-7-

403 14 10
                                    

Tom'u uzun bi süre sonra ilk defa görecektim. Hayalinden fazlasını... Emma benimle gelmeyi teklif etti. Medyaya yakalanmamız adına arkadaşım ile dışarı çıkmış imajı verecektim. Tom'un ne kadar sarhoş olduğunu kestiremediğim için Emma'nın gelmesi çok iyi olurdu. Bir an düşüncelere daldım. Kız arkadaşı yerine beni araması bile mutlu olmam için bir sebepti. Medyaya ilişkileri hiç yansımamıştı. Bu yüzden duyduğum andaki şoku unutamayacağım yıkıcı anlar listesine eklemiştim. Joe o listeyi temizleyen adamdı. Onunla sarhoş olmaya bile bayılıyordum. Mükemmel derecede iyi gelmişti bana. Şimdi onu aldatıyordum. Herkes değil dese de bu da aldatmaktı.

Emma arabayı uygun bi yere sürdü. İndiğimizde ise kameraları gördükçe işimin çok zor olacağını düşünmeye başladım. Tom'u alıp nereye götürecektim? Kendi evime mi? Belki de Emma'nın evi en mantıklı seçenekti ama bunu ondan isteyemezdim. Hatta kendi evime götürmeyi daha çok istiyordum. Geldiğimiz yer eski bir sinemaydı. Normal sinemalar gibi değildi. Nostaljik bir yerdi. Sürekli eski filmler olurdu. Entelektüel aşıkların bir numaralı mekanıydı. Biz de romantikliğine kanıp gelmiştik. Filme yer bulamayınca beklemek için dışarı çıkmaya karar verdik ancak kameraların fazlalığı bizi bu fikirden vazgeçirdi. Çatı katına geçip oturmaya karar vermiştik. Minik biralarımız ile manzarayı izliyorduk. Tom bir anda
"İşte en güzel film bu." Demişti.
"İşte bu manzara." Ben de gülüp
"Evet,binalar muazzam gözüküyor buradan." Demiştim. Tom kıkırdayıp beni kendine çekmiş ve
"Ah evet güzelmiş. Ben sana bakmaktan fark edememişim." Diyince bir anda kendimi onu öperken bulmuştum.
Ona en başından beri aşık değildim ancak bu anın büyüsüne kapılmıştım.
"Onu ilk öptüğün yer de baya iyiymiş." Demesiyle Emma'ya döndüm.

"Yaaa,şu mesele." Göz devirdim. Çatı katına yöneldiğimde Emma'ya seslendim.
" Şoföre söyle arabayı bırakıp otoparka gelsin. Otoparkta benim arabam var. Anahtarlarını güvenliğe bırakıyorum. Arabayı alıp arka kapıya geçsin. Sen de araba da beni ve tabii Tom'u bekle.

Emma homurdandı
"Ya çalışanlardan biri sizin resminizi çekerse. Daha sonra dava açsan ne fark eder ki?"

Haklıydı ama umrumda değildi. Tek düşündüğüm Tom'du. Emma'ya cevap vermeden yukarı çıktım. Gözlerim Tom'u arıyordu. Çalışan ya da müşteri çatı katında kimse yoktu. Daha sonra yumuşak bir şekilde yere düşen bardak sesi duydum. Adımlarım da kalbim gibi hızlandı. Onu yıllar sonra tekrar görecektim. Onun kokusunu bile özlediğimi fark ettim.

-Tom?"

Onu gördüğümde çok fazla sarhoş görünmüyordu. Sadece her an uyuyabilirmiş gibi bir havası vardı. Muhtemelen onu kendi evime götürme teklifini kabul etmeyecekti. Ben sadece ben de biraz uyur ve gitmeden de kısa da olsa konuşabilir diye ümitlenmiştim. Bana baktığında gülüyordu. Bu gerçek bir mutluluk mu yoksa alkol etkisi ile sahte bi gülümseme mi anlamak zor değildi. Çünkü aptal gibi bakıyordu.

"TAYY."

