14. Bölüm

36 13 26
                                    

27 Mayıs, 2007, Narva/Estonya.

Tekrar merhaba.

Beni özlemediğini biliyorum.
Ben de seni özlemiyorum.

Bir an önce gebermek istiyorum. Ama işte, o kadar çok günahım var ki temizlemem yıllarımı alır.

Korkuyorum. Ölmekten değil, öldürmekten. Yine katil olmak istemiyorum, bıktım artık.

Elim değil, bütün vücudum kana bulandı benim. Bundan nefret ediyorum. Ama yapabileceğim birşey yok. Yapabileceğim birşey olmamasından daha çok nefret ediyorum.

Beş gün sonra cennete kavuşacak meleğim. Bense dünyada cehennemi yaşayacağım. Ne kadar da ironik!

Siktiğimin dünyasından ben de ayrılamam, cehenneme gitmek istemiyorum. Hem, yıllar sonra ise yaramış olma duygusunu tekrar tadabilmek istiyorum.

Kendime zarar verecek değilim, ama başkalarına zarar vermek inan bana daha çok acıtıyor.

Her neyse, konumuz bu değil. Sana yine bir anı yazacağım ki seninle beraber ölümsüzleşsin.

Bir gün farklı bir parka gitmek için otobüse binmiştik kardeşimle. Boş iki koltuk görünce deli gibi sevinip hemen kaptık doğal olarak.

Biz bildikten iki durak sonra bir anne ve çocuğu bindi otobüse. Çocuk ilk başlarda sakin olsa da daha sonra kardeşimin elindeki marzipana göz dikti ve ağlamaya başladı. Annesi indiklerinde alacaklarını söylese de çocuk susmuyordu. Küçük bir çocuk olduğu için elbette ki kimse bu davranışını yadırgamadı.

Kardeşim elindeki dokunulmamış marzipanı ona verince çocuk sanki dünyayı fethetmişçesine sevindi. Annesi de bize teşekkür edip marzipanın parasını verdi. Doğrusu biz de çok sevindik.

Çocuklar çok saf günlük, biz öğretene kadar kötülük bilmiyorlar. Vahşetler ve gaddarlar yüzünden maalesef ki hayatın gerçeklerini öğreniyorlar. Onlar adına üzülüyorum.

Keşke ben de çocuk kalsaydım günlük. Keşke çocuk yaşta ölseydim. Keşke bu kadar çok keşke demeseydim.

Her ne lanetse, yapabileceğim bir şey yok. Bu beni daha çok deli ediyor.

Görüşürüz.

marzipan: şekerli badem ezmesi.

Meçhul Katilin Günlükleri ✓Where stories live. Discover now