❝git ve bizi nehirler boyu sakla sel dizlerine dek ulaşıyor ah, lütfen, gel ve avla beni❞
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bazı şeyler çok çabuk ilerlemeye başlamıştı.
Bazı şeyler kontrolden çıkmıştı hatta.
Düz hesap şundan 20 gün evvel, Kim Taehyung ile odamda ilk defa yiyişirken şu anki duruma geleceğimi asla düşünemezdim. Onu bu günaha sürüklediğimde her şeyin tensel temastan ibaret olacağından emindim çünkü Taehyung ve Jimin'i biliyordum. Onların beş buçuk aya dayanan ilişkilerinde birbirlerine nasıl baktıklarını görmüştüm. Yalnızca Jimin'i eskiden umursamadığım için görmezden gelmiştim her şeyi. Fakat ben Taehyung'u istiyordum. Ve buna engel olacak şey Jimin değildi.
Buna engel olacak şey bendim.
Onu artık nasıl istediğimden emin olamamak beni germiş, beni delirtmiş, otel odamda çıldırtmıştı beni. Sürekli bilinmezliğin getirdiği huzursuzluğu yaşıyordum. Dışarıdan bakan birisi için bu kolay görünebilirken benim için her şey çok zordu. Taehyung'dan etkilenmem yeterli değildi bahsettiğim bazı şeyler için. Onu tanımam, onu bilmem, onu keşfetmem gerekliydi. Kendisi de bunun farkında olarak sahile davet etmişti beni dün. Ve ben reddetme hakkını kullanmamış olduğum için kendimi sorguluyordum.
Ortada suçu cinsel dürtülerime atabileceğim bir durum yoktu. Ben, kendi isteğimle Kim Taehyung ile vakit geçirmeye gidiyordum ki beni en çok korkutan şey tam olarak buydu.
Taehyung beni arayarak beş dakika içerisinde odamda olacağını söylediğinde midem çoktan kasılmaya başlamış, dün odamda ağırladığım bedeni yeniden görecek olmanın muazzam sevincini yaşamıştım. Tüm sabah boyu kahvaltıda Jimin'e neden duş alarak onu boşuna beklettiğimi açıklamak zorunda kalmış ve Taehyung'un sinsice gülmesine sebep olmuşken şimdi bunları atlatmak hoşuma gidiyordu. Üçümüzün arasındaki bu kirli oyun sahiden hoşuma gidiyordu. Her ne kadar Jimin çoğu kez bana pürüz yaratsa da birazdan odama gelecek olan kişi yine onun sevgilisiydi ve sorun olmuyordu işte.
Üvey abim annesiyle birlikte otelin masaj kısmından yararlanmak konusunda ısrarcı olduğunda, bu zamanı değerlendirmek bana düşüyordu.
Taehyung'un beni aramasının üzerinden geçen yedinci dakikada odamın balkonunda manzaranın keyfini çıkarmakla meşguldüm. Havanın neredeyse karardığı bu saatlerde denize bakan balkonun manzarası mükemmeldi. Uzaklarda gezinen insanları görebiliyordum. Hava güzel bir serinlikteydi, kafeler ışıklarını yakmıştı. Kumsala vuran dalgalar uzaktan dahi olsa duyuluyordu. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştığım o anlarda tam arkamdan kapının açıldığını çok net duymuştum. Yine de kıpırdamak içimden gelmemişti.
Taehyung'un kokusu burnuma dolacak kadar yakınıma ulaştığında gözlerimi açmaktan bile kaçınmıştım.
