17.Bölüm

1K 67 2
                                    

Sabah çantama ödül töreninde giyeceğim kıyafetlerimi alıp evden çıkmıştım.Kahvaltımı yapmadığım için okula gelir gelmez kantine geçmiştim.Şuan elimde olan tostta olayların kanıtıydı."Esila'm niye çağırmadın?"diye soran Emirhan'a baktım.Ağzımdakini yutup "Ne biliyim."diyerek yemeğe devam ettim.Fazlasıyla acıkmıştım."Bekle tost alıp geliyorum."diyerek harekete geçtiğinde "Allah rızası için banada ayran al boğazımdan geçmiyor."diyip yalandan öksürdüm.Başını sallayarak sıraya doğru ilerledi.Ayranı aşırı aşırı derecede seven birisiydim.Gece gündüz aralıksız içebilirdim.Emirhan 2 tane ayran ve 1 tostla bana doğru geldi.Elindeki ayranı hemen alıp,açtım ve yudumlamaya başladım."Yavaş boğulacaksın!"dediğinde gözlerimi kısıp "Bana diyene bak!"dedim.Başını 'sen iflah olmazsın' anlamında sallayarak tostuna gömüldü."Doğorloro nordo?"diye sordum.Amacım 'diğerleri nerede' demekti ama ağzımda yemek olduğundan zor konuşuyordum."Bahçede oturacaklarmış."dedi.Başımı salladım."Sana bir şey sormam lazım."dediğinde ona doğru baktım.Kaş göz işareti yaparak ne sormak istediğini öğrenmeye çalıştım."Elif beni red mi etti?"dediğinde tostumu bıraktım.Red etmiş olmuyordu ama kabulde etmiş olmuyordu.Gerçi Emirhan çıkma teklifi etmemişti."Hayır..."dedim."O zaman neden dün kaçtı?"dediğinde "Onun için biranda böyle bir şey olması şaşırmasına sebep olmuştur ve ne diyeceğini bilemeyerek gitmiştir.Sende kaçmıştın."dedim.Dediklerimde haklıydım.Emirhan Elif ile buluşmadan ve doğru düzgün tanışmadan kaçıp duruyordu.Kafasını  sallayarak "Mantıklı..."dedi.'Bazı zaman çok mantıklı bir insanım be!'diye içimden geçirdim.Emirhan hâlâ düşünüyordu."Yemeğini ye!"dedim.Kendine gelip yemeğini yemeye başladı.En kısa zamanda Elif ile konuşmam gerekti.Yapılacaklar listeme bu maddeyi ekleyip,yemeğimi yemeye devam ettim.
                              ***
Çıkışa birkaç saat kala keltoş beden hocası çağırmıştı.Ödül töreninde giyeceğim kıyafetlerimi yanıma alarak yanına gitmiştim.Beni direk soyunma odasına yollamıştı.Üzerimi değiştirip soyunma odasından çıktım.Emirhan ve takımı basketbol oynuyordu.Yakında onlarında maçları olacaktı.Bakışlarımı oradan ayırarak spor salonunundan dışarı çıkmıştım.Rüzgar ve tanımadığım birkaç çocuk konuşuyordu.Umursamayıp yoluma devam ettim.Önüme yavşak Mert çıktı."Bugün maçımız var.İzlemeye gelir misin?"diye sordu.'Ya benim şansım olsaydı.Şuan burda olmazdım.'diye geçirdim."Hayır!"diyerek yoluma devam edecekken kolumdan tuttu.Kolumdan tuttuğu elime bakarak "Mert elini çek yoksa bir yerlerine koyacağım."dedim."Pardon."diyerek elini çekti.Kibar olmaya çalıştıkça insanı sinir ediyordu."Neden gelmiyorsun?"diye sorduğunda sinirlerimi dizginlemeye çalışarak ona baktım."Ödül törenim var.Gerçi olmasa bilene gelmezdim."dedim."Neden?"diye sordu.'Eben diyorum kaşları gözleri güzel mi?!'sinirle oflayıp "Çünkü senin ne yaptığın beni ilgilendirmediği için."dedim."Bana şans vermemekte ısrar ediyorsun."dedi."Sende anlamamakta ısrar ediyorsun.Ulan yavşak sana diyorumki is-te-mi-yo-rum ama sen ne diyorsun 'bono şons vormoyorson' ya istemiyorum,istemiyorum.Anlaman mı kıt hipopotom!"dedim.Çok sinirlenmiştim.Bu çocuğu her gördüğümde sinir ayarlarım bozuluyordu.Biri kolumdan sertçe çektiğinde o tarafa döndüm.Rüzgar bana sertçe bakarak "Gidelim mi?"diyerek çekiştirmeye başladı.Nereye gittiğimizi bilmiyordum.Anlam veremeyerek baktım."Nereye yav?!"diye sordum.Kolumu bıraktı."Hiiç öylesine Mert'ten kurtulman için yaptım."dedi.Ne kadar iyi bir şey yapsada kendi başıma halledebilirdim.Ama bir şey demeden "Eee peki o zaman gidiyorum ben."diyerek başka yöne gittim.Ödül törenine az kalmıştı ve gitmem lazımdı.Koşturarak keltoş beden eğitimi hocasının bulunduğu yere ilerledim.
