Do Your Feet Hurt?

2.3K 175 48
                                    

"Cho bunu yapabileceğimi sanmıyorum. Bence...bence gitmemeliyim"

"Saçmalama tabii ki gideceksin"

"Neden öğreteceğimi söyledim ki sanki? Bunu asla yapamam!"

"Yapabilirsin Aurora. Biraz cesur olman lazım"

"Ama olamıyorum!"

Yatağıma uzandım ve başımı yastığa gömüp ofladım.

"Olman gerekiyor. Yoksa hayatın boyunca sadece onun başkasıyla olduğunu görürsün. Hem baksana onunla dans etme fırsatın var. Sen de bunu istemiyor muydun?"

"E-evet ama orada herşeyi berbat edeceğim"

"Hayır etmeyeceksin. Bir an için sadece onun Fred olduğunu unut ve kendin ol. Bunu başarabilirsin Aurora sana güveniyorum"

Olduğum yerde oturur pozisyona geldim. Belki de haklıydı. Belki de gerçekten yapabilirdim ve denemeden bunu bilemezdim.

"Tamam...Sanırım deneyeceğim"

"İşte bu!"

Sevinçle ellerini çırptı. Onun bu haline gülmeden edemedim. Resmen benden daha heyecanlı görünüyordu.

"Ama hızlı olman lazım. Dans partnerini daha fazla bekletmek istemezsin değil mi?"

Güldüm ve hızlıca yataktan kalktım. Üzerime mor bir tişört ve kot pantolon geçirip saçlarımı at kuyruğu yaptım. Tam odadan çıkacakken Cho'nun bana seslenmesiyle ona döndüm.

"Hey Aurora! Aklıma gelmişken...belki seni baloya davet eder hm?"

Güldüm

"Hiç sanmıyorum"

Hızla odadan çıktım.

İhtiyaç odasının önüne geldim. Derin bir şekilde nefes aldıktan sonra yavaşça kapıyı açtım ve içeri girdim. Fred çoktan gelmişti, koltukların birinde oturuyordu. Geldiğimi görünce bana baktı ve hafifçe gülümsedi, ben e ona gülümseyerek karşılık verdim.

"Umarım çok bekletmemişimdir"

"Ah, sorun değil. Şey...başlayalım mı?"

"Tabi"

Oturduğu yerden kalktı ve 2-3 adımda büyük salonun ortasına, yanıma geldi ve tam karşımda durdu.

"Evet ilk olarak duruşunu biraz dikleştirmen gerekiyor"

Olumlu anlamda başını salladı ve biraz dikleşip omuzlarını geri attı.

"Güzel. Şimdi..."

2 adım ona yaklaştım ve tek elimi geniş omzuna yerleştirdim. Ne yaptığımı anlayıp o da hemen elini belime koydu. Ve diğer ellerimizi de havada birleştirdik. Merlin! Şu an tüm cesaretim yok olmuştu ve yüzümün yavaş yavaş ısındığını hissedebiliyordum. Derin bir şekilde nefes verdim ve başımı eğdim.

"Şimdi...Adımlarıma uyman gerekli. Yavaştan başlayacağım, hazır mısın?"

"Hazırım"

Ağır bir şekilde dansa başladım. O da gözüyle ayak hareketlerimi takip ediyor, aynını yapmaya çalışıyordu ve itiraf etmem gerekirse dansa karşı doğuştan gelen bir yeteneğinin olmadığı kesindi.

Uzun bir çalışmanın ardından sonunda öğrenebilmişti. Memnunca gülümsedim ve başımı kaldırıp ona baktım.

"Güzel. Şimdi biraz hızlanalım"

Aynı hareketleri az öncekine göre biraz daha hızlı yapmaya başladım. Bu sefer bana ayak uyduramamış, üstüne üstlük bir de ayağıma basmıştı ancak bu durumdan şikayetçi falan değildim.

