"İyiyim, İyiyiz" Final -25-

2.7K 195 122
                                    

~Alp

Ne denirdi ki? Kötü şeylerin sonunda olan güzel şeyler iyi midir? Yoksa kötü şeylerin hissettirdikleri hiçbir zaman geçmez mi? İnsan hiçbir zaman unutmaz mı? Yoksa unutmayı tercih ettiği için mi unutur? İnsan isteyerek bilerek mi unutur, yoksa gerçekten mi unutur?

Acıdan sonra gelen tatlı gerçekten lezzetli midir? Yoksa acıdan sonra geldiği için midir?

Ve aşk her zaman tatlı mıdır? Aşk her zaman tatlı değildir, hatta aşk çoğu zaman acıdır. Bazen biberden daha acı, bazen bütün tatlılardan daha tatlı. Onun boyun giriltisine kafamı sokmak kadar tatlı, onu omzundan vurulduğunu görecek kadar acı. Kanı ellerimdeyken o sadece "İyiyim" diyordu. İyi olduğundan demiyordu bunu, beni iyi etmek için diyordu...

Biliyordum, iyiyim dese dahi bakışları yeni amcası olduğunu öğrendiğim ve onun yerde yatan bedeninde olmuştu. Şokla baktığı, acısını unutmuştu. Görmüştüm, konuşmamıştı ama ben gözlerinden anlamıştım onu.
Neden, diyordu. Neden?
Neden...?

İkimizinde elleri onun kanıyla bulanmıştı o zaman. Ben ona sımsıkı sarılmış ve ambulansın gelmesini beklemiştim, o ise bir yanda yarasını tutmuş bir yanda da önündeki başından vurulmuş amcasına bakıyordu.

İçin titremişti, onu böyle görmek beni mahvetmişti. Hala gözlerimin önünden gitmiyor o hali. Her ne kadar daha iyi olmaya başlasa da hissedebiliyorum. Hastane odasında bir anda sıçrayarak uyanması, her Kadir lafı geçtiğinde gözlerini korkuyla açması.

Korkuyorum, onu iyileştirememekten çok korkuyorum. Ona iyi gelememekten çok korkuyorum. Ne zaman kesilir? Ne zaman geceleri korkuyla uyanmasını, kabuslar görmesini, uykusunda özür dilemeyi, donuk bakışları, ne zaman kesilir?

Ne zaman gülümser? Ne zaman tebessüm eder? Ne zaman yine beni öper? Ne zaman tirtir tiremeyi bırakır? Ne zaman gözlerinin altı kıpkırmızı olmaz? Ne zaman o saçlarını tıpkı okulun ilk günü gibi diker?

Bir kere sarılsam iyileşemez misin? Omzundan bahsetmiyorum. Onu zaten doktorlar iyileştiriyor, peki ya ruhunu. Sana sarıldığımda ilaç olsam keşke. Sana sarıldığımda iyileşsen keşke...
Beş gün olmuştu değil mi? Serhat'ın o cesedi tam ayaklarının dibinde görmesinin üzerinden sadece beş gün geçmişti? Bana beş yıl gibi geldi. Seni kötü gördüğüm her dakika günler gibi geliyor.
Her acı çekişisin aynısını bana da hissettiriyor.

Ne olursa olsun bırakmam seni sevgilim. Her zaman yanında olurum.

Serhat hastane odasında uyuyordu, ben ise koltukta onu izliyordum. Annem ve Kader teyze bugünlüğüne eve gitmeyi kabul etti, zaten Serhat'a pekte iyi geldiklerini söyleyemem. Annem bir şey yapmıyordu ama Kader teyze Serhat ne zaman gözlerini açsa ağlama krizine girerek geçmişte yaşananları tekrar anlatmaya çalışıyordu. Serhat'ın amcasını sadece Serhat'ın babasının anlattığı kadarı ile bildiğini ve onlarca şey.

Serhat her annesi bir şey anlatmaya çalıştığında yerinde küçülmeye çalışıyor ve yok olmak istiyordu. Duymak, konuşmak, bakmak, görmek istemiyordu. Benimle de konuşmuyordu ama ona sarılmama izin veriyordu, ağzından duyduğum tek şey ise Özür dilerimdi.

Her korkuyla uyandığında ona sarılıyordum, Kader teyze her ne kadar psikolog ayarladı ise de Serhat yine de onlara bakmıyordu bile. Sadece benim gözlerime bakıyordu, sadece bana sarılıyordu. Ben ise elimden gelen şeyi yapmaya çalışıyordum. Sanki küçük bir çocuk olmuştu, ve bende sadece onunla ilgileniyordum.

Ben düşüncelere dalmış bir şekilde ona bakarken hafiften kıpırdandı, önüne gelen saçlarını rahatsız olmuşçasına sol eliyle itti.  O kadar mükemmel gözüküyordu ki, odaya sabahın ilk ışıkları dolmuşken tıpkı birbirimize ilk açıldığımız gün gibiydi. Odayı mavilik doldurmuştu. O ise gözlerini açıp doğrulmuştu, başta benim burada olduğumu fark edemediği için panik yaptı, korkuyla etrafa bakışını gördüm. Hemen yattığı yatağa oturup elini tuttum.

Özür dilerim •bxb•Where stories live. Discover now