BÖLÜM 20

5.2K 377 605
                                    

Yine 18 yaşından büyüklerle devam ediyoruz..

Boşta kalan eliyle parmaklarının arasındaki kalemi çevirirken bir yandan da Xiao Zhan'ın onun teninin üstüne çizdiği şekillere bakıyordu. Yibo ders çalışırken Xiao Zhan sürekli şikayet edip onun dikkatini dağıtacak şeyler yaptığı için tek elini ona feda etmekte bulmuştu çözümü. Böylece hem ders çalışırken Yibo'yu rahatsız etmeyecek hem de gözünün önünden ayrılmayacaktı. Kütüphane sessizdi. Arada ikisinin kıkırdaması yükselse de bugün burada çok fazla öğrenci yoktu ve kimse onları uyarmıyordu. Xiao Zhan Yibo'nun parmak uçlarından başlayarak neredeyse gömleğini çekebildiği yere, dirseğine kadar şekiller çizip renkli kalemlerle birkaç şey yazmıştı. Yibo dikkatini dağıtmamak için sol kolunu tamamen ona emanet etmiş bir yandan da ders çalışıyordu. Hemen yan tarafında oturan Xiao Zhan'ın nazik parmakları çıplak kolunun üzerinde gezerken garip bir şekilde rahatlamış ve motive olmuş hissediyordu. Bu yüzden şikayet etmeden tüm rahatlığıyla okuduğu şeyleri yorumlamaya devam etti. Bir süre tüm ciddiyetiyle kolunu boyamaya devam ettikten sonra ani bir hareketle kolunu tutarak tam olarak bileğinin olduğu kısmı Yibo'nun yüzüne yaklaştırdı.

"Bu ne?"

Küçük bir kalp çizip içini kırmızıya boyadıktan sonra sol köşesine kalemin ucuyla siyah bir nokta bırakmıştı. Yibo önce Xiao Zhan'ın kendinden şiş ve kırmızı dudaklarına baktı, sonra da gözlerini biraz aşağı kaydırıp sol alt köşeye mükemmel bir şekilde konumlandırılmış beni izledi. En son, gözlerini ona heyecanla bakan gözlere çevirdiğinde Xiao Zhan gülümsemeye başlamıştı. Yibo da gülümseyerek karşılık verdikten sonra bileğinin üstündeki kalp şeklini öptü. Sadece 2 saniye süren bu şey, kendi bileğini öptüğü için garip hissettirmişti.

Yibo hiç konuşmadan ders çalışmaya geri dönerken Xiao Zhan onu rahatsız etmeye devam ediyordu.

"Buldun mu, ha? Ne çizdim? Söylesene. " kolunu sarstı birkaç kere.

Yibo yavaşça ona doğru döndü tekrar. "Cevap verdim ya işte öperek."

"Ne? Bu kadar kolay mı anladın gerçekten? Sürekli dudaklarımı düşünüyor olmalısın."

Xiao Zhan Yibo'nun kolunu rahat bırakarak asık bir suratla önüne dönerken Yibo da yukarı kıvrılmış dudaklarıyla kendi kendine söylendi kısık bir sesle. "Aklımdan çıkmasına izin vermiyorum diyelim."

"Kimse buraya bakmıyorken gerçekten öpsene beni."

Yibo büyümüş gözlerle önündeki notlara baktı bir süre ve kendine geldiğinde kimsenin bunu duymadığından emin olmak için etrafına bakındı.

"Masum şeyler yapmak istediğini sanıyordum." Kısık bir sesle söyledi Yibo. Karşısındaki çocuğun da ona ayak uydurması için dualar ediyordu.

"Masum şeyler yapalım dedim, heyecanımızı kaybetmemizi söylemedim. Öp beni." Gözlerini kapatıp dudaklarını Yibo'ya doğru uzattı.

Yibo eliyle Xiao Zhan'ın dudağını kapatırken sağ ve solundaki masalara baktı sırayla. Hiç kimse görmüş gibi durmuyordu. Rahat bir nefes alarak elini ağzından çekti yavaşça.

"Önce biraz görgü kuralı öğrenmen gerekiyor. Mesela kütüphanede sessiz olunur ve..herkesin görebileceği topluma açık yerlerde böyle şeyler yapılmaz. "

"Neden yapılmaz? Bu kötü örnek olacak bir şey değil ve sadece bizi ilgilendirir."

Yibo oturduğu sandalyede sırtını arkaya yaslayıp bacaklarını uzattıktan sonra başını geriye yasladı. Xiao Zhan o yutkunurken aşağı yukarı hareket eden ve kafasını geri yasladığı için daha da belirginleşen adem elmasını izliyordu. Kafasını geri topladığında ikisinin de dikkati dağılmıştı. "Öyleyse iki medeni insan gibi gidip ailelerimize her şeyi anlatalım. Sonuçta iki kişinin birbirini sevmesinde herhangi bir sıkıntı yok. Nasıl fikir?"

Black or White [Yizhan] ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin