❝yaz zamanı ve kelebeklerin hepsi senin yaradılışına ait seni seviyorum, tek yaptığım bu❞
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ellerimin içi terlerken şimdiye dek takıldığım tüm insanları düşünüyor ve karmanın gerçekliğiyle yüzleşiyordum. Eşcinseldim, buna rağmen kızlarla sarhoş kafa yiyiştiğim de oluyordu. Ve şimdi tam anlamıyla o kızların tanrıya olan dualarını hissediyordum avuçlarımda. Taehyung yanımda olmasına rağmen masada birlikte oturduğumuz Hoseok, Namjoon ve Seokjin beni terletmişti. Arkadaş canlısı insanlardı, espri anlayışları benimkine yakındı ve aslında bana karşı çok sevecenlerdi. Yine de tedirgindim.
Taehyung 'arkadaşlarımla tanış' dediğinde bunun bu kadar erken olacağını hesap edememiştim.
On beş dakika kadar önce performansları bitmişti. Tam anlamıyla mükemmellerdi. Gruplarının sabit bir solisti olmamakla birlikte bugünlük Seokjin söylemişti birkaç şarkıyı. Ben ise gözlerimi Taehyung'dan alamamıştım. Saçları vahşi kıvırcıklardan oluşuyor, mavi gözleri siyah tutamlarının arasında kalabalığın içinden beni buluyordu. Yakası oldukça açık bir tişört giymişti, tıpkı grubun diğer üyeleri gibi bugün koyu mor, neredeyse patlıcan moru diyebileceğim tonlar vardı üzerinde. Siyah, sıkı pantolonu her zamanki gibi bacaklarını sarıyordu. Tişörtü de bu siyah renge eşlik edip tek detayı üzerindeki mor, italik yazılarken Taehyung'un dolabında ne kadar koyu renk var diye düşünmüştüm.
Arkadaşları da ona benziyordu.
Koltukta kıpırdanıp Taehyung'a kaymamla o bana gülümsemiş, bu sırada Hoseok'un ağına takılmıştım. Gri lensli gözleri beni izliyordu. Çekingen bir gülümseme takınarak ona bakıyordum ben de.
"Ee, Jungkook. Kaç yaşındasın?"
"Yirmi bir." diye yanıtladım sol tarafımda oturan Namjoon'u.
"Taehyung'dan iki yaş ufaksın demek."
"Hmhm."
Telaşla önümdeki içkiden bir yudum almış, Taehyung'un varlığıyla gevşemeye çalışmıştım. Normalde kendime güvenir ve kalabalık ortamlarda rahatıma bakardım ancak Taehyung dengemi şaşırtıyordu. Arkadaşlarına kendimi sevdirmek istiyordum, onların nelerden hoşlandığını bilmemek ise beni deli ediyordu. Her an yanlış bir hareket yapacağımdan ve hoşlarına gitmeyeceğimden korkuyordum.
Özellikle de Hoseok.
Sanki ona Taehyung'u provalarda yorduğu için kızgın olduğumu biliyormuş gibiydi.
Umarım Taehyung ona bundan bahsetmemiştir diye dua etmekten başka bir şey yapamıyordum.
"Taehyung'un bizimle tanıştırdığı tek sevgilisi sensin." demişti Hoseok beni incelemeye devam ederken. Özenle yapılmış saçları, evdeki çerçevediklerden farksız bir etkileyicilik katıyordu yüzüne. "Seni germek istemiyorum ama incelemekten de alıkoyamıyorum kendimi."
