VII

2.2K 271 164
                                    


۵

yirmi dakikadır uyku hâlindeydi ve kapı zili onu uyandırdı. gözlerini hafif aralarken aynı anda başına daha önce hiç yaşamadığı bir ağrı saplanmıştı. üstünde ne örtü vardı ne de bir şey. doğrusu, yatağında bile değildi. yerde yatıyordu.

yavaşça kalktı. aynı yavaşlıkla kapıya doğru gitti. bunlar olurken kapı iki kez daha çalmıştı. konuşmak için tuşa bastı. "kimsiniz?"

"sugawara!" shoyo uzun zaman sonra onun sesini duymuştu. "merhaba shoyo."

"sana daichi'yi getirdik." tadashi çok fazla yalan söylemezdi. bu da şu ana kadar söylediği nadir yalanlarından biriydi. "şifreyi öğrendiniz, değil mi?"

tadashi ve shoyo cevap veremedi. suga elini saçlarına götürdü ve esnedi. "görüşürüz çocuklar." suga tekrar salonun zeminine yatmaya gitti. zilin çalmasını önemsemedi. tekrar gözlerini kapadı. bir süre sonra zil sesi kesilmişti zaten.

۵

daichi, okuduğu kitaba odaklanamadığını fark etti. bazen kitap okurken bile aklına suga geliyordu. suga kitap okumayı çok seviyordu. şiir okumak kadar olmasa da. onunla bazen tüm gece kitaplar hakkında konuşurlardı. daichi bazen o günleri özlüyordu. o günler, suga'nın ona gerçek yüzünü tam olarak göstermediği günlerdi.

kitabı kenara koydu. suga kendini eve kapatmıştı, evet. ama daichi de pek farklı olmadığını fark etti. ev arkadaşları oikawa ve kuroo şu an dışarıdalardı. kendisi ise evde oyalanıyordu. tek yaptığı kitap okumaktı.

hava almaya karar verdi. bu kararı verir vermez hazırlanmaya koyuldu. aynaya bakarken bir anda hayal kırıklığına uğradı. "gerçekten değer mi?" dedi kendi kendine. "neden kendimi yıprattım ki?" dedi ve hemen tıraş oldu. oikawa'nın tüm eve zorla kullandırttığı kremlerden biraz sürdü. üstünü değiştirdi, gerekli eşyalarını aldı ve sonunda çıktı. ilk defa hazırlanması bu kadar sürmüştü ve buna ihtiyacı vardı.

ilkbahar tam gelmemişti o yüzden öğlen saatleri olmasına rağmen hava serindi. fakat üşümüyordu, pek üşümezdi zaten. suga olsaydı üşürdü. diye düşündü bir saniyeliğine. ama hemen onu aklından uzaklaştırdı. uzaklaştırabilmişti çünkü telefonu çalmıştı. arayan tobio'ydu. o telefonunda hâlâ kayıtlıydı. suga'yı silmişti bile. tobio arıyorsa önemli bir şey olmuştur diye düşünüp açtı telefonu.

۵

6 ay önce

"seni çok kıskanıyorum, daichi." uzun bir sessizlikten sonra suga konuştu. birlikte, suga'nın evinde kitap okuyorlardı. daichi'nin okuduğu bir romandı. suga ise her zamanki gibi şiir kitabı okuyordu.

"neden, suga?" daichi romanı bırakıp ona baktı. "çünkü çok yakışıklısın, çekicisin, naziksin. harika bir ailen var. arkadaşların hep yanında. seni sevmeyen insan yok. senin yerinde olmayı o kadar isterdim ki. çok başarılısın ayrıca."

daichi ne diyeceğini bilemedi. suga'nın böyle düşüneceğini asla tahmin edemezdi. "birbirini seven insanlar, sevdiği kişinin başarısını kıskanmaz suga." diyebildiği tek şey bu olmuştu.

"bu öyle bir kıskanmak değil ki." suga kitabı bırakıp ona sokuldu. "imrenmek, sen benim idolümsün." kolunun altına girip beline sarıldı. daichi oturduğu koltukta bir an ağırlaştığını hissetti. suga'nın dedikleri onu şaşırtmıştı, ağırlaşmasının sebebi buydu belki de. sarılmasına tam karşılık veremedi.

cry me a river ⎯ daisuga Where stories live. Discover now