellerini kolumdan ve sırtımdan çekip beni kendine döndürdü. Rahat bir nefes almıştım.

"Jungkook çık dışarı."

Gözlerimi büyüterek ona baktım.

"Ne, neden? Jimin lütfen uzatmayalım. Tamam, getir burnumdan yaptığım tüm hataları ama yinede tut ellerimi her zaman. Affet beni."

Üzerimden akan sular kadar ıslak hissediyordu gözlerim. Korkuyordum. Ellerim ile sımsıkı tutmuştum kollarını. Beni dışarı savuşturmasını istemiyordum.

"Sana öyle bakma demiştim!"

Seslice ve sert bir şekilde söylenip ne olduğunun farkına varamadan, bu sefer sırtımı fayansa yasladı ve dudaklarımı kendi, sular içindeki dudakları ile kapladı. Üstümüzde artık bir fıskiye yoktu. Sadece birbirimizin tadını alıyorduk.

O hırsla alt dudağımı dişlerken inledim. Ellerini gömleğimin altına sokup ıslak tenimi kendine bastırırken, dilini ağzıma itmiş, benim dilimi okşuyordu.

"Lanet olsun! Sana dayanamıyorum."

Ben kendimi tutamayıp inlemeye devam ederken o çenemi vakumlayarak aşağılara doğru kayıyordu.

Ellerini gömleğimin altından çekti ve düğmelerin çoğunu kopararak açtı. Alttan kalan iki düğmeyi de tekrar çekip kopardığında dudaklarını boynuma ellerini ise göğüs uçlarıma koymuştu.

Boynumu dişleri ile ezerken sağ ve sol göğüs ucumun etrafını okşuyordu. Ben ise çıldırmak üzereydim.

"Ah-h Jimin, aşağılara..."

Kısık sesim ile konuşurken kafasını sağ göğsüme doğru bastırdım. Dilini hissetmek istiyordum en özel bölgelerimin hepsinde.

Dediğimi anlayıp beni kırmadı ve dondurma yalar gibi okşadı sağ göğsümü. İnlemelerim su sesine karışırken kabaran erkekliğim, hiçbir darbe almadan, akıtmak üzereydi.

Sağ göğsüme son bir ısırık atıp sola geçtiğinde düşündüğüm gerçek olmuştu. Bu tür hislere hâlâ alışamayan vücudum gayet doğal tepkiler veriyordu. Penisimin içindekilerin boxerıma akması buna en büyük örnekti.

"Sana öyle bakarsan ne olacağını söylemiştim değil mi sevgilim? Ah, sana böyle seslenmeyi,"

Boynuma yaslanıp orayı kokladı.

"Kokunu,"

Sağ elini karnımdan kaydırarak pantolon fermuarıma kadar geldi.

"Tenini,"

Instant Pleasure ∆ JikookDonde viven las historias. Descúbrelo ahora