BÖLÜM 23

4.6K 328 334
                                    


+18 uyarımı yapayım....

O gece eve geldiklerinde ikisi de fena halde yorulmuştu. Yibo kendini içeri atar atmaz ağır adımlarla mutfağa doğru yürüdü. Günlerdir o aptal ses kaydı yüzünden odasından çıkmıyordu ve bu gün o bir haftanın acısı çıkmıştı.

"Nereye gidiyorsun?" dedi, Xiao Zhan. Kapının önünde dikilmiş hayal kırıklığı ile Yibo'ya bakıyordu.

"Su içeceğim." Yibo mutfağı işaret etti. "Gelmek ister misin?"

"Yorgun olduğunu söylemeyeceksin değil mi?"

Yibo alayla gülümsedi. Yüzünde her zamankinden daha etkileyici bir ifade vardı. Gözleri kısılmıştı, dudağının yukarı kıvrılan köşesi ile koordine bir şekilde tek kaşını yukarı kaldırmıştı. Cevap vermeden mutfağa doğru yürümeye devam ettiğinde Xiao Zhan da onu takip etti. Yibo su ile doldurduğu bardağı yavaş yavaş yudumlarken Xiao Zhan masanın üstüne oturmuş ve telefonuyla oynamaya başlamıştı.

"Biri instagramda benim videomu paylaşmış ve herkes altına aşkını itiraf etmek istediği kişiyi etiketliyor. Böyle bir akım başlattığıma inanamıyorum. Sanırım sevgilin artık senden daha ünlü." heyecanla ekranı aşağı kaydırıp gelen yorumları okumaya devam etti.

Yibo elindeki bardağı bitirdikten sonra kolunun kenarı ile dudağını sildi, çoktan Xiao Zhan'ı izlemeye başlamıştı bile.

"Ben de seni mi etiketlesem?"

Xiao Zhan bir anlığına kafasını telefondan kaldırdı ve sırıtarak Yibo'ya baktı. "Sen şimdilik sadece bana söyle, olur mu? Kimsenin bilmesine gerek yok."

Yibo bedenini yaslandığı yerden çekti ve birkaç adım atarak onun üstünde oturduğu masanın yanına geldi. Xiao Zhan gözlerini bir saniye bile Yibo'dan ayırmıyordu. Az önce heyecanla baktığı telefonun şimdi ekranını bile kapatmayı unutmuştu. Yibo tek elini masaya yasladıktan sonra diğer eliyle Xiao Zhan'ın neredeyse elinden düşmek üzere olan telefonu alıp masaya koydu. Gözü sadece Xiao Zhan'ın kaşındaki morluğu görüyordu. Baş parmağını yavaşça morluğun üstüne koydu ve bir süre okşadı.

"Çok acıyor mu?"

Xiao Zhan hemen kafasını salladı. "Hayır! Hiç acımıyor hem de." Kollarını ani bir hareketle Yibo'nun boynuna doladı ve onu tamamen kendine çekti. Kulağına doğru eğildiğinde Yibo onun yine edepsiz cümleler kuracağını düşünmüştü fakat Xiao Zhan bu sefer sadece "Bir daha kimseye sataşmayacağım." deyip geri çekilmişti.

"Benim için bile olsa kimseye sataşmayacaksın, uslu duracaksın. Söz mü?"

Xiao Zhan kafasını sallayarak onayladı. "Sadece sana sataşacağım."

"Evet, sadece bana sataş. Ne olursa olsun sana zarar vermeyecek tek kişi benim, anladın mı? Bu konuda anlaştığımızı varsayıyorum. "

Karşısındaki çocuk kahkaha atmaya başladığında bu sefer Yibo da tüm ciddiyetini kaybetmişti. "Neden gülüyorsun? Ha?"

"İlk günlerimizi hatırladım da. Beni sürekli tehdit ediyordun. Şimdi düşününce o kadar da şiddet yanlısı biri değilmişsin."

Yibo iki elini de utançla yüzüne götürdü, o an yerin dibine girip gizlenebilmek için her şeyi yapabilirdi. "Gerçekten..sen beni dinlememekte ısrar ettiğin içindi. Normalde bunun mizahını bile yapmam. Aklımı kaybetmiş olmalıyım Xiao Zhan, özür dilerim."

"Ah, hayır. Özür dilemen için söylemedim. Başından beri nasıl biri olduğunun farkındayım. Kendini bana açıklamak için uğraşmana bile gerek yok. Çünkü zaten her şeyi biliyorum."

Black or White [Yizhan] ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin