suspicious ✓

iki

Jennie'den

"Görüşürüz Jaehyun abi. "

"Görüşürüz Jennie. Çıkışta almaya gelirim."

Dudaklarıma bir gülümseme takınıp arabadan dışarı attım kendimi. Çantamı düzeltip bakışlarım yerde olacak şekilde adımlarımı okulun bahçesine yönlendirdim. Hiç kimsenin yüzüne dahi bakmadan sınıfıma hızlıca girdim. Her zamanki gibi sınıf boştu. Ders zilinin çalmasına baya bir vakit vardı. Kulaklıklarımı takıp telefonumdan herhangi bir müziğe tuşladım. Başımı sıraya doğru yatırırken bir kere daha cam kenarında bir yer seçtiğim için şükrettim. Abartısız her gün bu yaptıklarımı tekrarlar, hocanın derse gelmesini beklerdim. Herkes gibi dışarıda veya arkadaşlarımla takılmazdım. Arkadaşım yoktu çünkü kimse okulda ismi ezik diye çıkmış biriyle arkadaş olmak istemezdi.

Ben kendimi kaptırmışken birden kulaklığımın sert bir şekilde çekilmesi ve yere atılması bir olmuştu. Kafamı yapana doğru kaldırdığımda benimle uğraşmaktan hiçbir zaman sıkılmayan Yuna ve yancısı Lia'yı görmüştüm. Her zaman yaptığım gibi sessizce yüzüne bakarken bunun onu çıldırttığını görebiliyordum. Ona karşı atak yapmamı veya saldırmamı bekliyordu fakat diyordum ya sadece bekliyordu. Sinsice bana gülümserken gözleriyle ayağının altındaki kulaklığımı işaret ediyordu. Ayağını yavaşça aşağı doğru indirirken sinirlenmemi ve atak yapmamı bekliyordu. Fakat benden herhangi bir atak gelmeyince, dayanamamış olacak ki sinirle ayağını kulaklığıma doğru indirip bir güzel ezmişti. Pis pis bana gülümserken gözlerimi ondan çekip kulaklığıma doğru indirdim. Yeni aldığım kulaklık saniyeler içinde paramparça olup yeni bir kulaklık almam gerektiği sinyalini göndermişti.

Ayağa kalkıp yerden kulaklığımı alırken Yuna'nın bana sertçe çarpmasından dolayı yere çömelmiş bedenim, artık yerde oturur bir hal almıştı. Yumruklarımı sıkıp kulaklığımla birlikte ayağa kalkmıştım. O arkamdan pis bir şekilde gülerken yüzüne bir saniye olsun bakmamış çöp kovasına doğru ilerlemiştim. Çöpe kulaklığımı attıktan sonra kafamı kaldırdığım an sınıftan içeri meşhur üçlü girmişti. Okulun sevilen öğrencileri.

Jungkook ve Lalisa okulumuzun meşhur çiftiydi. Oldukça tatlı bir şekilde süren bir ilişkileri vardı. Taehyung onları kıyasla daha soğuk ve umursamazdı. Fakat herkese karşı bir saygısı bir sempatisi vardı. Onlara oranla daha az neşeli olsa da çoğu insana karşı çok nazik biriydi. Haklarında bildiğim şeyler bunlardan ibaretti. Kulaktan dolma bilgilerle anca bu kadar bilgiye ulaşabilmiştim.

Çöpümü attıktan sonra sırama doğru geçtim. Arkamda bana pis pis gülümseyen Yuna ve Lia ikilisiyle göz göze geldim. Bu sefer gözlerimi aniden çekmek yerine bir süre ikisinde de gezdirdim. Gözlerimi çekip yerime oturduğum an hoca sınıfa girmişti.

Bay Oh sinsice gözlerini sınıfta gezdirirken herkes çoktan isyan etmeye başlamıştı. Ne zaman böyle sinsice gülümsese canım hocamız bizi sınav yapardı. Bir dahaki ders sınav olacağımızı anlayan öğrenciler, ders kitaplarını veya test kitaplarını çıkarıp konuları tekrar etmeye çalışırken arkaya doğru yaslandım. Yaslandığım an saçım yavaşça çekildiğinde gözlerimi yumup yumruklarımı sıktım. Başım arkaya doğru çekilirken Yuna kulağıma doğru eğildi. Hoca sınıf defterini yazdığı için olanları göremiyordu hoş görse bile şu an o kadar kötü bir durumda gözükmüyorduk. Hocanın şüphelenebileceği bir şey yoktu.

"Sınavda kopya vereceksin değil mi canım arkadaşım?" iğneleyerek kurduğu cümleye karşı tırnaklarımı avuç içime doğru bastırdım. Cevap vermediğim her süre boyunca saçlarımın acısı daha da artıyordu. Kafamı yavaşça sallayıp kendimi ileri doğru çektim. Elim anında saçıma doğru giderken acıyan saç diplerimi ovuyordum. Kafamı sola doğru çevirirken gözüm beni her zamanki yüz ifadesiyle izleyen Taehyung'a kaymıştı. Gözlerimi ondan çekip yan sıramda duran çantaya diktim. İçinden çıkardığım test kitabıyla önüme dönmüş, çoktan test çözmeye başlamıştım. Ona bütün soruların elbette doğru şıkkını vermeyecektim bazılarının yanlış şıkkını işaretleyip doğruyu yapmasını engelleyecek o sınavını verdikten sonra da doğru şıklarını işaretleyecektim.