                            ***
Sıra voleybol kategorisine gelmişti. "Ödülünü almak için kazanan okulumuzu davet ediyorum."diyen sunucunun sesini duyduktan sonra ayağa kalktım.Benim ile birlikte voleybol takımıda ayağa kalktı.Hep birlikte sahaya ilerledik.Arkamızdan keltoş beden hocası geldi.Hepimize tek tek madalya taktılar.Taktıktan sonra tebrik edip sahadan kışkışladılar.'Ya siz şaka mısınız?Şu minnacık madalya için mi geldik?' diye geçirdim.Madalyayı küçümsemiyordum sadece boş boş geldiğimizi düşünüyordum.Keltoş beden hocası ses çıkartıp "Gidiyoruz."dediğinde başımı sallayarak geldiğimiz servisin olduğu yere ilerledim.
                           ***
"Selaaaaamun aleyküm."diyerek sınıfa girdim.Herkes bana bakarak başları ile selam verdi.Yerime geçip oturdum.Bildiğime göre son derse girecektik.Hoca sınıfa girdiğinde herkes ayağa kalktı."Oturun!"diyerek bizi oturttu."Arkadaşlar tahtaya soru yazıp,rastgele birini çağıracağım.Çağırdığım kişi tahtadaki soruları çözecek."dediğinde rahatça oturdum.Ne zaman rastgele bir şey olsa ben seçilmezdim."Esila!Gel kızım!"diye beni çağıran hocaya baktım."Gelsene yavrum."diyen hocaya "Gitsene Emirhan!"dedim.Herkes bana tip tip baktı."Seni çağırdı kanka."diyen Emirhan'a yalvarırcasına baktım.O ise pis pis gülüyordu.'Zaten işim düştüğünde yardım etme şerefsiz!'diye içimden geçirdim."Kızım gelecek misin?"diyen hocaya baktım."Hocam Emirhan'ın gelmesi için bu kadar ısrar etmeyin.Gelir o."dedim.Herkes dediğime gülerken ben somurtuyordum.Hoca ise sinirli bir şekilde bakıyordu."Bende şans olsa dünyaya gelmezdim zaten."diye mırıldandım."Esila gelmezsen sözlünden puan kıracağım."dediğinde ayaklandım.Yalandan düşer gibi yapıp "Hocam şimdi biranda ayak bileğim ağrıdı biliyor musunuz?Nasıl ağrıyor..."diye söyledim.Hoca patlayacak bir bomba gibi duruyordu."Gel evladım!"diye bağırdığında "Peki hocam."diyerek tahtaya doğru ilerledim."Çöz şimdi!"dediğinde elime tahta kalemini alıp soruyu çözmeye başladım.En son hocaya ve sınıfa dönüp "Soruyu çözdüm."dediğimde hoca tahtaya yaklaştı.Biraz tahtaya baktıktan sonra "Kızım bu ne?"dediğinde ona doğru döndüm."Ne ne hocam?"dediğimde "Çıkar mısın dışarı?"diye sordu.'Yani işime gelir bebeğim hemen çıkarım.'"Peki hocam."diyerek sınıftan çıkmıştım.Çıkış saatine az bir zaman kalmıştı.Dersle uğraşacağıma dışarıda bekleyebilirdim.İçeriden "Aferin oğlum."diye ses geldiğinde "Benim yapamadığım soruyu kim,nasıl yapabilir?"diye mırıldandım."Geç içeri."diye hoca sınıftan kafasını uzattığımda "Ben iyiydim."diye kısık bir sesle söylenerek sınıfa girdim."Bundan sonra çok çalış Esila!"dediğinde kafamı sallayarak yerime geçtim."Kız ne çirkefsin sen."diyen Arya'ya baktım."Ne çirkefliğimi gördün be!"diye çıkıştım."Şuan bile çirkef..."diyen Ecrin bana doğru döndü."Dönün önünüze kertenkeleler!"diye sinirle bağırdım.Herkes sırıtarak bana baktı."Hocam dersi dinletmiyorlar."diye masum ayağına yattım.Hoca sabır diler gibi yapıp tahtaya geri döndü.
                            ***
"Vicdansızın hocası gelmiş en zor soruyu bana soruyor,çözemediğim için bana kızıyor.Where is the ADALET??"okuldan çıkmış hep birlikte dolmuş durağına doğru yürüyorduk."Esila'm sence biraz fazla abartmıyor musun?Sabahtan beri dırdır dırdır konuşuyorsun."diyen Arya'ya en sert bakışlarımı attım.Sanırım tırsmıştı ve ellerini 'teslim oluyorum'anlamında kaldırdı."Harbi ya!Allah bir çene vermiş geresini koyuvermiş."dedi Emirhan.'Sırtımdaki bıçakların sayısını 100'den sonra saymayı bıraktım.'diye içimden geçirdim.Kollarımı birbirine kenetleyip önden önden yürümeye başladım."Olabilir.Sen onları takma aşkom!"diyerek yanıma gelip sarıldı Ecrin."Ne varsa sende var be aslan parçası!"diyerek bende ona sarıldım.Dolmuş durağına nihayet gelmiştik.Birlikte alışveriş merkezine gidecektik.5-10 dakika bekledikten sonra dolmuş gelebilmişti.Hızla hepimiz bulduğumuz bir yere geçtik.
