on dokuz

3.2K 97 0
                                    

Bölüm On Dokuz

Bölüm On Dokuz

Ertesi gün o yorgunluk ile akşam üstü uyanmıştım. Diğer odalardan eşya çaldığım için odalar birazcık boş görünüyordu ancak göze batmıyordu. Eve misafir falan gelmezdi zaten. Ki muhtemelen ben ikinci katı asla kullanmazdım. Telefonumu alıp sekerek mutfağa gittim. Kasım ayının ortasında olmamıza rağmen hava günlük güneşlikti. Kendimi mükellef bir pazar kahvaltısı hazırladım ve salona götürdüm. Televizyon açıp karnımı doyurmaya başladım. Aynı zamanda da dün çektiğimiz fotoğrafları sosyal medya hesabımda paylaşıyordum.

Kahvaltım bitince ortalığı toplayıp odama çıktım. Alışverişe gitmekten vazgeçmiştim. İnternetten eksik olan aksesuarları sipariş etmiştim. Sadece yiyecek bir şeyler almam lazımdı. Dolap dolu olsa da yemek yapılmadığı için çoğu şey bozulmuştu. Siyah kotumu ve beyaz tişörtümü giyip üzerine gri oduncu gömleği giydim. Saçlarımı topuz yapıp telefonumu,kulaklığımı ve  kredi kartımı alıp evden çıktım. Kocaman evi ve bahçeyi geride bırakıp yürümeye başladım. Yolda yürürken insanların konuşmaları kulağıma geliyordu. Herkes kumadan bahsediyordu. Derin bir nefes alıp kulaklığımı kulağıma takıp şarkı açtım ve kendimi dış dünyaya kapadım. Markete girip birkaç sağlıklı şeyi market arabasına attım. Ardından dondurulmuş yiyecek ve bol bol abur cubur aldım. Bunların yanı sıra birkaç alkollü içecek de almıştım. Alışveriş arabasını doldurunca göz devirip taksi çağırdım. Taksi gelene kadar poşetleri dışarıya çıkarmış ve beklemeye başlamıştım. O an karşı kaldırımda Rodos'un arabası durdu. Rodos ve Elif arabadan indi. Rodos,elini Elif'in beline atıp karşıdaki lokantaya soktu. Elif'in gözü bana çarpınca alayla güldü. Gözlerim dolarken başımı eğdim. Bir kaç dakikanın ardından taksi gelince,taksici amcanın yardımı ile poşetleri taşıyıp taksiye bindim.

Çok güzel gülmüştü ona. Bana bir kez öyle gülmemişti. Kalbim yeniden ayrılmıştı parçalara. Dolan gözlerimi hızla silip derin bir nefes aldım. On dokuz yaşındaydım daha. Bu yaşadığım şeyler hiç normal değildi. Canım yanıyordu ve bu acı dayanılır gibi değildi. Eve gelince sakince aldıklarımı yerleştirdim. Elim usulca şarapa kaydı. Daha önce tabiki de bir çok kez içki içmiştim. Ama hepsi zevk içindi. İçince sahiden unutur muydu acılar?

Şarap şişesini ve bir kadehi alıp salona geçtim. Onları masanın üzerine bırakıp hızlıca banyoya gidip duş aldım. Saçlarımı tarayıp açık bıraktım. Sıcak olduğu için kalçamın hemen altında biten kırmızı bir şort,üzerine ise yarım atlet tarzında önünde beyaz ip olan bir badi giydim. Aşağı geri indim ve koltuğa oturdum. Şarapı açıp kahedi yarısına kadar doldurdum. Kulağımda kulaklığım takılıyım. Sezen Aksu çalıyordu.

Gece uyandığımda baş ağrısı ve karanlık karşıladı bendi. Hızlıca lambayı açtım. İçimi bir korku sararken koltuğa geri oturdum. Ev sessizdi. Üst kattan tıkırtılar gelince korku ile irkildim. Hırsız mı vardı? Yoktur ya. Umarım yoktur. Telefonu elime alıp bekledim. Tıkırtılar kesik kesik geliyordu. Birkaç gün rahattım ama ben asla evde tek duramazdım. Özellikle geceleri. Neye sevinmiştim ki acaba kocaman ev bana kalıyor diye? Korkuyla gözlerim dolarken tek çarem Rodos'u aramaktı. Ama onu arayacağıma ölsem daha iyiydi. Tıkırtılar artarken göz yaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başladı. Korkuyla bir köşeye sindim ve Rodos'a mesaj attım. Tek umudum uyumuyor olmasıydı. Saat biri geçiyordu sonuçta. Bulanık gözler ile gelen mesaja baktım.

Rodos : Gelemem. Meşgulüm.

Göz yaşlarım artarken elime bitmiş şarap şişesini alıp yukarı adımlamaya başladım. Hızlıca göz yaşlarımı sildim ve sesin geldiği odaya girdim. Her an şişeyi birinin kafasında patlatmaya hazırdım. Boş oda beni karşılarken balkondaki kedi ile ağlamam arttı. Derin bir nefes alıp göz yaşlarımı sildim ve hızla kediyi içeri aldım. "Korkuttun beni." dedim göz yaşları içinde. Bembeyaz tüyleri vardı. Yeşildi gözleri. Şaşkınca bana bakıyordu. "Sende mi tek kaldın?" dedim kucağıma alıp severken. Miyavladı ve tüylerini karnıma sürtmeye başladı. "Benimle kalır mısın bundan sonra?" dedim. Miyavladı yeniden. "Bunu evet olarak kabul ediyorum. Hadi seni banyo yaptıralım ve sonra karnını doyuralım." diyerek hızla olduğum odadaki banyoya girdim.

İbrin | ilklerWhere stories live. Discover now