6 一 ❝Tam şu an istiyorum.❞

120K 6.9K 23.2K
                                    

[bts - house of cards]

alışkanlık oldu
sona gelince, bir faydası olmayacak
yine de umut etmeye devam ediyorum
sonu geldiğinde seninle olduğum sürece,
benim için sorun yok

❝alışkanlık oldusona gelince, bir faydası olmayacakyine de umut etmeye devam ediyorumsonu geldiğinde seninle olduğum sürece,benim için sorun yok❞

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bazı şeyler kafamı karıştırıyordu.

Sahiden şu bir haftada kafamı kurcalayan bir yığın şey vardı.

Konu Taehyung değildi. Hayır, bana seksten öte vakit geçirmekten bahsettiğinden beri, konu o değildi sahiden. Konu bendim. Konu benim bu düşünceye takmış olmamdı. Bir haftadır gözlerimin Jimin'e dalıp gitmesi, yemek yemekten ya da üvey abimle aynı odada bulunmaktan kaçınmam sonsuza kadar sürecek değildi ve benim bu duruma bir çözüm bulmam gerekiyordu. Zaten bir hafta çok çabuk geçmiş ve biz bugün aynı ortama sıkışacak duruma düşmüşken Taehyung'u düşünmek istemiyordu zihnim.

Bazı şeyleri kenara atmam, belki de anlam yüklemem gerekiyordu.

Fakat siktiğimin bir haftası su gibi akmışken oturduğum yerden Jimin ve Taehyung'a bakıyor olmak, buna engeldi işte.

Hislerim tıpkı anlattığım gibi birbirine girmiş halde, solumda oturan Bayan Park ile aptal bir konferans salonunda oturmak tahmin ettiğimden daha zordu. Ki son beş dakikadır diğer tarafımda oturan kız, kıpraşma bahanesiyle kolunu benimkine sürtüyor, bir nevi flört etmeye çalışıyordu. Ortamın katlanılabilirlik seviyesi yoktu benim için. Yalnızca gözlerimi Taehyung'a dikmiştim. Orada öylece siyah bir taburede, kucağındaki akustik gitarla olabildiğince zarif görünmüş ve bana yine aynı şeyleri düşündürtmüştü.

Kim Taehyung ve ben başka bir evrende birbirimize rastlasaydık, aramızdaki elektrik bambaşka olabilirmiş.

Siyah, ince boğazlısı ve aynı renkteki dar kotuna, chanel küpelerine ve özenle şekillendirdiği uzun saçlarına dalmamak mümkün değildi. Kucağındaki koyu kahve gitarda gezinen parmakları, akoru kontrol edişleri ve siyah kapoyu gerekli perdeye yerleştirişi... Dudaklarını yaladı o anlarda. Başını heyecanını kamufle etmek istercesine sağa eğdi, ardından Jimin'e baktı. Jimin ondan bin kat daha heyecanlı görünüyordu, o yüzden bunu fark etmemişti fakat ben hissetmiştim. Taehyung iyi bir oyuncuydu. Gözleri saniyelik bana kayarken Jimin konuşmaya başladığında ve o gülümseyerek yeniden onu izlediğinde, Taehyung sahiden müthiş oynuyordu.

Neyse ki Jimin bunun da farkında değildi.

Tüm dişleri görünecek şekilde gülümseyerek küçük parmaklarını mikrofona sarmıştı. Herkese hoş geldinlerini sunmuştu utangaç bir şekilde. Çok geçmeden Taehyung gitarına ilk vuruşunu yapıp Jimin de şarkıya başladığında Bayan Park flaşı açık telefonunu kimseden utanmayarak sahneye dikmişti. Dudaklarımı dişlemiştim gülmemek için. İçinde bulunduğum ortam o kadar benlik değildi ki yanımdaki kız bile burnumdan getiriyordu. Öylece koltuğuma sinip Bayan Park'a yanaşmaktan başka bir çarem yoktu. O da dirseğini koluma bir iki defa geçirip 'benim oğlum çok yetenekli' dediği an hevesim kaçmıştı zaten.

ꜱᴀʏ ᴍʏ ɴᴀᴍᴇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin