~ 17.Bölüm • Kaçırılma ~

38.5K 1K 270
                                    

Keyifli okumalar💘

Bavulumu peşimden çekiştirerek aşağı indim.

Figen ve Gökhan bana dolmuş gözlerle "gitme." dercesine bakıyorlardı.

"Rüya."

Figen'in yine beni kararımdan vazgeçirmeye çalışacağını anlayarak konuştum.

"Ben kararımı verdim Figen, lütfen kararıma saygı duyun."

Gökhan Figen'i kolunun altına alarak bana bakmaya devam etti.

"Yolun açık olsun baldız."

Dolan gözlerime aldırmadan konuştum.

"Teşekkür ederim.Figen'e iyi bak, üzme onu.Yoksa benden çekeceğin var,
İzmir'den gelir bulurum seni!" Diyerek gülümsemeye çalıştım.

"Yok yok!" Diyerek sırıttı ve ardından Figen'in saçlarından öptü.

"Canım, bari havaalanına gelmemize izin verseydin."

"Yok yok! Zaten Savaş'da bugünden beri ısrar ediyor.Siz kalın benim için daha da zorlaştırmayın."

"Peki kuzum peki, gidince ara."

Başımı olumlu anlamda sallayıp kırık bir gülümsemeyle el salladım ve evden çıktım.

Derin nefes alarak her şeyin güzel olmasını dileyerek merdivenlerden indim.

Arkamdan gelen sesle ne kadar dönmek istemesem de kalbime söz geçiremeyerek döndüm.

Mert buradaydı...

Şaşırmamıştım.

"Gerçekten gidiyor musun Rüya?"

Sesimi olabildiğince sert ve soğuk çıkararak konuştum.

"Evet."

"Neden Rüya, neden? Neden, benim gibi bir şerefsiz için bu şehri terk ediyorsun?"

"Haklısın biliyor musun Mert? Senin gibi biri için değmez.Ama aptal kalbime söz geçiremiyorum ne yapayım."

Mert'in gözleri mi dolmuştu?

Şaka gibi bildiğin Mert karşımda ağlıyordu!

Bu kalbimi ne kadar acıtsa da gitmem gerekiyordu.Uzaklaşmalıydım.

Mert gözlerini gözlerime dikerek bana bakmaya devam ediyordu.

O an içimden ona sarılmak gelse de bunu yapamazdım, gururumu daha fazla ayaklar altına alamazdım.

Arkamı dönerek dış kapıya yürüdüm.Ne kadar yürüdüm desem de olmuyordu işte!

Ayaklarım sanki birbirine düğümlenmiş yürüyemiyordum, gidemiyordum bu şehirden, Mert'den.

"Rüya gitme, yalvarırım gitme, affet beni.Ne istersen yaparım."

Mert'in yalvarmaları içime öküz gibi oturrken olduğum yerde kalarak arkamı dönmeden göz yaşlarımı serbest bıraktım.

Bana yaklaştığını hissedince elimle göz yaşlarımı silerek arkamı döndüm ve ondan bir iki adım uzaklaşarak konuştum.

"Sakın, sakın bana yaklaşma Mert!" Diyerek kapıdan çıktım.

Kendimden geçerken duyduğum son ve hissettiğim şey burnuma dayanan pamuk ve Mert'in özür dilemeleriydi.

"Mert'den."

Yapamazdım.Rüya böyle gidemezdi.Buna izin veremezdim.

Figen'i arayarak ondan Rüya'yı kaçırmak için izin istemiştim.Başta delirdiğimi düşünerek bana bağırsa da, Rüya'yı gerçekten sevdiğimi, onun gitmesini istemediğimi, aramızdaki her şeyi düzelteceğimin sözünü vererek uzun uğraşlar sonucu izin alabilmiştim.

Düşlerimin Prensi | +18 ♤ [ARA VERİLDİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin