Sağlam Altyapı

503 50 8
                                    


Uzun bir süre sonra yeniden merhaba!

Aklıma geldikçe yazmaya çalışıyorum ancak biraz öncesine kadar daha önce de söylediğim üzere fikirlerim tükenmişti. Neyse ki ana sayfada gezinirken gördüğüm birkaç kitap bana bir fikir vermeyi başardı. Pekala, konumuz: sağlam altyapı. Bu bölümde altyapıdan kastımız olayların gidişatı değil, üzerine kurulu olduğu genelde arka planda kalan ama çoğu zaman kendini hissettiren o olay.

Örneğin; bir efsane, masal, şarkı, bir nesne, ülke ya da kişi. Eğer temeli olaydan bağımsız, eskilerde yaşanmış bir başka konu olan bir kitap yazıyorsanız, (Mesela; bir efsanedeki sırları çözmeye çalışan karakteriniz gibi.) altyapınızın tatmin edici olduğundan emin olmalısınız. Bunun için de, henüz kitabınızın olayların başladığı bölümüne gelmeden evvel arka plan konusunu tüm ayrıntılarıyla yazmanız gerekiyor.

İlham olabileceğini umduğum bir örnek:

Rivayete göre Hata ve Günah Tanrıçası Ate ile Ceza ve İntikam Tanrıçası Poine, dünyaya insanoğlu için birer armağan bıraktı. Dünyada sıradan, tahmin edilemez bir yer seçtiler. Ate'nin Armağanı bir mağaraya, damlayan suyun ve yeşeren bitkinin içerisine bırakıldı; Poine'nin Armağanı ise yeraltındaki değerli taşlara. Hata ve Günah Tanrıçası Ate, affetmesi için insanoğluna yaşamın ve yaratmanın gücünü hediye etti. Ceza ve İntikam Tanrıçası Poine ise, acımaması için insanoğluna ölümün ve yok etmenin gücünü sundu. İnsanlar önce ikisinin de muhteşem birer lütuf olduğuna inandılar. Ama zamanla Poine'nin sunduğunun bir ödül değil, bir lanet olduğu düşünülmeye başlandı. Poine'nin armağanına sahip olanlar büyük bir güç ve yüceliğe kavuştu; zamanla bencillikleri ve ellerindeki bu kontrolsüz kudret onları hiçbir şeyden zevk alamaz hale getirdi. Yemekler, içkiler ve kadınlar, onları mutlu etmeye yetmedi. Poine onların mutluluğunu intikam almaya bağladı.

Ate'nin Armağanı uzun yıllar ve asırlar boyu bulunamadı, Tanrıça hediyesini açgözlü insanoğlundan gizledi. Bu büyük ödülü bulabilecek kişiler, güç saplantısından ve makam sevdasından arınmış olanlar olacaktı. Tanınmış hiçbir insanoğlu ve havvakızı bu armağanı bulamadı. Ta ki odunlardan yapılmış evinde mütevazi bir hayat süren, hayatını bilime ve insanı geliştirmeye adamış bir simyacının yolu tesadüfen mağaraya düşene kadar. Tanrıça Ate onun, hediyesini bulmasına engel olmadı. Ama bu; Günah Tanrıçası'nın yapıp yapabileceği en büyük hataydı.

Bu tarz efsaneleri yazmak biraz yaratıcılık istese de, Tanrılar ve Tanrıçalar yerine insanların dahil olduğu olaylar yazmak (örneğin bir kan davası, kıskançlık vs.) benim için daha zor. Belki de bir insanın asırlar boyu bir kan davasını sürdürmesine anlam veremeyişimdendir. Ancak sizin de gördüğünüz üzere bu tarz efsaneler çoğunlukla betimlemeye ve duyguya ihtiyaç duymaz. Üstü kapalı, az ve öz olarak yazılır. Olaya dayalıdır. Bu nedenle kendinizi zorlamadan kaleme alabilirsiniz. Hatta gerçek bir efsaneyi (bu örnek tamamen benim uydurmam, böyle bir efsane gerçekte yok) biraz değiştirerek yazmak da bir seçenek olabilir.

Not: Kitabınız konusunda eleştiri ve destek istiyorsanız ya da bir kısmı yazmakta zorlanıyorsanız bana ulaşmaktan lütfen çekinmeyiniz. Sizlere yardımcı olmak beni mutlu eden yegane şey.

İlham olabildiysem ne mutlu bana'

Kitap YazmakWhere stories live. Discover now