on yedi

3.2K 101 2
                                    

Bölüm On Yedi

"Beni kendinle karıştırma." diye söylendim sinirle. Yaptığı ithamlar canımı yakıyordu artık. "Yalan mı?" dedi alayla. "Bu kanıya nereden vardın bilmiyorum ama ben öyle bir insan değilim!" diye tısladım. Dolan gözlerim ağlamak üzere olduğumun habercisiydi. Telefonunu çıkarıp bir şeyler yaptı ve önüme bıraktı. Ben vardım. Telefon ile konuşuyordum. "Batuhan bu." dedim şaşkınlıkla. "Kim çekti bunu?" diye sordum sinirle. "Elif çekti değil mi? Belliydi. Gözü var sende. Ben ona yapacağımı bilmez miyim." diye söylendim sinirle. "Sana inanmıyorum." dedi düz bir şekilde. Ardından masaya iki yüz lira bırakıp çıktı kafeden. Şaşkınlıkla baktım arkasında. Dünya başıma yakıldı o an. O iki kelime,ne kadar acıtabilirdi ki bir insanın canını. Toparlanarak parayı ve fincanı alıp masadan kalktım. "İyi misin?" dedi İpek telaşla. Kafa salladım ve parayı ona uzattım.

Yazardan - Rodos

"Tamam mı?" dedi genç adam bal rengi gözlerini karşısındaki kadına dikerek. "Tamam ağam." dedi Elif mutlulukla. Elif,oynayabileceği en iyi oyuncaktı. "Sözümden çıkarsan seni buradan sürerim. Ona göre hareket edeceksin." dedi son bir kez. "Çıkmayacağım." dedi Elif mutlulukla. Sonunda Mardin'in genç ve yakışıklı ağasına yaklaşacaktı. "Aferin. Çok yakında başlayacağız." diyerek arabasına bindi ve evine sürdü Rodos. Başlıyordu.

İbrin Arca - İş Çıkışı

Saatlerce çalışmıştık. Bugün düne kadar daha yoğundu. Üzülmeme zaman olmamıştı. Emre'ye iyi akşamlar dileyerek arabadan indim. Bizi o bırakmıştı bugün. Anahtarı çıkarıp eve girdim. Rodos'un arabası vardı. Anahtarı geri çantama atıp yorgunca ayakkabımı çıkardım. Salonda oturuyordu. Onu umursamadan odama çıktım ve üzerimi değiştirdim. Saçlarımı hızlıca dağınık bir topuz yaptım. Tatlı bir pembesi olan ve üzerinde büyük kırmızı çilekleri olan pijama takımım giydim. Üstü askılı,altı ise şorttu. Üzerine sabahlığını geçirdim. Uzun kolluydu ve şortu kapatıyordu. Umursamadan telefonu alıp aşağı indim. Mutfağa girip dolaptan dondurulmuş pizzayı çıkarıp fırına attım. Bizimkilerin mesajlarına yanıt verdim. Pizza olana kadar onlarla konuşmuştum. Pizzayı yerken ise dizi açıp izlemiştim. Mutfakta işim bitince salondan geçerek balkona geçtim ve çiçeklere baktım. Onları sulayıp biraz ilgilendim. Çiçeklerle işim bitince pufun birine yayıldım. Bir tane orta sehpa ve etrafında puflar vardı. Güzel bir balkondu aslında.

Yorgun olsam da Yıldız abla zorla kahve içirip fal kapatmıştı. O yüzden uykum yoktu. Baktığı fallar çıkıyormuş. Bana aşk demişti. Mutlu olacaksın. Açıkçası pek umursamamıştım. Ama İpek herkese bir kez baktığını ve dediklerinin çıktığını söylüyordu. Tabi ben inanmıyordum o ayrı bir şey. Telefonuma mesaj gelince baktım hızla.

Emir Abi : Arca,yarın Yıldız'ın doğum günü. O yoğunluktan unuttu. Yarın yok o yüzden. Akşam kutlama var ve sende geliyorsun. Sekizde kafede ol. İtiraz istemiyorum.

Arca : Yardım lazımsa daha erken geleyim abi?

Emir Abi : Gerek yok Mandalina. Ben hallettim çoğu şeyi.

Arca : Tamam abiciğim.

Mandalina;Eren saç rengimi ilginç bir şekide mandalinaya benzettiği için herkes öyle diyordu. "Ay ne giysem ki?" diyerek hızla balkondan çıktım ve koşarak odama gittim. Giyinme odasına gidip kıyafetlere bakmaya başladım. Yıldız ablamın geniş bir çevresi olduğu için kalabalık olurdu muhtemelen. Elbiselerime baktım. Yarın hava güneşli olduğu için mevsimlik olanlara bakıyordum. Elbiseyi bulunca gülerek görünür bir yere astım ve yatağa yerleştim.

