36.Bölüm: Bebek Sevinci

38 5 0
                                    

Gözlerimi açtığımda dışarıdan gelen yağmur sesini dinledim bir süre dikkatlice.. Bu evrene yağmur yağdığını ilk kez görecektik, inanılmaz! Pencereye koştum hemen ve yer yüzüne inen bu sihirli damlacıkları incelemeye başladım. Parlayan damlacıklar, vay be.. Yağmur nedeniyle havaya karışan koku bütün bedenimi ele geçirirken eskiden yaptığım gibi yağmurda eğlenmek istedim.

Kapıdan çıktığımda diğerleri de aynı şekilde odalarından çıktı. Hepimizin amacı aynı olduğundan koşarcasına dışarı çıktık. Rahatlatıcı etkisinin yanında temizleyici özelliği olan bu yağmur içimi ferahlatıyordu âdeta.

Thomas önümde hafifçe eğilerek elini öne doğru uzattı ve, "Ortam çok romantik ve ben bu güzellikle dans etmekten onur duyarım. Siz ne dersiniz hanımefendi?" diye alışık olmadığım bir teklif sundu. "Bende bu yakışıklı beyefendiyle dans etmekten memnuniyet duyarım.." diyerek uzattığı elini tuttum. Diğer çiftlerde bize eşlik edip dans ederken halktan bir kaç kişi de bize katıldı. Hatta sağlıkçılardan ve ordulardan bile vardı.

Dakikalarca deli gibi dans ettikten sonra yorulup daha sonra kahvaltıya yapmak üzere odalarımıza hazırlanmaya gittik. Keyifle yediğimiz kahvaltıdan sonra Loris Saray'ına dönmek üzere yola çıktık.

Saatler süren yolculuk sonrası annemi görür görmez ona sıkıca sarıldım. İşler hakkında bilgi verdikten sonra anneme, "Dünya'ya gidiş gelişler açık mı? Eğer iznin olursa biz orada yaşadığımız yerleri gezmek istiyoruz biraz.." dedim. Annem de, "Evet açık ama ne kadar süreliğine kalmak istiyorsunuz? Yani aslında demek istediğim artık senden bu kadar uzak kalmak istemiyorum.." dedi. Ne kadar düşüncesiz davranmıştım. Haklıydı, ona bu zamanlarda çok az bir zaman ayırmıştım. Yüzümün asıldığını görünce, "Üzülme canıım, tamam gidebilirsiniz ama yalnızca 1 haftalığına.. Sonra hep beraberiz anlaştık mı? Ayrıca geçiş işleriyle sizin okuldaki Adrian'ı hatırlıyorsun değil mi tatlım, onun ailesi ilgileniyor. Haberiniz olsun.." dedi. Ne!? Adrian'ın yanına gidersem Thomas'ın ne tepki vereceğini düşünemiyordum bile. "Teşekkürler Kraliçem!" diyerek sarılıp yanından ayrıldım.

Kızlara söylesem belki onlar bu işi benim için halledebilirdi. Ama diğer erkeklerin de Adrian'dan pek hoşlandığını sanmıyordum. Derken.. Karşıdan Adrian'ın son sürat yanıma geldiğini görmemle kaçacak yer aradım. Sonra kaçmanın fayda sağlamayacağına kendimi inandırarak öylece diyeceği şeyi bekledim.

Adrian, "Görmeyeli daha da güzelleşmişsin ama korkma konumuz bu değil. Kraliçe sana geçit kapılarıyla ilgili bilgi vermemi istedi." dedi. İyide odadan yeni çıkmıştım, bu ne acele!? Yapmacık bir gülümsemeyle, "Çok saol ben bir ara yanına uğrarım." diyerek tam yanından ayrılıyordum ki elimi tutarak durdurdu. Ah, canına mı susamıştı bu!? Bir el sertçe ellerimizi ayırdı ve Thomas, Adrian'a, "Dayak yeme gibi bir hobin mi var senin?" diye sordu. Eyvah! Umarım kavga çıkmaz.

Diğerlerinin de yanımıza yaklaştığını görünce telaşım iyice arttı. Hemen araya girerek, "Annem, Dünya'ya geçişler hakkında bilgi vermesi için görevlendirmiş onu." dedim. Thomas bana doğru dönerken hâlâ çenesi seyriyordu ve, "Elini tutmasının mantıklı bir sebebi var mı peki?" diye sorduğunda içimden Adrian'a olabildiğince küfrettim. Bela çekiyordum resmen! Bayılma numarası yapsam inanır mıydı acaba?

Adrian bu sefer konuşmaya başlayarak, "Yaptıkları ve yaptıklarınız için olan minnetimi gösterirken samimiyetten refleks olarak tuttum." diye saçma bir açıklama yapınca Thomas, "Senin samimiyetini de refleksini de..." Tam küfür edecek sandım ki, "İstemiyoruz!" diye sonlandırdı cümlesini.

Thomas'ın elini tutarak, "Hadi gel biraz gezelim, öğretmenleri ve Tommy'i özledim de." diyerek onu oradan uzaklaştırdım. Bizimkiler de araya girmek istemediklerinden yalnızca sessiz bir şekilde peşimizden geliyorlardı. Thomas ise Adrian'a ölümcül bakışlar atarken yürümeye de devam etti. Yürürken bir kere bile konuşmaması iyice canımı sıkarken bir de ara sıra sessizce küfrediyordu.

Karşıda sevinçle birbirine sarılan Bay Joseph ve eşini görünce neler olduğunu anlamak için yanlarına gittik. Helen gözlerindeki ışıltıyla Bay Joseph'in elini tutarak, "Bir bebeğimiz olacak!" dedi heyecanla.. Onlara sarılıp tebrik ederken, "Umarım babası ve annesi kadar güçlü ve sadık olur. Sağlıkla gelsin!" diyerek hafifçe Helen'ın karnını sevdim.

Umarım hayat boyu çok mutlu olurlar.. Minik bebeğin tüm şanssızlıklardan ve kötülüklerden uzak kalması en büyük temennimdi.

LORİS'İN KURTARICILARI | TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now