"Bir takım kararlar" 20

2.4K 204 46
                                    

Bu bölümü Yadigar'ı okuduktan sonra bana söven arkadaşım ppatyapapatyaa ithaf ediyorum. 😆

(Yazarın anlatımıyla)

Önce bazı gerçekler çıkmıştı ortaya, sonra da içteki duygular...

Serhat ve Alp birbirlerine açılmışlardı, birbirlerini delicesine sevdiklerini artık ikiside biliyordu. Önce klubüden çıkmışlar, bir taksiye bulup Serhat'ın evine gelmişlerdi.

Alp'in annesi telaşla oğluna sarılmış ve sitemli bir şekilde bakmıştı.
"Oğlum neredesin sen? Nerelerdesiniz?! Evdeki dağınıklık aklımı allak bullak etti, ne yapacağımı bilemedim. Sonra geri geldim Kaderlere."

Alp annesinin endişeli bakışlarına karşılık olarak oda mahcup bakıyordu.
"Anne özür dilerim ama babam geldi. Ne yapabilirdik? Mecbur kaçtık Serhat'la."

Alp ve annesi konuşurken Serhat ve annesi ise sessizce konuşmak için bir köşeye geçmişti. Oğlunun dağılmış saçlarını, kırmızı olmuş dudaklarını gören Kader buna bir anlam aramadı. Daha çok şu an oğlunun kendisini özel bir yere çekip ne anlatacağı ile meşguldü. Oğlunun suratındaki yarayı gördüğünde içi acıdı.

Oğlunda her ne kadar yıpranmışlık görse de, içinde bir yerlerde ilk defa bir umut görmüştü. Anne oğlunun saçını tıpkı çocukluğundaki gibi düzelttiğinde Serhat da yumuşamış bir ifade ile bakmıştı annesine.
"Yanağındakini o adam mı yaptı?"

Kader'in birden ifadesi ciddileşmişti. Hatta öylesine korkunç bakmaya başlamıştı ki, kim olsa ürperirdi.

"Bende o adam hakkında konuşmak istiyorum seninle."
"Sana başka zarar verdi mi?"
Telaşla konuşmuştu anne.
"Hayır, Alp beni korudu, biz kaçtık. Anne ama mesele bu değil."
"O zaman mesele ne?"
"Anne, sana hiç söylemedim ama küçükken beni kaçıran kişiler vardı ya. Üç kişi hapse girmişti. Anne, onlar dört kişiydi ve sadece üç kişisi hapse girmişti. Dördüncü kişi Kadir'di. Onu ilk gördüğümde hatırlamadım, ama daha sonra taşlar yerine oturdu."
Anne şaşkınca baktı oğluna, bunca yıldır kendisine onların dört kişi olduğunu söylememişti.

Belki bu kadar şaşırmasa bunu söylemediği için kızardı. Ama şaşırmak ile meşguldü.

"Alp biliyor mu?"
"Söyledim."
"Sana inandı mı?"
"Evet."

Derin bir nefes verdi Kader, düşünmeye ve ne yapacağına karar vermeye çalıştı.

"O adamın hapse girmesi lazım. Her türlü girmesi lazımdı zaten. Ayşe'ye neler yaptığını biliyor musun? Teker teker anlattı bana. O adam hapse girmeli. Hem Ayşe, hem Alp rahatlamalı artık."

Serhat kafasını tamam manasında sallamak ile yetindi. Sonra hiçbir şey söylemeden sarıldı annesine, özlemle ve sevgiyle.

Serhat pekte annesine sarılmazdı, annesi ile pek konuşmazdı. Kader oğlundaki değişimi görüyor ve buna neyin sebep olduğunu da az çok biliyordu. Oda sımsıkı sarıldı oğluna, anne oğul bir süre öylece durdular.

Daha sonra ikisi de Alp ve Ayşe'nin yanına gelmişlerdi. Anlaşılan Alp'te her şeyi annesine anlatmıştı. Ayşe onların geldiğini görünce akıtmış olduğu göz yaşlarını hızla silmişti.

Özür dilerim •bxb•Kde žijí příběhy. Začni objevovat