Ertesi Gün

Dün gece sabaha kadar dizi izlediğim için öğlen yatmış ve akşam altıda kalmıştım. Banyodan sonra bornozum ile odaya geçtim. İpek ile konuşmuş ve biraz abartmaya karar vermiştik. Ancak İpek Yıldız ablanın arkadaşının kokoş olduğunu söylediği için onların abartmasının yanında biz normal kalıyorduk. Makyaj masasının önüne geçip hızla saçlarımı kuruttum.  Ardından düzleştirdim. Hafif bir makyaj yapıp kan kırmızısı ruj sürdüm. Ardından kırmızı oje sürüp kuruttum. İç çamaşırlarımı giydikten sonra elbisemi üzerime geçirdim.

Siyah,bilekten bağlamalı toplu ayakkabımı ayağıma geçirip siyah şal aldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Siyah,bilekten bağlamalı toplu ayakkabımı ayağıma geçirip siyah şal aldım. Saat sekize geliyordu. Telefon kabımın arkasına kredi kartımı kattım. Hediyeyi son anda İpek almıştı. Hepimiz adına pırlanta bir kolye yaptırmıştı. Ucunda değişik bir yazı stili ile Emir abinin adı yazıyordu. Zarifti.

İsim bitince odadan çıktım. Ev sessizdi. Kim bilir neredeydi yine. Hızla evden çıktım ve taksiye binip kafeye gittim. Emir Abi ve Yıldız abla yoktu ama her yer çok kalabalıktı. Çocukları bulup onların yanına gittim.

Güzel bir gece olacağa benziyordu.

Yıldız abla ve Emir abi içeri girince;kafede Pera-Sevgilim İyi ki Doğdun şarkısı yankılanmaya başladı. Emir Abi söylüyordu. "Allah bize de nasip eder mi böylesini be?" dedi İpek mutlulukla. "Sanmıyorum." dedim gülerek. "Enişte öküz demek." dedi Eren alayla. Güldüm sadece. 

Pasta kesilmiş ve hediyeleri vermiştik. Yıldız abla arkadaşları ile ilgileniyor,bizde Emir abiyi sinir ediyorduk. Romantik diyince hakaret etmişiz gibi davranıyordu. "Ay ilahi sende abi. Ne güzel romantiksin işte." dedi İpek gülerek. Emir Abi baktı dik dik. "Amanda aman sürprizler mi yaparmış karısına..." dedi Eren kuzenini severken.  Emir Abi eline vurdu. Dans şarkısı çalınca çiftler dans etmeye başladı. Bizde köşede kalıp dedikodu yapıyorduk. Emre ve Emir bizden daha iyi dedikodu yapıyordu. "Ayol o elbiseye o ayakkabı olmuş mu?" Dedi Emre. Emir yüzünü buruşturdu. "Ayol asıl o elbiseye o koca olmuş mu?"

Gece Yarısı - 02:25

Başım dönerken zar zor eve girdim. Lambalar açıktı. Ayakkabımı ve şalı kenara atıp saçımı dağınık bir şekilde topladım. Salona baktım. Rodos koltukta uzanıyordu. Yanına gittim. Uyuyordu. Yere çöktüm ve yüzüne baktım. "Seni sevdiğim için kendimden nefret ediyorum." dedim fısıltı ile. Elimi saçlarına götürdüm ve okşamaya başladım. "Her şey güzel olabilirdi. O doğum gününden birlikte dönebilirdik." diyerek devam ettim buruk sesim ile. "Sende beni sevebilirdin. İstediğim zaman sana sarılıp seni öpebilirdim." dedim daha sonra. Yüzüne yaklaşıp ufak bir öpücük kondurdum dudaklarına. Ne olduğunu anlamadan beni kendine çekip üzerine çıkarttı ve öpmeye başladı. Elini belime katınca soğuk eli ile içim titredi ve kendime geldim. Öpüşüne karşılık verdim. En büyük etken yarı sarhoş olmamdı. Beni altına alıp üzerime çıktı. Ağırlığını vermiyordu. Elimi ensesine katıp kafasını biraz daha batırdım kendime.  Elleri bedenimde dolanıyordu. İlk kez hissettiğim duygular bedenimde dolanırken utandığımı hissettim. Öpüşmemiz derinleşirken derin bir nefes alarak ayrıldı benden. Soluklanarak oturur pozisyona geçip beni kucağına aldı. Bacaklarımı iki yanına kattım. Açık olan elbisem daha çok açılmıştı. "Çok güzelsin." dedi soluk soluğa. Cevap vermeden yeniden öpmeye başladım. Dakikalar böyle geçerken kendini benden çekti ve derince baktı. "Evleniyorum karıcığım."

İbrin | ilklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin