16

361 39 71
                                    

Jensen sabah başının ağrısıyla uyandı. Yine içmiş olmalıydı, çok hemde. Kalkarken yerin sertliğini farkedip yatakta olmadığını anladı. Misha neden bakmamış, yerine geçmesini söylememişti acaba? Kalkıp hemen duş aldı, üzerini giyindi. Sete baya gecikmişti. Çıkmadan önce Misha'yı çağırmak için odaya girdi ama yoktu. İşte o an telaşlandı. Aradıysa da yine telefonu açan olmadı. Belkide erken uyanıp sete gitmişti. Gerçi bugün onun çekimi yoktu ama.

Mecburen sete gitti.Bir bahane bulup durumu kurtardı ve hemen çekimlere başlandı. Eve gitmek için can atıyordu, belki Misha gelmiştir diye. Haklı da çıktı.

"Seni çok merak ettim, neden böyle yapıyorsun? Haber vermek bu kadar mı zor?"

"Ayrılmak istiyorum."

Jensen önce idrak edemedi, öylece bakakaldı. "Ne demek ayrılmak istiyorum? Sırf dün diğerlerinin yanında elini tutup seni öpmedim diye mi?"

"Dün geceyi hatırlamıyorsun değil mi? Keşke bende unutabilseydim. Üzgünüm Jensen ama bunu yapamam. Elimden geldiğince çabaladım, emek verdim bu ilişkiye ama olmaz. Olmadı. Kalan eşyalarımı almak için geldim ve veda etmek için."

"Hayır." dedi Jensen. "Konuşup halledeceğiz, tamam mı? Senden vazgeçmiyorum. Böyle bitemez."

Dün gece ne olmuştu bilmiyordu, umrunda da değildi. Büyük ihtimalle tartışmışlardı, hakaret etmişti belki. Ama onların arasındaki bağ daha kuvvetliydi.


Misha yanında duran bavulu alıp ayağa kalktı."Hoşçakal Jensen."

Bu kadar mıydı? Basit, öylesine yapılmış bir veda, gözlerin dahi birbirine dokunmaması?

Ama eğer böyle istiyorsa, Jensen ona zaman verecekti. Kafasını toplayıp sakinleşmesi için birkaç gün. Telefonu çıkarıp Jared'ı aradı. Yemeğe onunla çıkabilirlerdi.

"Şu yeni adam," diye başladı Jared. "Sana bakışları çok farklı. Sanki umrunda olan, değer verdiği tek kişi senmişsin gibi."

"Evet, çok yakın arkadaş olduğumuzdan. Ailesiyle arası hiçbir zaman iyi olmadı, bende elimden geldiğince yanında olmaya çalıştım." Jensen'ın konuşmak istediği son konu bu olsada, yapacak bişey yoktu.

"Bilmem, bana kalırsa o seni arkadaşı olarak görmüyor. Yanlış anlama, yargılamıyorum. Sadece sana açılırsa falan şoka girme diye düşüncemi paylaştım."

"Saçmalama, hem yakında Castiel ölür, o da memleketine döner. Başka şeylerden konuşalım."
Jared konuyu değiştirdi ama Jensen'in aklı, yeni farkettiği o gerçekteydi. Misha'nın rolü daimi olmayacaktı. Bittiğinde, onu burda tutacak bir iş kalmayacaktı. Hem araları da kötüydü, toparlayabilirler miydi?

Yemek bittiğinde Mish'e mesaj çekti.

J: Dün ne olduysa tekrar tekrar özür dilerim. Kendine iyi bak, kafanı dinle biraz. Yarın sette görüşürüz.

Jensen eve geç gitmiş olmasına rağmen, uyumakta çok zorlandı. Aylardır ilk kez bu kadar yalnızdı, yanında Mish yoktu. Yatakta dönüp durarak sabahı etti.

Sabah olmasındaki tek iyi yön, sete gidecek olmasıydı. Makyajıyla kıyafetleri tamam olunca hemen çekimin yapılacağı yere gitti. Misha da ordaydı, bayadır orda bekliyormuş gibi bir hali vardı.

Jensen Robert'e eliyle işaret ederek biraz zaman istedi. "Selam Mish.Nasılsın?"

Misha gözlerini yerden kaldırmadan "İyi sayılırım." dedi. "Uyuyamadım, erkenden geldim."

