❝kim bu sürtükten daha sert? kim daha özgür benden? değiştirmek istiyorsun nasıl istersen bebeğim❞
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Değişim.
Dönüm noktası.
Ya da her ne sikimse.
İnanamıyordum. Bunun üzerine düşündüğüm zaman içimdeki arzuyu, bağlılığı ya da diğer hisleri anlatacak kelimelere sahip olmadığımı görüyor ve susuyordum. Parmağımdaki yüzüğe bakarken bazenleri ya da direkt olarak bu hissin kaynağına, Taehyung'un mavi gözlerine bakarken hissettiklerim dudak uçuklatacak türden yoğundu. Duygusal bir insan olmasam ve onun kadar sevgimi dillendirmesem de şimdi kısa bir çizelge çıkarmak, nişanlımın koluna girip içeriye gitmekten daha kolay gelmişti.
Değişim diyordum kendi kendime.
Ben takip edemeden değiştim.
Geçen sene bu zamanlarda uzun süreli bir ilişkinin gerçekçiliğine inanmaz, o tip ilişkilere gireceğimi de hiç sanmazdım. Hayır, bu kötü çocukçuluk falan değildi. Yalnızca bir çeşit mekanizmaydı benim için. Oturup aynı gün içerisinde yedi farklı kişiyle takılmışlığım, aynı hafta içinde dört farklı kişiyi becermişliğim vardı. Bana hislerini itiraf eden kişilerle asla alay etmemiştim. Aksine bana hayran olmaları hoşuma da giderdi ancak bu kadardı işte. Sevgi ya da aşkı hayranlıktan ibaret görüyor, bir bakıma kendimle çeliştiğimi fark etmeden buna inanıyordum. Çünkü en başa döndüğümde kafama şimdi dank eden bir şey vardı.
Taehyung'a deliler gibi imrenir, hayranlık duyardım. O zamanki isteğim ve tam şu an kalbimi sıkıştıran hisler ise asla aynı değildi.
Değişmiştim, Taehyung savunma mekanizmamı böyle kırmıştı. İlk kez birinin koynunda sabahlama fikri midemi karıncalandırıyordu. Kulağıma sevgilim diye fısıldanmasından hoşlandığımı yeni keşfediyordum. Belimdeki parmakları, dudağımdaki sıcaklığı böyle yorumlamak deli gibi hoşuma gitmişti. İnsanlar değişimden şiddetle kaçınırken benim minnettar olduğum en büyük konuydu bu.
Ve dönüm noktası.
Benim dönüm noktam, tam şu anda güzel parmaklarını ensemdeki tutamlara geçirmiş dudaklarımı yiyordu.
Nişanlanmak her gün yaşadığım bir şey değildi, heyecandan kötü hissetmiştim. Göğüs kafesimin üstü sıkışmış, olduğum yerde titremeye başlamıştım bir süre önce. Taehyung bunu duyar duymaz hazırlandığım odaya girmiş ve herkesi çıkarmıştı. Endişeli yüz ifadesine, ilgi dolu gözlerine tapabilirdim, en ufak şüphem olmazdı. Uzun parmakları önce güzelce şekillendirilmiş saçlarımı okşamış, alnımdan öperek beni sakinleştirmeye çalışmıştı. Ardından parmak uçları dudak kenarlarımda gezinip güven verici bir gülümseme takınmıştı.
