3.BÖLÜM

117 8 16
                                    

Sabah şu can alıcı alarm ile uyandım. Bugün emre  ile görüşecektik. İçimde nedensiz bir heyecan vardı . O iyi bir insandı daha fazla düşünmeden hemen banyoya gittim ve rutin işlerimi hallettim . İçeriye girip gardrobuma baktım.  Uzun bir armanın sonucunda üzerime beyaz bir bluz altına bordo bir pandalon ve bordo bir ayakkabı giydim saçlarımı su dalgası yapıp salık bıraktım. Arabamın anahtarlarını alıp evden çıktım ve ofise sürmeye başladım.  İçeriye girip kapıyı tıklattım içeriden 'gir' sesi geldiğinde içeri geçtim.

" Günaydın emre bey " dedim oda bana baktı

" Günaydın öykü hanım geçin oturun " dedi gelip koltuğa oturdum

" Öykü hanım ben kahvaltı yapmadım  ve kahvaltı yapmadan işime odaklanamam " dedi bende odaklanamazdım böyle şeylere

" Ne yalan söyleyeyim bende kahvaltı yapmadım ve böyle iş yapmasından hoşlanmam " dedim tebessüm ederek

" Peki o zaman hadi gidelim bir kahvaltı yapalım sizinle " dedi emre bey başımı sallayıp beraber odadan çıktık asansöre bindik asansör baya doluydu herkes nihayet gitmişti ama bir anda asansörden sesler gelmeye başladı ışık yanıp yanıp sönüyordu

" Emre bey ne oluyor " dedim korkuyla

" Korkmayın öykü hanım geçer şimdi " dedi nefes alamadığımı hissettim elim istemsizce boğazıma gitti sanki boğazımı sıkıyorlar gibi hissetmiştim emre ellerini saçlarına geçirmiş sinirle nefes alıyordu bir yandan da kapıyı yumrukluyordu

" Açın kapıyı kimse yokmu " dedi arkasına dönmesiyle beni gördü

" Öykü hanım... " dedi ama ben devamını duymadan yere yıkıldım hemen yanıma gelip kafamı ayaklarının üstüne koydu

" Öykü hanım açın gözlerinizi " dedi birazcık gözlerimi açmaya çalıştım

" Bakın şimdi masmavi bir deniz hayal edin yavaş yavaş dalgalanıyor ortasında bir ada var sen de o adaya gidiyorsun " dedi hayal ettim birazcık daha iyiydim hepsi emre sayesinde dışarıdan sesler geliyordu

" Emre bey hemen açıyoruz kapıyı " diyordu bunlar tamirci olmalıydı

" Çabuk olun hadi " diye bağırdı emre ve bana baktı

" Kendinizi nasıl hissediyorsunuz " dedi

" Biraz daha iyiyim sizin sayenizde çok teşekkür ederim " dedim ama yine nefes alamaz gibi olmuş elim boğazıma gitti emre bana telaşlı gözlerle bakıyordu zar zor

" D-devam e-eder misin iyi geliyor a-anlattıkların " dedim güçlükle

" Peki bak şimdi o adada her türlü çiçek var üzerinde ise bembeyaz bir elbise rüzgar saçlarını dalgalandırıyor " dedi elim boğazımdan gitmişti kapı açıldığı anda emre beni kolunun altına almış ve dışarı çıkarmıştı ama daha fazla dayanamamış kendimi dışarıda atmıştım karanlığa son hatırladığım şey ise belime sarılan bir çift kol ve emrenin telaşlı sesi idi

Emrenin ağzından
Öykü  kapıdan çıkar çıkmaz bayılmıştı hemen ellerimi refleks olarak beline koydum bir elimle de yüzünü okşuyordum yüzü yumuşacıktı kirpikleri upuzundu başımı iki yana salladım . Korkudan  bayılmış olmalıydı

