1.3

2.2K 234 245
                                    

"oha çocuk seni duvara yasladı yani?"

çalışma masasının oradan ona imayla kaş göz yapan beomgyu'ya karşın, kai utançla ellerini yanaklarına kapattı ve mırıldandı.

"hayır gyu, ben zaten duvara yaslanıyordum. ama şey, biraz yakındık... hatta sanırım birazdan daha fazla..."

onun bu sevimli tavırları beomgyu'yu gülümsetti. küçük arkadaşıyla birazcık uğraşsa kimse bunu önemsemezdi değil mi?

yatağında yüzüstü uzanan arkadaşının yanına gitti ve ellerini onun karnına sararak onu gıdıklamaya başladı.

"B-BEOMGYU D-DUR Ş-ŞEREFSİZ!"

kai kahkahaları arasında zorla konuşurken beomgyu onun isteklerini umursamadan gıdıklamaya devam ediyordu.

"yalvarırsan belki."

"a-adi köpek."

büyük olan şaşkınlıkla gözlerini büyüttü. daha sert gıdıklamaya başlarken tekrar konuştu. "duyamadım?"

gülmekten kıpkırmızı olmuş halde yatakta tepiniyordu. "yal-yalvarırım bırak b-beni."

nihayet beomgyu gıdıklamayı bırakınca kai derin bir nefes aldı ve cenin pozisyonunda sakinleşmeye çalıştı.

"seni döveceğim."

hâlâ nefes nefeseyken beomgyu'ya işaret parmağını tehditkâr bir şekilde salladı.

"tabii canım döversin."

zayıf çocuk onu umursamamış ve telefonunu masasının üzerinden almıştı. fakat ekranda gördüğü bildirimle kendini hızla yere attı.

"ah tanrım yanına geliyorum sanırım."

beomgyu'nun dramatik hallerde kendini yerden yere atmasına şaşırmayan kai yataktan kalktı ve yerde bir seksen uzanan arkadaşının elinden telefonu aldı.

"oha!" ekranı kaydırarak şaşkınca beomgyu'ya baktı. "yeonjun hyung ve sen konuşuyor musunuz?"

arkadaşı hala kalbini tutarken mırıldandı. "selam mesajıma geri döndü..."

beomgyu hayallere dalmış, tavanı izliyordu.

"aloo, beomgyuu?"

kai baktı ki diğeri hayal aleminden çıkamayacak, poposuna bir tane geçirdi.

"SİKTİR! KAİ SEVİŞSEYDİK ELİN DEĞMİŞKEN!"

gözleri kocaman açılan bu sefer kai olmuştu. "abartma gyu! alt tarafı ufak bir şaplak!"

bunları söylerken de bir yandan da yavaş yavaş odadan çıkmaya hazırlanıyordu.

"gel ben sana şaplak neymiş göstereyim."

kai hızla başını iki yana salladı ve üzerine doğru gelen beomgyu'yu yatağa iterek kapıya doğru koştu. böylece beomgyu'nun odasında at yarışlarını aratmayacak bir koşuşturmaca başladı.

"beomgyu gelme özür dile- OHA YAVAŞ!"

bir eli poposunda bir elini de kendine siper etmişken diğeri sırıtarak ona doğru geliyordu. "bu daha hiçbir şey ningie~"

hızla kai'ın üzerine atlamıştı, tabi bayan choi odaya girerek çığlığı basmasaydı.

"beomgyu bu odanın HALİ NE!"

---

kai ve beomgyu sınıfa girdiğinde sınıf yeni yeni doluyordu. gelenlerin çoğu kafasını sıraya gömmüş uyuyor, kalanlarsa kendi aralarında sohbet ediyorlardı. kai dün gece beomgyu'yla gece yarısına kadar dizi izleyip dedikodu yaptığı için onun da şu anki hedefi güzel bir uyku çekmekti.

be quiet, sookai ✓Where stories live. Discover now