¹⁰

2.5K 346 150
                                    

"ortak salonun kapısında çilli bir gryffindor çocuk var. aramızdan gryffindorlar ile takılmaya başlayan ismi lazım olmayan hain lütfen arkadaşını alsın"

slytherin ortak salonundaki deri koltukların birinde oturup bitkibilim ödevini yapmakta olan changbin duyduğu cümlelerle ödevini hızlıca bırakmış ve hala onu dışlamakta kararlı olan bazı slytherin arkadaşlarını umursamayarak salondan dışarı çıkmıştı.

kapının karşısında, karanlık olan zindana aksi olacak şekilde parlayan lee felixi gördüğünde yüzünde bir gülümseme oluşmasına engel olamayarak yanına gitti. ancak onun bu sefer üzgün olan yüzünü görünce hemen endişelendi.

"bir sorun mu var lix" karşısındaki arkadaşının büzdüğü dudaklarını ve kaçırdığı bakışlarını incelerken endişesi artıyordu. üstelik normalde hemen konuşup dertlerini birer birer anlatacak felix sadece susuyordu.

"kurabiye yer misin changbin? canım sıkkındı ben de yemekhaneye girdim. gizli bir geçit varmış meğer tablodan. bir gün sana gösteririm. sonra ev cinleriyle biraz konuştuktan sonra bunları yaptım"

hızlıca konuşup arkasında sakladığı kutuyu meydana çıkardıktan sonra da yüzü gülmeyen felix konuşmaya devam ediyordu. "aslında sana yapmamıştım ama dedim ki geçiyorken bir uğrayayım. yani yurda çıkmaya da açıkçası biraz korkuyorum. arkadaşlarım kafayı yemek üzereler."

changbin gülümseyerek elindeki kutuya uzanmış ve teşekkür ederek aldıktan sonra bu mutsuz arkadaşının elinden tutarak slytherin ortak salonuna giren kapıya kadar götürmüş ardından şifreyi söyledikten sonra onun ısrarlarını duymazdan gelerek içeriye kadar çekiştirmişti.

ortak salonda oturan bazı kişilerin ona ve ellerine tuhaf bakışlar göndermesini de umursamayarak biraz önce bıraktığı kitaplarını toplayıp ortak salonun arkasında bulunan, yukarıdaki camlardan karanlık gölün tüm ürkütücülüğü ile gözüktüğü ve sert kokusunun her yere yayıldığı, kitaplıklar ile dolu bir alana getirdiğinde, felix şaşkınlıkla bir kitaplığı ittirmeye çalışan changbinin kafasını yediğini düşünerek bakıyordu, ancak kitaplık çekildikten sonra arkada oluşan karanlık boşluğu gördüğünde kendi aklını yitirdiği kanısına varmıştı.

"changbin naptın sen" diye insanların duymaması için bağırmasını engelleyerek konuşan felixe changbin sadece gülmüş ve onu bu karanlık ortama çekiştirirken cebinden çıkardığı asasıyla basit lumos büyüsünü uygulayıp ortamı aydınlatılmış ve karşısında şaşkın bakışlarıyla onu izleyen felixi incelenmişti.

"burayı eskiden bazı kötü niyetli slytherin büyücüler kara büyüye ilgili kendi arasında ders işlemek için kullanılmış. biz yeni nesil slytherinler artık gizli partiler vermek için kullanıyoruz. nasıl ama, sizin orada da var mı?"

changbin yere oturan felixe göz kırğıp bu yerin havasını attığında felix hala şoku atlatamamıştı.

"yok artık aşırı iyiymiş"

elindeki kutuyu açıp felixin yaptığı kurabiyelerden birini çoktan ağzına atan changbin bir yandan da "boşver burayı da neden üzgün olduğunu söyle" diyordu. sonra boşlukta bir şeyler arayıp bulduğu örtüyü felixe fırlatmış ve onun tekrar düşen suratını üzülerek izlemişti.

"seungmin ve jisung kendilerini yurttaki odamıza kapatmışlar, kendileri hariç hiçbir 6. sınıfı içeri kabul etmiyorlar. altı kişi dışarıda garip garip bekliyor. ben tabii ki girdim ama keşke hiç girmeseydim. bak işler epey karışık..."

kendisini merakla dinleyen changbine bakarken ona güvenebileceğin emindi felix. bu doğru bir düşünce miydi? sorgulama gereği bile duymuyordu.

cat|minsung✓Where stories live. Discover now