Instant Pleasure ∆ Jikook

•삼십•

Geçen bölüm acayip sinirimi bozdu. 800 kişi okuyor lakin bir yıldıza basmaktan aciz olanlar yüzünden, ilk defa koyduğum sınır geçilmiyor.

Teşekkür ederim gerçekten...

Sizden çok şey değil, emeğime karşı vicdanlı olmanızı istiyorum.

#1 jikook

•°•°•

"Bırak kolumu!"

Jimin merdivenlerden inmeye çalışırken, ellerim arasında tuttuğum koluna korkuyla baktım.

"Jimin-ah dur lütfen. Sadece... Sadece sana sürpriz yapmak istemiştim."

Merdivenlere adımlamış vücudunu hızla bana döndü ve ellerimin arasındaki kolunu kurtardı.

"Sikerim seni de yapacağın sürprizi de! Aklım çıktı benim, sana bir şey olacak korkusuyla! Hastaneden buraya kadar koştum ben!"

O şiddetle bağırırken sol kaşından süzülüp kuruyan kan çekti dikkatimi. Sol yanağı morarmaya yüz tutmuştu.

"Jimin yüzüne ne oldu?"

Sabır dilercesine içine bir nefes çekti.

"Kaza yaptım, mutlu musun?"

Ne?

"Saçmalama. Ne kazası? Koşarak geldim demedin mi?"

Şaşkın ve korkan yüzüme dolu dolu baktı bir anda. O an bir şeyleri idrak etmiş gibiydi sanki. Benim ne olduğuna dair hiçbir fikrim yokken, o kafasında halletmişti olan biteni.

Birden aramızdaki bir basamağı tırmandı ve yüzümü kendine çekip, burnunu boynuma bastırdı.

Ağzım ve gözlerim doğru orantı ile açılırken ne yapacağımı şaşırmıştım.

"Çok korktum bir tanem. Kendine bir şey yapacaksın diye aklım çıktı. Gün boyunca ne yaptığımı sorguladım. Ders çalışmaktan başka bir şey yapmamıştım ki."

Boğazım düğüm düğüm olurken kollarımı beline doladım. Gözlerim yaşlara boğulurken ruhum ile yaslandım sevgilime.

"Özür dilerim Jimin-ah. Ben çok... Çok özür dilerim."

Birkaç dakikanın ağlamaları hıçkırıklara dönüşüne kadar susmuştum. Konuştuğum gibi bir hıçkırık firar etmişti ağzımdan.

"Ştt ağlama bebeğim. Geçti, tamam. Bir daha böyle bir şey yapma yeter bana."

Kafasını boynumdan kaldırdığında bende kaldırıp gözlerimi gözlerine diktim.

Usulca baş salladım ardından.

"Gel kaşına pansuman yapalım. O arada olanları anlat."

Omuz silkip adımlamaya başladı, odama doğru.

Odama vardığımızda yatağıma oturdu o. Ben ise banyodaki tentürdiyot ve pamuktan alıp yanına gittim.

"Hadi anlat."

Yatakta yanına otururken konuştum.

"Mesajlarını geç gördüm. Okuldaydım o ara. Görünce aradım. Sürekli meşgule düştü. Bende sizin hastaneye gitmeye karar verdim. Oradan abinin telefon numarasına ulaştım. Buraya gelirken de kaza yaptım. Telefonum ve cüzdanım arabanın içinde kalmış. Başka bir aracada binemedim. Koştum sevgilime bende."

Anlatırken usul usul saçlarımı okşaması huzuru bana tattırıyordu.

Ah tabii vicdan azabını da...