Yanına gittiğimde elimi ona uzattım. Koluna girip onu buradan çıkaracaktım. Aslında yürümek için desteğe ihtiyacı yoktu. Kolumu atmak için yaklaştığımda bana sarıldı. Bu beklemediğim ama çok güzel bir sarılmaydı. O çok hafif bir şekilde belime elini dolamış ben de ellerimi omzuna koyabilmiştim. Ona sımsıkı sarılabildiğim günleri ne kadar özlediğimi farkettim.

"Seni götüreceğim,bir kahve yapıp ayıldığına emin olduktan sonra da gitmene izin vereceğim."

Tom güldü ve aptal gibi bakmıyordu.

"Buna ihtiyacım olmadığını görüyorsun."

"Telefonda daha sarhoş duruyordun." Dedim.

"Alexa bana kahve yaptı." Dediğinde bayılmak istediğimden emindim.

"O...kim?"

Vereceği cevaptan çok korkuyordum. Sadece Tom'la biraz yakınlaşma fırsatı arıyordum. Lütfen kuzeni olsun diye dua ediyordum.

"Kız arkadaşım. Şu an lavaboda."

Kız şu an buradaydı yani onu eve götürmem imkansız diye düşünmüştüm. Ama bir yolu olabilirdi. Kız lavabodan çıkana kadar vaktim vardı.

"Sen iyi gözükmüyorsun. Hastaneye gitmeliyiz. Sanırım alkol fazla gelmiş."

Tom sırıtıyordu.

"Aslında kontrollü içtim."

Ben de sırıttım

"Belli! Bunu arabada konuşuruz. Hadi yürü."

Tuhaf bir şekilde suratıma baktı.

"Üzgünüm ama Alexa-" yine sözünü kesmiştim çünkü duymak istemiyordum.

"Gerçekten kötü gözüküyorsun. Şöförüm Alexa'yı alır. Hastane muhabbetini arabada konuşacağız. Hadi."

Resmen onu sürüklüyordum. Kısık sesli itirazlar etse de yürürken zorluk çıkarmıyordu. Zar zor arabaya indiğimizde Emma hemen yardıma çıktı ama Tom'u bu kadar iyi görünce şaşırdı.

"Gayet iyi görünüyorsun Tom." Emma sinirli bakışlarını bana kilitlemişti ama yine umrumda değildi. Yaptığım şeyin doğru olup olmaması umrumda değildi. Sadece istiyordum.

"Lütfen onu şu manyak kız arkadaşına söyle. Sevgilim burada ve beni hastaneye götürüyor."

Emma bana gözlerini devirdi ama gerçeği görmüştü. Beni bozmadı

"Tay doğru söylüyor. Arabaya bir binelim de hastane işine o zaman karar verirsin."

Sonunda Tom arabaya binmişti. Biraz ilerledikten sonra

"Şu an hastane demek herkese yakalanmamız demek, bu kötü bir fikir olabilir. Madem dediğin kadar iyisin hastaneye gitmeyelim. Bize sür arabayı. Orada uyusun ve sonra gitsin."

Emma buna pişman olacağımı fısıldayıp duruyordu ama gerçekten olmayacağımı düşünüyordum. Tom tam inkar edecekken Emma lafa girdi

"Evet bu mantıklı. İlk defa düzgün hareket edebildin Tay. Konu Joe'yu kızdıracak bir şey olduğunda genelde sadece saçmalarsın ya." Hem anı kurtarmıştı hem de laf çarpabilmişti. Haklıydı ama diyecek bir şeyim yoktu. Sadece gülümsedim. Sonunda eve geldiğimizde yine yakalanmamaya dikkat ederek eve girdik. Emma ise kameraların olduğu kapıdan çıktı. Böylece iki arkadaş evde takıldı mesajını vermeyi başardık. Tom direkt koltuğa kıvrıldı. Hemen uyumuştu. Yanına oturdum ve saçlarını ellerimle buluşturdum. Buna gerçekten ihtiyacım varmış gibi hissediyordum.

Ve sevgilim sen böyle yanımda uyu diye hayaletlerle savaştığımı tahmin bile edemezsin

AFTERGLOW//hiddleswiftHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin