IX

2.1K 265 194
                                    

۵

uyanır uyanmaz karnına giren ağrıyı umursamadan tuvalete gitti. elini yüzünü yıkadı, dişlerini fırçaladı. bir süre, aynı geçen yaptığı gibi uzun uzun aynaya baktı. bu sefer iyi gözüküyordu. birkaç gün kendine bakmak, oikawa'nın tavsiyesiyle, iyi gelmişti.

odasına geri döndüğünde telefonunu eline aldı. arayan, soran yoktu. suga ile ayrıldıklarından beri telefona bile bakamıyordu pek. tek konuştuğu oydu çünkü. yatağına oturdu ve gözüne çalışma masasındaki bir şey çarptı. tiyatro biletiydi. suga'nın en çok gitmek istediği tiyatroydu. ayrılmasalardı bu hafta gideceklerdi. ama plan da iptal olmuştu hâliyle. üstüne konuşmasalar da iptal olduğunu farkındalardı.

bir üşüme tüm bedenini sardı. bir yerlerden soğuk kapmış olmalıydı. sıcak bir içecek içmek için mutfağa gitti. mutfakta bir not vardı.

"sana yiyecek bir şeyler hazırladık. bizim çıkmamız gerek. ♡"

yazıyordu notta. arkadaşlarını çok seviyordu. daha önce suga, onları kıskanmıştı. hatta neredeyse onlarla vakit geçirmesini istemediğini söylemişti. daichi bunun geleceğini anladığı an onu susturmuştu. keşke o gün susturmasaydı da söyleseydi bunu, diye düşündü. susturmasaydı daha önceden araları açılmış olacaktı. bu daichi'ye göre biraz daha tasarrufu demekti.

۵

"daha önce suga, psikolojik yardım aldı mı?" diye sordu asahi tobio'ya. yanlış anlaşılmaktan çok korkuyordu. ama tobio sandığı gibi bir tekpi vermedi. "hayır, alamadı." dedi. alamadı demişti, almadı değil. asahi daha fazla soru sormaya utanmıştı. tobio da abisi hakkında konuşmaktan hoşlanmıyordu zaten.

"artık bırakma zamanı diye düşünüyorum." dedi yuu. diğerleri de ona katıldı. artık arkadaşları da bırakmıştı suga'yı. karşılık almadıkları sürece, bunun ne anlamı vardı ki?

۵

suga artık sıkılmaya başlamıştı. daha fazla evde durmayı istemiyordu. ama çıkmak da istemiyordu. hiçbir şey istemiyordu, daichi hariç. daichi ile birlikte olmak istiyordu. onunla eski günlerdeki gibi olmayı istiyordu. birlikte bir şeyler okumayı, sinemaya, tiyatroya gitmeyi istiyordu. tüm gece sohbet etmeyi, sarılmayı istiyordu. aklına eski günler geldiğinde ağlamaya başladı.

"buna ben neden oldum, değil mi?" dedi. kiminle konuştuğunu bile bilmiyordu artık. bu sefer adı daichi olan oyuncak ayısıyla bile konuşmuyordu.

"bana seni asla bırakmayacağım demişti." ağlamaya devam etti. ne yapacağını bilmiyordu. o kadar ağlıyordu ki nefes alamıyordu. daha önce böyle ağladığı olmuştu, paniğe gerek yoktu. sürekli ağlardı zaten. gözyaşlarını kontrol altına alamadı ve çabalamayı bıraktı. "birlikte tiyatroya gidecektik." dedi.

cry me a river ⎯ daisuga Where stories live. Discover now