"Bende uyuyamadım, ayrıyken huzursuz oluyoruz. Eve dön bebeğim, lütfen." Jensen yalvaran gözlerle, beklenti içerisinde durdu karşısında. Elini uzatıp ona dokunmak, öpmek, hissetmek istiyordu ama yapamazdı.

"Uyuyamadım, çünkü o gece beni nasıl zorladığın aklımdan çıkmıyor. Gözümü kapattığımda, tekrardan yaşıyor gibi oluyorum." Misha'nın sesi kırgın geliyordu. Birazda canı acıyormuş gibi. "Senden asla beklemeyeceğim hareketlerdi."

"Ne demek istiyorsun? Zorladım mı?"

"Gerçekten hatırlamıyor musun, yoksa böylesi daha kolay mı geliyor bilmiyorum. Ama o gün seninle birlikte olmak istemediğim halde üstüme geldin, öpmeye, bana dokunmaya devam ettin. Bağırsam bile durmadın. Seni iteleyerek zar zor üstümden attım ama çok kötüydü."

Jensen Misha'nın gözyaşlarıyla dolmuş gözlerine baktı.
"Kendimi kullanılmış hissettim, güçsüz ve değersiz."

Sinirle masanın üzerindekileri yere savurdu Jensen. "Lanet olsun!"

Etraftaki herkesin bakışları onlara döndü ama umrunda değildi, yaptığı şeye ve küfretmeye devam etti. Sonunda biri gelip onu durdurdu.

Kendisine öyle sinirliydi ki, dakikalar geçmesine rağmen sakinleşemedi. Böyle bişeyi nasıl yapardı? Sevdiği adama nasıl o şekilde davranırdı? Alkol buna bahane gösterilemezdi, bazen gerçekten kendini kontrol edemiyordu.

Robert yanına gelip bir süre sessizce oturduktan sonra, "Onu seçmemi söylediğinde böyle bir sonuç göreceğimizi beklemiyordum." dedi. "Kabul edeceğim, Misha'nın oyunculuğunu beğendim ama ikiniz anlaşamayacaksanız dizideki süresini kısaltabiliriz."

Jensen eliyle yüzünü kapadı. "Hayır, hayır. Kalmalı, az önce olanlar tamamen benim suçum. Özür dilerim."

"Sorun değil, tekrarı olmasın ama. Bunu kavga sahnelerinde görmeliyiz, kamera kayıtta değilken değil."

Jensen başıyla onaylayıp biraz yalnız kalmak istediğini söyledi. Lanet olası bir pislikti, tüm kötülükleri hakeden bir hayvandı. Bunun nasıl üstesinden gelebilirdi ki? Nasıl Misha'nın ona tekrar güvenmesini sağlardı? Hep hatalıydı, baştan beri yapmadığı kalmamıştı.
Derin nefesler alarak, geri gitti. Sadece çekime odaklandı. Misha repliklerini söylerken, ona yakınken daha da kötü hissetti kendini. Üç defa baştan çekmek zorunda kaldılar.

"Kestik!"

Jensen Misha'nın koluna uzandı. "Ne kadar özür dilesem de bir anlamı olmadığını biliyorum ama farkında olarak asla sana kötü davranmam, seni incitmem. Lütfen bana ikinci bir şans ver, ne şart koyarsan koy kabul ederim. Sadece yakınında olmak ve mutluluğunu görmek istiyorum."

Misha yavaşça kolunu çekti. "Jensen bana tecavüz falan etmedin, ama sürekli; sürekli üzerime geldin. Tek sorun o da değil. Sorun dışarda benimle olmaya cesaretin olmaması da aynı zamanda. Aramızdaki ilişkiyi çoğu zaman cinselliğe indirgemen. Yoruldum anlıyor musun? Yoruldum ve hepsi üst üste geldi, o geceki zorlaman son damlaydı. Bu ilişki normal değil, bitmeli."

"Öğlen birlikte yemek yiyelim, tüm bunları detaylı konuşuruz. Bilmen gereken tek şey; seni çok sevdiğim."

Bu Jensen'ın ilk kez duygularını ona açışıydı. Son olmamasını umdu.

Oy & Yorum Lütfen.


diğer 2 bölüm hazır ;))

strangers //cockles ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin