You Should İnvite Her!

2.2K 176 85
                                    

Bakın şu görüntünün müptelası olurum resmen :')


Derslerden sonra birşeyler yemek için Cho'yla ortak salona girdik. Rahatlıkla oturacak bir yer bulduktan sonra karşılıklı oturarak yemek yerken aynı zamanda sohbet etmeye başladık. Bir ara Cho'nun tam arkamda gözlerini dikmiş bir yere baktığını fark ettim. Arkamı döndüğümde ise bize doğru gelmekte olan Fred'i gördüm. Kısa sürede hemen yanımıza geldi ve tam yanıma oturdu.

"Selam kızlar"

"Selam"

"Selam Fred"

Cho birden çantasını omzuna geçirdi ve ayağı kalktı

"Aurora benim şey...Kütüphaneye uğramam lazım. Seninle orada buluşuruz"

Daha birşey dememe bile fırsat vermeden yanımızdan ayrıldı. Bir süre onun gidişini izledikten sonra bakışlarımı tekrardan Fred'e çevirdim.

"Nasılsın Aurora?"

"İyiyim. Sen?"

"Ben de iyiyim. Dün için sana çok teşekkür ederim. Sayende baloda rezil olmaktan kurtuldum"

Hafifçe gülümsedim.

"Rica ederim"

"Şey...Bu gün çalışacak mıyız?"

"İstiyor musun?"

Olumlu anlamda başını salladı ve gülümsedi.

"Tamam o zaman 6 gibi ihtiyaç odasında buluşalım"

"Tamamdır. Tekrardan teşekkür ederim"

"Rica ederim"

Gülümseyerek yanımdan ayrıldı ve arka masada oturan ikizinin yanına gitti. O gittikten kısa bir süre sonra ben de ortak salondan çıktım ve kütüphaneye ilerledim. İçeriye girip hızlı bir şekilde etrafı dolaştım ancak Cho burada değildi. Tekrardan çıkış kapısına ilerledim ve tam o sırada koridorun sonundaki Cho'yla karşılaştım. Hemen yanına gittim.

"Cho? Neredeydin?"

"Aurora! Sana anlatmam gerekenler var!"

Kocaman gülümsüyordu. Onun bu halini görünce ben de gülümsemeye başladım. 

"Ne oldu anlatsana"

"Tam kütüphaneye geliyordum ki Cedric'le karşılaştım"

"Cedric Diggory'mi?"

"Evet. Bahçede yürümeyi teklif etti, ben de kabul ettim"

"Eee~?"

"Daha sonra beni baloya davet etti!"

"Ne?! Sen ciddi misin?"

"Evet!"

"Vay be! Arkadaşım Üç Büyücü Turnuvası şampiyonuyla baloya gidiyor! Senin adına çok sevindim Cho"

Hafifçe gülümsedi

"Eee peki siz Fred'le ne konuştunuz? Yoksa baloya mı davet etti?"

"Hayır. Sadece bu gün de çalışır mıyız diye sordu"

"Ve sen de evet dedin"

"Hmhm"


Fred'den

Kapının önüne geldiğimde pelerini üzerimden çıkardım. Hızlıca parolayı söyleyip içeriye girdim. George ortak salondaydı. Beni görünce hemen eliyle yanına gelmemi işaret etti. Hızla yanına gittim ve koltuğa oturdum. Kulağıma eğildi ve fısıldadı.

"Yarım saattir Aurora'yı baloya davet etmek hakkında konuşup duruyor. Elini çabuk tutsan iyi edersin Fredie"

Gözüyle karşımızdaki koltukta oturan Neville'i işaret etti. Dikkatli bir şekilde onu ve yanında oturan Seamus'u dinlemeye başladım.

"Çalışma yaparken de beraber dans ettiniz Neville değil mi? Bence ona kesinlikle sormalısın"

"Aslında doğru. Yarın gidip ona soracağım!"

Oturduğum yerden kalktım ve ikisinin yanına yaklaştım

"Soramazsın!"

İkisi de şaşkınca bana baktı

"İyi ama neden?"

"Çünkü...Çoktan onu Ravenclaw'dan birinin davet ettiğini duydum"

"Sen ciddi misin?"

"Evet. Evet ciddiyim. Yüksek ihtimalle onunla gidecektir. Başkasını bulsan iyi edersin dostum"

Omzuna pat pat vurup sahte bir şekilde gülümsedim ve tekrar George'un yanına döndüm.

"Ciddi misin Fred?"

"Hayır. Sadece onunla gitmesini engellemem lazımdı değil mi?"

"Evet ama sen yine de bir an önce onu davet et. Yoksa gerçekten de baloda onu Ravenclaw'dan biriyle görmek zorunda kalabilirsin"


Bu bölüm neden hiç içime sinmedi? :(

𝑮𝒐𝒃𝒍𝒆𝒕 𝒐𝒇 𝑭𝒊𝒓𝒆-𝑭𝒓𝒆𝒅 𝑾𝒆𝒂𝒔𝒍𝒆𝒚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin