1.5

2K 228 267
                                    

binnie'yle olan konuşmasının ardından kızarık yanaklarıyla bankta oturuyordu hyuka. birinci beden dersleri bitmiş ve öğle arasına girmişlerdi. öğle arası bittikten sonra bir ders daha beden vardı, sonra ise lanet biyoloji dersi.

kendi sınıfından birkaç kız ileriki banklarda oturmuş havadan sudan muhabbetler ediyor, diğer erkekler de kızlarla flört etmeye çalışıyordu.

beomgyu basketbol takımına girdiği için öğle arasını kapalı sahada diğerleriyle antrenman yaparak harcayacaktı. yani sözün özü kai tüm öğle arasını yalnız başına pinekleyerek geçirmeye mecburdu.

taehyun'u da görmemişti sabahtan beri. matematik dersinden önce sıradaki çantanın gittiğini fark etmişti.

oflayarak yerinden kalktı ve futbol sahasının kenarındaki çantasına ilerledi. soobin ve takımdaki diğerleri durmadan maç yapıyor, kendi çaplarında espriler yaparak kahkahalar atıyorlardı. kai burukça gülümsedi, bazen 'keşke bende sporda yetenekli olsam' diye düşünürdü. bu da tam olarak o anlardan biriydi.

nihayet onca çanta arasından kendininkini bulduğunda en ön cebi açtı ve minik hazinesini çantasından çıkarttı.

'simyacı.'

bu kitabı kaç kere baştan okuduğunu bilmiyordu ama hiç bıkmadan defalarca okunacak bir kitaptı. üstelik bir zamanlar kaybolmuş benliğini arayan kai'a oldukça yardımı dokunmuştu, kai bu kitabı seviyordu.

eğildiği için yukarı tırmanan eşofmanının paçasını aşağı indirdi ve üzerindeki hırkayı katlayarak çantaya koydu. dersten çıktığında terli olduğundan dolayı beomgyu'nun zoruyla bu hırkayı giymişti. şimdiyse üzerindeki tişörtün inceliğinden dolayı en ufak esinti bile üşümesine sebep oluyordu.

fakat zaten tekrar okula gireceği için dert etmedi. kitabı sıkıca kavradı ve hızlı adımlarla okul kapısına ilerledi.

---

sessizce yürüyordu boş koridorda, eğer ses çıkartırsa varlığı fark edilebilirdi.

burayı çok fazla öğrenci bilmezdi, kendi liseye ilk başladığı sene son sınıfların burada ders çalıştığını duymuştu. fakat aradan geçen süreyle koridorun bu tarafı unutulmuş, kimse buraya uğramaz olmuştu.

kai ise canı sıkkın olduğunda buraya gelir, soğuk mermerden yapılma yarım duvara oturur ve kendini kitabına adardı.

güneş'in en tepede olduğu öğle saatlerinde olmalarına rağmen koridor epey karanlıktı, en iyi özelliği buydu belki de.

etrafın tamamen boş olduğundan emin olduktan sonra gülümsedi genç oğlan, gizli yeri hâlâ güvendeydi.

temkinli bir şekilde mermer duvara oturdu, ancak bu poposunun üşümesine engel olamadı. bu mermer cidden soğuktu. birkaç saniyelik alışma süresinin ardından cebinden kulaklığını çıkarttı ve ucunu telefonuna taktı. en sevdiği slow parçalardan oluşturduğu oynatma listesine tıkladı ve kitabın sayfalarını aralayarak baş kahramanın benlik mücadelesine ortak oldu.

---

sevdiği kısımlardan birine gelmişti, çöl sahnelerine.

hikayenin bu kısmındaki atmosfer kai'ı içine çekiyordu sanki, kendini o çölde hissedebiliyordu.

kendini kaptırmış okumaya devam ederken kitabının üzerine düşen gölge korkuyla yerinde sıçramasına sebep oldu.

be quiet, sookai ✓Where stories live. Discover now