28.Bölüm: Amansız Ölümler

47 8 2
                                    

•Edward'ın ağzından;
Gücümüzün etkisiz bırakılmasına üstelik bir de bir türlü kesilmeyen sihirli alev toplarından dolayı kafamızı bile çıkartamayışımız eklenince hepimiz sinirden deliye döndük. Bir arada toplanıp ortak bir güç çıkartma fikrini zihin yoluyla özel olarak hepsine ilettim.

Hepsi tek tek zar zor yanıma gelirken son olarak Thomas'da geliyordu ki toplardan biri ona isabet etti. Bedeni yavaşça yere düşerken Valencia, "İşte bu.. Şimdi gitmem gereken bir yer daha var, görüşmek üzere!" diyip kısa bir kahkaha attıktan sonra ortadan kayboldu ve kütüphane kapıları ardına kadar açıldı..

Hızla yanına çöküp hafifçe sarsarak tükenmek üzere olan umudumla, "Uyanman gerek kardeşim.. Hiç değilse Hera için, sevdiğin için uyanmak gerek!" dediysem de uyanmadı.

•Hera'nın ağzından;
Bedenim tamamen kontrolsüz bir halde titremeye devam ederken, dilim hala Thomas diyerek sayıklıyordu ki ani bir patlama sesiyle ancak kendime gelebildim.

Halktan çığlıklar yükseliyor, yakıp yıkılan binalardan alevler çıkıyordu. Geceyi aydınlatan savaş göstergesi bu ışıklar bahsi geçen düşmana ait olsa gerekti.. Ordunun vaziyet aldığı sırada annem kolumdan tutup kaldırdı ve beni derhal sarayın içine götürdü. Sesler gittikçe yaklaşırken annem telaşla, "Lütfen Hera biraz toparlanmaya çalış.. Herkes tehlikede ve sana çok ihtiyacımız var!" dedi. "Şu an bir zavallıdan farksızım görmüyor musun!? Size destek değil, daha da zarar veririm.." diye çıkıştığım anda içeri ellerinde biriken alevlerle birlikte bir kadın girdi. Gözleri kısık bir şekilde "Kızın haklı Diana.. Şu an tam bir zavallı, hahaha!" diye haykırdı. Annem önüme atlayıp, "Sen de hâlâ sevgiye muhtaç ve acizsin gördüğüme göre Valencia!" dedi onun aksine daha sakin olmaya çalışarak. Valencia sesini iyice yükselterek, "Kes sesini, en azından senin gibi birilerinin sevgisini çalmak için uğraşmadım! Sen benim her şeyimi elimden aldın.. Hırsız!" diye bağırdı ve elindeki alevi iyice büyüttü.

Babam hızla annemin önüne geçerek, "Kendini kandırma daha fazla Valencia.. Sen, Diana'ya olan kıskançlığın yüzünden her yeri yakıp yıkmasaydın şimdi bu kadar yalnız olmayacaktın!" dedi. Valencia ağlamaklı gözlerle her kelimesinin üstüne basa basa şu sözleri söyledi, "Yalnız değildim ki, bu yaşıma kadar bana senden emanet güzel kızımız Veronica eşlik etti.. O benim tek destekçimdi ve öldü." Babamın Valencia'dan bir kızı mı vardı, nasıl olur? Daha sonra ise düşüncelerimi kesen son sözleri şunlar oldu, "Hah! Şaşırdınız değil mi? Ölümü de senin yüzünden oldu. Burada gösteremediğin baba sevgisini umarım diğer hayatta karşılaşırsınız orada gösterir ve kendini affettirebilirsin.. Hoşçakal sevgilim!" dedi ve elinde biriken alevleri hızla ona fırlattı.

Çarpmanın etkisiyle Valencia ortadan kaybolurken babamın cansız bedeni de yere yığıldı. Şaşkınlıktan donakalan vücudumun aksine gözyaşlarım yanaklarımdan hızla süzülmeye başlamıştı bile. Daha babamın gözlerimin önünde öldüğü gerçeğini kabul edememiştim ki adlarının Daniel ile Edward olduğunu öğrendiğim hatırlamadığım arkadaşlarımın tuttuğu sedyede cansız bir şekilde yatan Thomas'ı görmemle bütün hayatım tamamiyle başıma yıkılmıştı.

Şimdi ben hiç bir şekilde destek olamamam yüzünden ölen babam ile ilk ve hâlâ daha aşık olduğum Thomas'a nasıl veda edecektim?

LORİS'İN KURTARICILARI | TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now