Sonunda olması gereken hızda öğrenince ona baktım ve gülümsedim. Sanırım az önce kaybolan cesaretim tekrar yerine geliyordu.

"Evet çok iyi gidiyorsun. Şimdi ikinci kısma geçiyoruz. Bu ayak hareketlerini 4 kere yaptıktan sonra eller değişecek. Yani şöyle..."

Havadaki elimi onun omzuna koydum. O da bana uyup havadaki elini belime yerleştirdi ve boşta kalan ellerimizi havada birleştirdik.

"Hızlı bir şekilde bu pozisyona geçeceğiz. Bu şekilde de ayak hareketlerini 4 kere yaptıktan sonra..."

Bu sefer iki elimi de omzuna koydum.

"Buna geçeceğiz ve...beni havaya kaldıracaksın. Anladın mı?"

"Şey...Sanırım"

"Yavaştan başlayabiliriz"

"Olur"

En baştaki pozisyona tekrar döndük ve yavaş bir şekilde dansa başladık. Dediklerimi harfiyen yapıyordu ve baya uyumlu gidiyorduk. Tabi hızlanınca biraz bocalasa, hatta ayağıma birkaç kere daha bassa da gayet iyiydi ve çabuk öğreniyordu.


Yol boyunca sırıttığımı ancak Ravenclaw ortak salonundaki boy aynasına baktığımda fark ettim. Birkaç kere hafifçe yanaklarıma vurup yüzümdeki sırıtışı silmeye çalıştım ancak nafile...Herşey o kadar güzeldi ki! Gülümsemeden edemiyordum.

Yavaş adımlarla kaldığım odaya girdim. Cho yatağında oturmuş kitap okuyordu. Geldiğimi görünce hemen kitabını kapattı ve koşarcasına yanıma geldi."

"Nasıldı? Hadi herşeyi anlat!"

Hiçbirşey demeden yatağıma oturdum. Ayakkabılarımı ve çoraplarımı çıkarıp öylece acıyan ayaklarıma baktım.

"Aurora sen iyi misin? Senden bir cevap bekliyorum ve sen kafayı yemiş gibi morarmış ayaklarına sırıtarak bak- Bi saniye...Ayaklarına ne oldu?"

Gülümsemeye devam ederken ona döndüm

"Önemli birşey değil sadece dans ederken ayağıma bastı. Aslında acıyor ama...Herşey o kadar güzeldi ki Cho ayaklarımın acıması umurumda bile değil!"

Kendini tutamayarak ufak çaplı bir kahkaha patlattı.

"Gerçekten ilk başlarda fazla heyecanlıydım ama sonra dediklerin aklıma geldi ve tuhaf bir şekilde hiçbir şeyi berbat etmedim. Ayrıca biliyor musun? Çok çabuk öğreniyor ve o kadar güzel dans ediyor ki.."

"Senin adına o kadar sevindim ki Aurora. Eee peki danstan sonra ne oldu?"

"Ne? Tabi ki hiçbirşey"

"Hiçbirşey mi? Baloya davet etmedi mi?"

"Hayır etmedi. Cho...Beni baloya davet etmeyeceğini ikimiz de biliyoruz"

"Hayır edecek. Bak görürsün yarın edecek. Yarın da çalışacaksınız değil mi?"

"Şeyy...konuşmadık ama sanırım evet"

"Güzel. O zaman yarın davet edecek eminim."


Bu bölüm diğerlerine göre biraz kısa oldu farkındayım. Bundan sonraki bölüm de muhtemelen öyle olacak ama ondan sonraki bölümler için kafamda mükemmel sinsi fikirler var eheh :)

𝑮𝒐𝒃𝒍𝒆𝒕 𝒐𝒇 𝑭𝒊𝒓𝒆-𝑭𝒓𝒆𝒅 𝑾𝒆𝒂𝒔𝒍𝒆𝒚Where stories live. Discover now