" Öykü hanım " dedim ama duymuyordu birazcık daha sesimi yükselterek

" Öykü hanım " dedim biraz gözlerini kırpıştırdı

" Emre bey " dedi sesi biraz kısık çıkmıştı onu hemen yan taraftaki bir koltuğa oturttum ve şu almaya gittim geri geldiğimde birazcık daha toparlanmış görünüyordu

" Alın bir şu için öykü hanım " dedim kafasını salladı

" Teşekkür ederim emre bey " dedi ve suyu bir dikişte içti değişik bir kızdı güzeldi kirpikleri kaşları gözlerinin rengi saçları da annemin saçlarına benziyordu

" Kahvaltıya gitmeye ne dersiniz " dedim onu biraz sakinleştirmem lazımdı

" Peki gidelim daha çok işimiz var " dedi tebessüm ederek kalktı ve benimle beraber arabaya doğru yürüdük ve arabaya bindik . Öykü daha hala olayın şokundaydı

" Öykü hanım kemerinizi takın " dedim ama duymadı uzanarak kemerini çıkarmaya başladım yüzümü öyküye döndürdüm onun da bana baktığını gördüm . Burunlarımız birbirine değiyordu ve kalp atışları benim bir şekilde atıyordu resmen ben bile duyuyordum . Benimkilerde ondan farklı değildi bir tane sevgilim olmuştu böyle bir duyguyu hiç hissetmemiştim . Kafamı iki yana salladım ve kemerini taktım biraz kafamız dağılsın diye radyoyu açtım

Öykünün ağzından
Çok değişik hissediyordum . Hala asansörün etkisindeyim . Bir anda üstümde bir beden görmemle oraya baktım emre kemeri çıkarmaya çalışıyordu sonunda çıkarınca bana baktı . Şuan olduğundan daha yakındık.  Sesli bir şekilde yutkundum . Kalbimin sesini duymaması için yalvarıyordum.  Ama bu mümkün değildi . Emre başını sağa sola sallayıp kendine geldi . Kemeri takıp radyoyu açtı.  Radyoda en sevdiğim şarkılardan biri vardı radyoda dinlerken kendim de tekrar ediyordum

Ah ne zormuş bitti demek hala severken seni dudaklarını öpmemek bir yabancı gibi

Bilirsin ayrılık konusunda iyi değiliz ikimiz de bir kıvılcım yeter her zaman koşup geri dönmemize

Değmesin ellerimiz buluşmasın bu gözler yine derim gideriz unutulur yeminler biz hiç beceremedik sevmeyi de terketmeyi de aşk kokan dudakların karşısında direnmeyide

Bir anda şarkının durmasıyla emreye baktım

" Geldik hadi gidelim " dedi kafamı sallayıp dışarı çıktım dışarı çıkmamızla gazeteciler etrafımızda toplandı

" Emre bey ve öykü hanım birlikte misiniz ? " dedi bir gazeteci öbürü

" Emre bey Aylin hanımdan sonra yeni aşklara yelken mi açıyorsun ? " dedi emre yumruklarını sıkıyordu hala soruyorlardı

" Emre hanım yemininizi bozacak mısınız ? " oha yemin mi etmişti yani çüş devenin nalı

" Arkadaşlar öykü hanım benim arkadaşım aramızda bir şey yok Aylin meselesi ise bir daha açılmamak üzere kapandı . Bir daha bana bu konuda bir şey sorarsanız kalbinizi kırarım ve bununla da yetinmem! " dedi sinirle son kelimelerde ise alttan alttan tehdit ediyordu . Kulağıma yaklaştı

" Öykü hanım hadi gidelim yoksa elimden bir kaza çıkabilir " dedi ve beni belimden ittirerek içeri soktu

....

Evet heyecanlı bölümlerimiz artık geliyor yeni bölüm baya ekşınlı olacak beğeneceğinizi umuyorum

Kabullendim ( TAMAMLANDI )Where stories live. Discover now