                            ***
"Arkaya doğru ilerleyelim."diyen dolmuşçuya sinirle baktım.'Ulan mal yiyosa sen ilerle burda adım atacak yer yok!'diye geçirdim."Abi daha ne bekliyorsun yakında yanımdaki amcanın üstüne çıkıcam."diye bağırdı Aras.Dolmuşa yaşlılar dolunca her birimiz ayağa kalkmıştık."Bak görüyorum ben orda daha yer var."diyen adama "Bok var!"diye mırıldandım."Yok arkadaş nefessizlikten öleceğim.Abi takmışsın 'arkaya,arkaya'gel yer değişelim.Teyze sende dur bir dakika,üstüme üstüme gelip duruyorsun."diyen Ecrin'e hak vermiştim.Teyze ikimizin arasındaydı ve Ecrin ile benim aramda mekik dokuyordu.Benim üstüme gelmiyorsa Ecrin'in,Ecrin'in üstüne gelmiyorsa benim üstüme geliyordu."Cık cık cık.Bu yeni nesil çok saygısız."oturan bir teyze bize ters ters bakarak mırıldandı.'Teyzeceğim oradan konuşmak kolay gel burda konuş.'diye içimden geçirdim."Yok daha fazla dayanamayacağım.Abi çek şu yana biz inelim."diyen Emirhan'ın sesini duyan adam sağa doğru çekti.Aşağı inmeye çalışıyordum.Aralarında en arkada ben kalmıştım çünkü ilk ben kalkmıştım.Aşağı ineceğim sırada önümde iri cüsseli bir adam yol vermek yerine hâlâ dikiliyordu."Geçeyim diyorum."dediğimde yanındaki adamı iterek yol verdi."Eyvallah."diye mırıldanarak aşağı indim."Sizin aklınıza uyarsak böyle olur.Ne güzel otobüse binip tam önünde inecektik.Şimdi yüreyeceğiz."diyen Arya'ya hak verdim."Sanki otobüste farksız oluyor geçen adamın biri arkamdan ittirip duruyordu.Namusum elden gidecek diye çok korktum."diyen Aras'a gülerek baktım."Hadi daha bir sürü yol var.Yürüyün!"diyen Ecrin'in üzerine herkes harekete geçti.
                           ***
  Herkes bir yerlere dağılmıştı.Ecrin makyaj malzemeleri satan yere,Arya kitap satılan bir yere,Emirhan yemek bölümüne ve Aras ise giyim mağzalarına gitmişti.Ben ise boş boş alışveriş merkezinin  ortasında dikiliyordum.Hiç birinin gittiği yere gitmemiştim.Hiç biri bana göre değildi.Yani şuanlık.Çevreme bakındığım sırada nihayet takılabileceğim bir yer bulmuştum.Önümde çeşitli kokuların bulunduğu parfüm mağazası vardı.Hızla mağzaya ilerleyip içeri girdim.Oldum olası parfümlere bir ilgim vardı.Kendim kullanmasam bile abimin parfümlerini mutlaka kullanırdım.Erkek parfümlerinin kokusu cidden güzel oluyordu.Kadın parfümlerinin olduğu bölümde ilerlerken gözüme bir parfüm kestirmiştim.Elime alıp bileğime sıkıp kokladım.Cidden çok güzel kokuyordu.Normalde kadın parfümleri bana göre çok ağır olmasına rağmen bu koku çok hoşuma gitmişti.Yerine koymadan raflarda gezinmeye devam ettim.Etrafıma bakınırken bakış açıma tanıdık birisi girmişti.Bahar kadın parfümlerinin olduğu yerde parfümleri teker teker deneyip kokularına bakıyordu."Merhaba."diyerek yanına gittim.Beni görmesiyle yüzünü gülümseme yayıldı."Merhaba.Burada ne yapıyorsun?"diye sordu."Hiç öylesine geziniyordum ve seni gördüm.Selam vermek istedim."dedim ve gülümsedim.Oda bana gülümsedi.Daha sonra telefonuna bildirim gelmişti.Ekrana baktıktan sonra "Üzgünüm gitmem gerek.Sonra görüşürüz Esila."diyerek yanımdan ayrıldı.Aldığım parfümü kasadan geçirdikten sonra mağazanın çıkışına ilerledim.Nereye gideceğimi düşünürken sinemaya gitmeye karar vermiştim.Sinemaya doğru ilerlerken gruba mesaj attım.

