❝bir pazar gününde bebeğin olacağım neden şehir dışına çıkmıyoruz? bana bebeğim diye seslen, aynı dalgada hayır, yavaşlamak yok❞
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Garip günlerden geçiyordum.
Aslında, garip denmezdi buna. Yalnızca Taehyung'da kalmaya başlayalı neredeyse iki ay oluyordu. Her an birlikte, her gün birlikte vakit geçiriyorduk ve zaman hızlıydı. Onun hakkında çok fazla şey öğreniyordum her geçen gün. Mesela, chanel küpelerinin en sevdikleri olduğunu, küçükken bisikletten düştüğü için elinde çok az belli olan bir yara olduğunu, boş zamanlarında şiir okumayı sevdiğini çok çabuk öğrenmiştim. Ailesini çok seviyordu, ablası en yakın arkadaşıydı. Ve kahvaltıda ona tost yaptığım zaman güne daha enerjik başlıyordu.
Dile kolay birçok şey keşfetmiştim onun hakkında.
Ancak hâlâ Ryujin'in bile öğrendiği o sürprizin(?) ne olduğu muammaydı.
Taehyung değişmemişti. Eskisinden farksız bana sıkça dokunuyor, film gecesi yaptığımızda elleri cildimi talan ediyor ve dudaklarımız sık sık buluşuyordu. Çoğu kez boynuma iz bırakma hevesine giriştiği de olmuştu. Ona çekinmeden izin vermiştim. Yine de hâlâ işi en üst seviyeye çekmiyordu. Bunun için mantıklı bir sebep düşünmek benim yapabileceğim türden olmadığı için ben de üstelemekten vazgeçmiştim. Kendime göre tahminlerim vardı sadece. Taehyung benimle sevişmediği süreyi uzattığı her zaman, karşıma aklımı alacak şeylerle geliyordu ve tahminlerim de bu yöndeydi.
Sadece ne olursa olsun geçen seferi unutmuş değildim. İleri gitme konusunda kararı değişirse asla beklediğini bulamazdı. Benim kafamda da birtakım şeyler dönüyordu.
Taehyung'u delirtecek türden şeyler.
Bavuluma koyduğu şeylerle yapabileceğim çok seçenek olduğu barizdi. Birlikte bara gittiğimiz ve benim onu izlediğim her saniye aklımdan başka bir senaryo akıp geçmişti. Dürüst olmak gerekirse cinsel dürtülerimin ve kapasitemin bu kadar vahşileşebildiğini bilmiyordum bile. Özellikle de Taehyung ne tepki verirdi kestiremiyordum ancak sorun da etmiyordum. Ben onu bekleyebiliyorsam o da beni, benim istediğim biçimde tatmin etmeyi kabul ederdi. Şimdilik odak noktam bambaşkaydı.
Taehyung ısrarla sevişmekten kaçınca ona dokunmak daha keyifli hale gelmişti mesela.
Hemen yanımdaki bedeni sessizce pipetiyle kola içiyor gibi görünüyordu. Hoseok hyung, Namjoon hyung ile derin bir muhabbete dalmıştı. İşin önemli kısmı, konuşmaya biz de dahildik. Oturduğumuz pizzacıda keyifli vakit geçirirken, gülüştüğümüz anlardan birinde yaramaz olsam, biraz olsun yaramazlık yapsam ne olur ki diye sorgulamamla beş dakika içerisinde her şey değişmişti. Ellerim Taehyung'un kotunun üzerinde dinleniyordu, parmaklarım ağ kısmına yakındı. Hyunglarla karşılıklı oturmanın verdiği rahatlıkla cesur davranıyordum.
