14

415 52 39
                                    


Jensen geri çekildi, kendini o kadar salak hissediyordu ki ne yapacağını bilemez şekilde öylece sustu sadece. Misha yüzüne yerleşmiş öfkeyke karışık beklentiyle kendisini izliyordu.

"Seni dinliyorum Jensen, nasıl olurda hiç bahsi geçmeden oda arkadaşımı tanırsın?"

Kurtaramayacağını bile bile, "Dün konusu geçmişti," dedi. "Yoksa nerden bileceğim? Tanrı aşkına Mish, abartıyorsun."

İşte tam o anda, farkına vardı. Misha ortak noktayı, buraya gelmesine sebep olan kişiyi hatırladı. Robbie. Hem oyuncu seçmelerini, haftalar öncesinden herkes bilemezdi. Bunu daha önce düşünmeliydi.

"Beni kandırdın yani?" diye başladı. "Başka biri gibi davrandın çünkü yeterince cesaretin yoktu. Basit bir cümlenle o kadar yolu getirttin bana, sonra benimle sevişip sevgilinle konuştun hiç birşey olmamış gibi. Sırf kendini kontrol etmek, cinsel eğilimini incelemek için beni kullandın."

Jensen tamamiyle boka battığını bilsede teslim olurcasına ellerini kaldırdı. "Başta nasıl biri olduğunu bilemezdim, gerçek kimliğimi söylesem sıkıntı çıkabilirdi. Ama aklımdan çıkmadın Mish, ve seninle iletişime geçmem gerekiyordu. Bu ilk kez başıma geliyor, kullanmak yada kandırmak söz konusu değil."

Misha arkasını dönüp ilerleyince öne atılıp tuttu onu Jensen."Özür dilerim tamam mı? Böyle sonuçlanmasını istemezdim. Seni tanımak ve birlikte zaman geçirmek istiyorum. Ayrıca geçen gün Danneel'e söyleyeceğimde bana engel olmasaydın, muhtemelen Robbie olayını da anlatırdım sana."

"Yine ben suçlu oldum yani?" Misha bağırdı, iyice sinirlenmiş olmalıydı. "O gün seni durdurdum çünkü ertesi güne kalmadan pişman olup yine ona koşacaktın, ama o süreç içinde bana yada duygularıma olacakları önemsemeyecektin. Çocuk gibisin Jen, sadece şu anı düşünüyorsun, ileriyi değil."

Tutuşundan kurtulup uzaklaştı Misha. Muhtemelen eşyalarını toplayacaktı. Jensen eğer şimdi giderse, dönmeyeceğini bildiği için korkmuştu. O hayranlık, sevgi yada yaşadıkları cinsellik önemli değildi. Misha kullanılmış, kandırılmış ve değersiz hissediyordu. Geçmişteki hiçbir sevgi yada yaşanmışlık onu geri döndürmezdi. Hayatına devam edecekti, bugünler hiç yaşanmamış gibi. Ama Jensen yapamazdı. Misha ile gördüğü bu yeni dünya ilgisini çekmiş, onu mutlu etmişti.

Yanına gitti ve derin bir nefes alarak sakince konuştu. "Mish, özür dilerim tamam mı? İsmimin Robbie olduğunu söyledim ama sana karşı kötü davranmadım, yada çıkarcı. Sadece seninle yakın olmak istedim. Ayrıca haklısın cesaretim yoktu, ben sandığın kadar mükemmel değilim. Korkularım var, ön yargılarımda. Zayıflıklarım, pişmanlıklarım... Sen onlardan biri olma lütfen. Kal. Gidersen bana en büyük kötülüğü yapmış olursun."

"Tek mesele Robbie olayı, yani yalan söylemende değil Jensen. Danneel ve sen birliktesiniz, onun sana bakışlarını görebiliyorum. Bense her zamanki benim, yatakta başlayıp yatakta biten sevdalar bana göre. Sorumluluk alıp öne çıkamam, ilişkiler bana göre değil. Sen öyle bir şey istemeyecek olsan dahi Danneel öğrenirse yada bir sebepten ayrılırsanız öyle bir durum çıkacak ortaya. İşin oralara gelmesini istemiyorum, hele tüm bu olanlardan sonra."

