1. Kitap - 16. Bölüm

11.4K 916 134
                                    

"Bu saçmalık!"

Xavi yumruğunu masaya vurduğunda elinin altında ezilen parçaların sesini duyduğumd, ezilenlerin kemik değilde masa olduğunu umdum. Oturduğum yere yapışmış gibiydim, Moore avcı kurulunun düşüncelerini anlattıkça giderek daha fazla karanlığın içine batmıştım. Bu nasıl mümkün olabilirdi?

Kanasusamış avcılar ile birlikte hareket etmeleri bir yana önlerine çıkacak tüm sürüleri ortadan kaldırmaya karşı bir plan nasıl hazırlayabilmişlerdi?

"Bu durumda oraya uzlaşmamız için birisini göndermemizi nasıl beklersiniz, gidecek olan kişinin ölüme gittiği çok açık."

Bu her şeyden önce yüzyıllar boyunca uyduğumuz gelenek ve kurallara aykırıydı, avcılar dengenin sağlanması için kurulmuşken , bir türü tamamen ortadan kaldırmak dengeyi tamamen bozardı.

"Tehlikenin siz olmadığını geç olmadan anlamak zorundalar, barış teklifinizi sunarsanız bunu gözden geçireceklerdir."

Konsey liderinin kızının yasını tuttuğunu biliyordum, acısı zihnini bulandırmış olabilirdi ancak diğerleri nasıl olurda onu durdurmamıştı?

Bu planı nasıl onaylamışlardı?

"Vahşiler onlarla anlaşma yapmayacaktır,"

".... bunu yapabileceklerini düşünmeleri bile delilik."

İkizler birbirlerinin sözlerini tamamlarken bir yandan da haritadaki zayıf noktaları belirlemeye çalışıyorlardı. Haritadaki alan birkaç adamla korumak için fazlasıyla genişti, sadece kraliyet topraklarını korumak için bile adam sayısı diğer sürülerin bulunduğu bölgeleri tamamen korumasız bırakırsak ancak yetiyordu, ki bu mümkün değildi.

Moore oturduğu yerden yavaşça kalkarak çantasından minik sarı şişeleri çıkardı. İçerisindeki sarı sıvı benim için tanıdıktı, gördüğüm anda içmin ürpermesine engel olamamıştım.

Kurtboğan özütü...

"Bunu nereden buldun?" dediğinde Sebastian'ın sıvının ne olduğunu çoktan anladığını fark ettim. Bir şekilde onunla daha önceden karşılaşmış olmalıydı. Masadaki diğer kişiler tek tek şişeyi inceleyip yüzlerini buruşturduktan sonra geri bıraktılar.

"Birkaç hafta önce kanasusamışların karargahına bir saldırı olmuş ve çıkan yangında ağır kayıplar vermişler. Ancak kayıpları sadece adam olarak değil."

"Mahzenlerindeki özütler."

Uzun zamandır koruduğum sessizliği bozduğumda dikkatleri üzerime çekmiştim. Üstüne üstlük Durham ve George konuşmuş olmama oldukça şaşırmış görünüyordu, üst bir rütbe olmadığı sürece avcılar konseyinde hiçbir kadın konuşmazdı.

Moore başıyla beni onayladıktan sonra devam etti. Odadakilerin yüzü zaman geçtikçe daha da fazla beyazlamaya başlamıştı, vahşiler bunu ne kadar süredir planlıyorlardı?

"Ne kadar?"

Kurtboğanın birisini nasıl hissettirebileceğini hem birebir deneyimlemiş hem de bu akşam ki yaraları görmüştüm. Sürüler kurtboğana maruz kalırsa vahşilere karşı savaşmaları imkansıza yakındı.

"Tam sayıyı kimse bilmiyor, belirli sürelerde bize birkaç şişe gönderirlerdi."

"Ama sizin kurtboğan kullandığınızı daha önce hiç duymadık." derken Xavi'nin gözlerini üzerimde hissedebiliyordum, bir şeylerin ters gittiğini anlamış olmalıydı.

"Başkalarının üzerinde değil, bir kişinin üzerine kullanmak için."

Sebastian'ın gözlerinin parlamaya başladığını görebiliyordum, anlamıştı. Görünüşe göre şimdiye kadar avcılarla kalmamı sağlayan asıl etkinin ne olduğunu bilen kişilerin sayısı tahminimden daha azdı.

DOKUNULMUŞWhere stories live. Discover now