KÜÇÜK ŞEYTAN

K.Ş=1

" happy birthday to youu, happy birt-" derken mumları üflememle etraf sessizleştiğinde sadece göz devirip elime aldığım catalla baştan beri göz diktiğim çikolatalı pastanın üstündeki piyanonun sandalyesini alıp yedim.

" Aa terbiyesiz"

" Çocuğun doğum gününü mahvetti"

" Bari bir mum ufleseydi dilek hakkınıda çaldı"

" ne beklersiniz ki küçük şeytan işte"

Bla blaaa...bu sözler açıkçası bi gram bile umrumda değildi. Ki bunun için dua etmeleri lazım eğer onlardan birini kafaya takarsam durumları vahim.

Bana hala hayretle bakan pastanın sahibine piçimsi bir gulumseme yollarken bir catalla onun ağzına pasta verdim...tabiki alıp yemisti o beni kaybetmeyi goze alamaz

" gözde keşke bıraksaydın da bari bir dilek tutsaydım " diyip göz devirince çocuk gibi sahteden dudak buzup " ama aşkığğm zaten senin tutacağın dilek ben degilmiydim...bu pastanin ne önemi vaar" dememle bu halime gülümseyip bana sarilinca yüzümde geri eski sırıtış yerini aldı.

" Tabiki önemli değil galiba sen haklısın" evet hakliyim canım yenimi anladın?
Bunu kulağıma fısıldamasi zaten midemi bulandirmisken birde saçımı yana atıp boynumu öpmesiyle resmen kusasim geldi.

Dıştan gostermesemde izin versemde birilerinin bana dokunmasi konusunda falan çok hassatim.
Hakan yani doğum günü çocuğu benden ayrılırken o daha yeniki buzuk suratıma koca bir gülümseme yerlestirdim.

Hakan bana gulumseyip " pastayi keselim...parti devam" diye bagirirken herkez onu alkisliyordu ama bütün gözler pasta kesen hakanda değilde bendeydi...farkındadım.

Hakan kafasını egdiginde cocukluktan beri ondan hoşlanan kıza bakıp dil çıkardığımda kız hayretle bana bakarken hakanin catalla bana uzattığı pastayi ona bakarak ağzıma attim.

************
Bütün parti boyunca hakanla çılgınca dans ederken köşeye bıraktığım viskimi bir dikiste bitirip saate baktım.
3' e geliyordu bu kadar oyalanmama içimden küfrederken cantamı da alıp sallana sallana hakanin yanına döndüm.

Hakan geldiğim gibi belimi kavrayip beni kendine çekerken dudağıma giden gozleriyle kafamı çevirmen bir oldu.
Artık ondan ayrılmalıydim bugün ayrılmak için güzel bir gün diye içimden geçirirken " seni eve birakayimmi" diye müzikten dolayi bağırarak konuşan hakana sert bir ifadeyle bakarak " ayrılalım" dedim.

Hakan bir yandan dans edip bir yandan kaşlarını çatarken " anlamadim" diye bagirdiginde göz devrip aynı onun gibi bağırarak " ayrılalım" diye tekrarladim.
Hakan'ın gözleri bu sözümden sonra üzüntüden çok korkuyla cokerken bu haline sırıtıp " baay" diyerek onu öylece bırakıp yürümeye başladım.

" böyle mahalleyi sikiyim" istemsizce böyle mirildanirken arkamdan yürüdüğünü belli eden hakanin ayak seslerine göz devirip cebimden hir sigara alarak los ışıkların altinda yaktim.

Yolar karanlik ve ıssız di urksem fena olmaz ama olmuyordu işte herşeyi yapabilirim korkmam gibi bir guvence vardı her zman içimde yatan.

Hakan bana yetişmiş olacak ki bileğimden tutup beni kendine çevirirken " benden ayrilamazsin" dedginde isterik hir kahkaha atıp ağzımda tuttugum sigara dumanı yüzüne ufledim.
Astımı vardi o kadar kostugu ve sigara dumani yüzünden oksurukle kafasını yere eğerken " zenginmisin?" Dememle çatık kaslarla egdigi kafasını diklestirip " ne alaka" derken sözümü tekrarladim " zengin misin" hakan olumsuz anlamda kafa sallarken kaşlarimi havanlandirip omuz silkerek " o zaman senden ayrılmamam için hicbir neden yok" dedim.