Misha bunu söylerken Jensen'a bakmıyordu. Sesinden herhangi bir duygu yada hissiyat kapmakta imkansızdı bu yüzden Jen onun ciddi olup olmadığını anlayamadı. "Denemekten zarar gelmez," dedi kendinden emin şekilde. "Anında herkese açıklayamam, yada dışarda elele seninle gezemem ama denemek istiyorum, tüm kalbimle. Danneel olayına gelince, onun beni sevdiğini biliyorum ama karşılıklı değil. Bunu anlayalı biraz oluyor, seninle alakalı değil yani."

Misha bavulun yanına oturdu, başını ellerinin arasına aldı. "Ben berbat biriyim -" diye başladı ama devam edemedi. Aniden ağladı, o kadar içli ağlıyordu ki Jensen ne kadar zamandır kendini tuttuğunu merak etti. Hızlı hareketlerle karşısına geçti ve ellerini yüzünden çekti, gözyaşlarını sildi.

"Mish, sen hayatım boyunda gördüğüm en ışıltılı insansın. Etrafındaki herkesi etkin altına alıp, gülümsemelerini sağlıyorsun. Lütfen kendine haksızlık etme. Ağlama da, lütfen."

Ama susmadı Mish, daha doğrusu susamadı. Sanki durmaya çalıştıkça içinden bir şeyler yükseliyordu ve tekrar ağlamaya başlıyordu. Jensen sıkıca sarıldı ona, o kadar sıkıydı ki canı yanıyor olabilirdi.

"Yanındayım, hepte yanında olacağım. Ağla yada gül, sinirli yada sakin ol farketmez. Ben hep burdayım."

Jensen dakikalarca konuştu onunla, başta ona ne kadar değer verdiğiyle ilgili. Sonrasında öylesine konulardan. Zamanla Misha sakinleşti, sessizleşti. En sonunda ağlamayı kesti tamamen. Geri çekilip Jensen'ın gözlerinin içine baktı. Dolu dolu gözüken mavileriyle, daha da tatlıydı. Ayrıca daha masum.

"Beni incitecek misin? Kalbimi kıracak mısın?"

Jensen dudaklarına uzanıp tutkulu bir öpücükten sonra cevapladı. "Asla."

Sonra ikisi birbirine sarılı olarak yattılar ve uzun uzun sohbet ettiler. Birkaç saat sonra Jensen Danneel ile buluşmak için çıktı.

Cafeye vardığında Dani öpmek için uzadığında yanağını öptü Jen. Bozulmasını istemese de öpüşmek şu an çok daha yanlış geliyordu, çünkü Mish ile aralarında bir bağ oluşmuştu.

"Bir şey içer misin?" diye sordu. Hemen konuya mı girmesi gerekirdi? Emin değildi.

"Konuş, Jen" dedi teşvik edercesine Danneel. "İçinde kalmasındansa kurtulman daha iyi, sonrasında bir şey içebiliriz."

Evet, işte başlıyordu. "Dani, benim için ne kadar değerli olduğunu biliyorsun. Ama artık bu yetmiyor, aramızdaki aşkı hissedemiyorum. Heyecanımız kalmadı --"

"Başka biri mi var?" diye sözünü kesti Dani. "Bana karşı dürüst ol, lafları ağzında geveleme. Son zamanlarda bana mesafeli olduğunu farketmemek imkansızdı zaten."

"Kimse yok, sadece açıkladığım sebeplerden ötürü bitirmek istiyorum. İkimiz içinde en iyisi bu."

Danneel çantasını alıp ayağa kalktı. "Benim için en iyinin ne olduğuna sen karar veremezsin. Ayrılmayı ben seçmedim. Yinede, hoşçakal. Umarım mutlu bir hayatın olur."

Jensen'in cevabını beklemeden yürümeye başladı. İşte şimdi, üstünden büyük bir yük kalktı. Artık rahatça istediği kişiyle istediğin yapabilirdi.

Bir dahaki bölüm 3 ay sonrasından falan olacak, 4.sezon çekimleri başlamasıyla yani. Oy verip bol bol yorum yapmayı unutmayın.

strangers //cockles ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin