14. BÖLÜM - KEŞKELERİN İZİ

4.2K 426 125
                                    




Beğenip yorum yapmayı unutmayın lütfen. Ayrıca bir sonraki bölüm için alıntıları instagramdan da paylaşıyorum. Oradan etkileşim halinde olabiliriz. 🖤

Instagram: rana.betb ve vedayakasi

istediğin kadar bağır!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

istediğin kadar bağır!

seni duyan sadece,

senden geriye kalanlardır.

eğer canını yakarsan,

güneş de yağmur yağdırır.

14. BÖLÜM - KEŞKELERİN İZİ

Billie Eilish, TV

Otelden çıkıp çıplak ayaklarım arnavut kaldırımlar üzerinde dolaşırken etraf bomboştu ya da içimdeki boşluktan ötürü böyle bir hisse kapılmıştım. Nereye gittiğimi bilmeden sokak aralarından geçiyordum. Omuzlarımdaki ağırlık attığım her adımda beni biraz daha aşağıya çekiyormuş gibi hissediyordum. Başım ağrıyor, midem dönüyor, kulaklarım uğulduyordu.

Ve ben yok olmak istiyordum.

Bu süre zarfında düşünecek çok fazla zamanım olmuştu. En son düşündüğüm şey ise çok aptalcaydı...

Bir keresinde her iki haftada bir cildimizin üst tabakasındaki hücrelerin kendi kendine yenilendiğini, yani değiştiğini okumuştum. Ancak bazı hücrelerimizin bu türden bir işlevi maalesef ki yoktu. Mesela beynimizdeki hücreler yenilenemiyor ve gittikçe yaşlanıyordu... Sen ölene kadar da hafızanın bir köşesinde kalmaya devam ediyorlardı.

Tenim iki hafta içerisinde Deha ile yaşadıklarını unutacak ama beynim neler olduğunu hatırlamasa da bilecekti.

Bir süre aklımdan tüm bu yaşananları atamayacak, sonra da tam unuttum derken bir şey çıkacak ve ara ara hatırlayacaktım. Böylece içimde kapandığını düşündüğüm yaraya yeniden tuz basmış olacaktım.

Aklımı kaçırmamak için boş düşüncelere dalsam bile dakikalar önce nasıl bir vaziyette olduğumu zihnimden silemiyordum. Nitekim bu imkânsızdı. Yine de deniyordum.

Annem gibi olmamayı kendime hayat felsefesi edinmiştim. O sevmediği insanlarla mecbur kaldığı için birkaç dakikalığına beraber olur, karşısındaki insanı dünyalar kadar mutlu ederdi. Şimdi ise ben sevmediğim biriyle bir şeyler yaşamışken ondan ne farkım vardı?

Bir sürü şey düşünmüştüm. Bir sürü. Belki de on yedi senelik hayatımda düşünmediğim kadar çok şey düşünmüştüm... Hiçbiri tutarlı değildi. Şu an mantığa o kadar uzaktım ki aklımdan geçirdiğim şeyleri birine söyleseydim muhtemelen beni en yakın hastaneye gönderirdi. Ben ise ona hak verirdim ve sesimi çıkartmazdım. Yürüyen bir cesetten farkım yoktu.

VEDA YAKASIWhere stories live. Discover now