ESİLA:Sinemeya giriyorum haberiniz olsun.

Ekranı kapatarak sinema salonunun olduğu bölüme doğru ilerledim.
                          ***
"Kaç numarayı istemiştiniz?"bilet görevlisinin sorduğu soruyla önümdeki ekrana baktım."L-10"diye cevap verdim.Kafasını sallayarak bileti bana uzattı.Filmin başlamasına 10 dakika vardı.Sıradan çıkıp arkamı döneceğim sırada sert bir cisme çarptım."Ananı bacından..."diye sitem ederken alnımı tuttum.Çarptığım şeye baktığımda önümde boyun vardı."Kardeşim dikilmek için başka yer bulamadın mı?"diye sorarak alnımı ovmaya başladım."Kardeşim deme lazım olur."diyen sesi tanıyordum.Yüzünü görmek için kafamı kaldırdığımda sırıtan bir Rüzgarcık görmüştüm."Ne lazımlığı?Şu 5 yaşındaki çocukların kullanıdğı şeyden mi?"diye saçma bir soru sordum.Dediğime Rüzgar kahkaha ile güldü."Komik mi?Bence çok saçma bir şey söyledim."dedim.Gerçekten saçmalıyordum çünkü abimin kullandığı ve benim en sevdiğim parfüm kokusu buram buram burnuma geliyordu ve bu benim dikkatimi dağtıyordu.Rüzgar gülmeyi kesip "Ee napıyorsun?"diye sorduğunda kokuyu boşverip "Sinema salonunda olduğumuza göre sinemaya gireceğim."dedim."Bende."diye cevapladı."İyi."diyerek bilet görevlisine biletimi gösterip içeri girdiğimde benimle birlikte aynı yöne ilerledi.Aynı salona girdiğimizde "Aaa ne tesadüf aynı film!"dedi."Ya sabır!"diyip yerime doğru ilerledim.L-10 koltuğunu bulduğumda koltuğa oturdum.Rüzgar'ında benim yanımdaki koltuğa oturduğunu görünce gözümü kocaman açıp "Yok deve!"diye şaşırarak söyledim."Noldu?Olamaz mı?"diye sorduğunda "Olabilir tabii canım.Sonuçta aynı ülkede,aynı şehirde,aynı alışveriş merkezinde aynı saat,aynı dakika,aynı saniye ve salise birlikte yan yana aynı filme girdiğimizden daha normal ne olabilir?"diye sitemle sorup gözlerimi kıstım ve "Beni mi takip ediyorsun?"diye sordum."Hayır tabikide.Ayrıca sen bileti alırken ben çoktan almıştım.Son olarak olasılık denilen bir şey var bence bu gayet normal."dedi.'Çok bilmiş,aptal şey!'diye içimden geçirip filme döndüm.Başlamak üzereydi.Biri gelip 'sürekli sırıtan bir komşu oğlu ile aynı zaman diliminde romantik komedi filmine gideceksin' dese kahkalarla gülerdim.Hayat müşterek lafını boşu boşuna söylememişlerdi.
                             ***
Araya girdiğimiz sırada telefonuma bildirim gelmişti.

KURTARICIM:Esila acil yemek katına gelmen gerek.Çok kötü şeyler oluyor.
ESİLA:Birine bir şey mi oldu?
SİSTER:Acil gel!

Telefonumu hızla cebime sokup endişe ile koşturarak yemek katına ilerledim."Komşu kızı bir sorun mu var?"diye arkamdan merakla soran Rüzgar'ı şuanda dinleyecek halim yoktu.Aşırı derecede endişelenmiştim.

Komşu Oğlu (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now