{9}

1.4K 119 136
                                    

Issız kiliseye sakin adımlarla girdi Dazai. Çoklu sıraların ortasından meryem ana heykeline ilerlerken kilisenin aydınlığına karanlık bir ruh gibi girmişti. Ön sırada oturan sarı saçları tokalı bedeni gördü ve gülümsedi. Kunikida onun kim olduğunu bilen tek kişi olucaktı. Kiliseye girerken kimsenin olmayacağına dair söz vermişti. Bu da tamamen yalnız olacaklarının göstergesiydi. Kunikida arkasından gelen adım sesleriyle ayaklanıp yavaşça arkasına döndü. Dazai üzerindeki siyah paltosuyla Kunikida'nın yeşil kabanını selamladı. Fakat Kunikida gördüğü yüzle küçük çaplı bir şoka girmişti ve sertçe yutkunmuştu. Normal görünmeye devam etti. Dazai ise istediğine ulaşmış gibi sırıtıyordu.

"Merhaba hocam. Sizi burada görmek büyük zevk."

Kunikida bir şey diyemedi. Dazai onu geçip yanına oturdu ve konuşmaları için onun da oturması için koltuğa eliyle hafifçe vurdu.

"O-Osamu. Sen olamazsın değilmi?"

Başını iki yana sallayan Dazai ciddi bir yüz ifadesi takınmıştı. Kunikida en sonunda oturmaya karar verdi, eldivenli ellerini sıkarken konuşmasını bekledi.

"Benim, ve yardımına ihtiyacım var."

Kunikida tedirgin gözlerle ona bakıyordu. Derin bir iç çekip karşısındaki sıralı melek dolu camlara baktı.

"Bağlantıların oldukça güçlü. Sana güveniyorum fakat... Nedenini açıklaman gerek!"

"Tabii. Senin, gördüğüm kadarıyla öğretmenliğinden önce, özel bir ajan olduğunu mafyada çok eski bir dosyada buldum. O kızgın bakışları tanıdığıma yemin edebilirim. İzinizi oldukça iyi kaybettirmişsiniz, mafyaya göre büyük başarı, sizi takdir ediyorum. Ekibimle ilerlediğimiz yolda kimse tehlikeye girmeyecek."

Kunikida hafifçe başını salladı. Yumruk yaptığı elleri sakinleşince açılmıştı, Dazai'nin bu işin başında olacağı, güldü, tanrının aklına sır ermezdi gerçekten. Yanında, kendisine beklenti dolu bir yüzle bakan gence baktı. Kunikida'nın kaşları yavaşça çatıldı. Öğretmenliği bir kaçış yolu olarak değil, her zaman için ideal mesleği olduğu için istemişti. Aynı zamanda gençleri de anlayabildiği için.

"Dazai, nedenini anlayabiliyorum. Fakat zeki olmak yetmez... Sen daha gençsin."

"Fakat bu işin en iyisi olarak görünüyorum. Güçlerimizi biliyorsun, kendin dedin. Babamı devireceğim, bu sayede kötü hiçbir şey olmak zorunda değil!"

Dazai'nin kendine güvenci olmasını takdir etti Kunikida. Ama hala bir tarafı eksikmiş gibi düşünüyordu. Bir gencin fevri bir hareketiyle böylesine büyük güçler edinmesi, onları arttırıp birer birer satranç masasının üzerine dizmesi. Korkmuştu Kunikida, ama onun yanında olacağına dair söz verdi.

"Başka kimse, senin yüzünü benim gördüğüm gibi gördü mü?"

Kısık gözleriyle başını iki yana salladı Dazai. Kunikida anlamış gibi başını salladı, tabii bu elbette tahmin edilir bir davranıştı. Kimliğini ifşa etmemek ama onu sürekli olarak görelecek birisine kendini açmak. Kararını verip vücudunu yana döndürdü.

" Seninleyim."

Dazai başını, kendine dönen Kunikida'ya çevirdi ve verdiği cevaba gülümseyip başını salladı. Birden omzunda hissettiği el ile irkildi ve gözleri iyice aralandı. Kunikida'nın sahici bakışlarına baktı.

"Her zaman yanında olacağımı da bil ve aptallık edeyim deme. Senin yaşayacağından daha çok şey atlattım ben. Bir şey olursa... Tamam mı! Zaten artık bana nasıl ulaşacağını biliyorsun."

Genç AşıklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin