sekiz

2K 331 377
                                    




Jennie'den

Şaşkınlık içerisinde Mark ile birbirimize bakmaya devam ederken, Mark gitmemiz gerektiğini söyleyip kolumdan tutmuştu. O önden bende arkasından giderken aklımda sadece bir isim vardı. Mina...

Zaten onu şüphelendiklerim listesine yazmıştım ve o bilekliği görmem şüphelerimin artmasını sağlamıştı.

Ben düşünmeye devam ederken Mark bizi sınıfın içine sokmuş ardından da hızla kapıyı kapatmıştı. Seri bir şekilde sıralara doğru ilerleyip hepsini kapının arkasına yerleştirmeye başlamasıyla ben de sıraları sürüklemeye başlamıştım.

Yaklaşık beş dakika sonra işimiz bitmiş, uyuyacağımız sıraları da hazırlamıştık. Yarın ne yapacağımız hakkında konuşmamıştık ama tahmin edebiliyordum. Kantine indiğimizde ilk iş kız öğrencileri gözlemlemek olacaktı. Öyle olmadı.

...

Sabah Mark'ın beni dürtmesi ile uyandığımda ilk önce olduğum yerde ayılmaya çalışmıştım. Ardından kapının önünde olan sıraları çekmiş, defterimi almıştım. Mark ile yan yana olacak şekilde kantine doğru yürürken birinin Mark'ın omzuna doğru çarpmasıyla Mark öne doğru savrulmuştu.

Çarpan kişiye baktığımda ağzım çoktan "o" şeklini almıştı. Taehyung pekte yaptığından pişman gibi gözükmese de eliyle bir hareket yapıp özür dilemişti. Mark bir şey demeyince son olarak bana bakmış gözlerini kapatıp açtıktan sonra gitmişti.

Mark'a iyi olup olmadığını sorduktan sonra biz de Taehyungların peşinden ilerlemiştik.

Dünden sonra Mark ile aramız biraz garipti. Benimle göz göze gelmekten çekiniyor gibiydi.

Her zamanki yerime oturduğumda Mark bize bir şeyler almak için gitmişti. Yine benimle iletişim kurmamıştı, ne istediğimi bile sormamıştı. Tamam böyle bir durumdayken yemek seçmezdim umurumda bile olmazdı ama diyordum ya onda bir gariplik vardı. Yanıma geldiğinde ona neler olduğunu sormayı çoktan aklımın bir köşesine yazmıştım.

Yaklaşık 10-15 dakika sonra Mark gelmişti. Tam ona neden geciktiği i soracakken o benden önce davranmıştı.

"Tost makinesinde bir sorun oluştu o yüzden biraz geç ısındılar ve sıra vardı."

Anlayışla kafamı sallarken sandalyeye oturmasını beklemiştim. Ellerimi önümde birleştirip gözlerimi ellerimden ayırmayarak dudaklarımı araladım.

"Mark ben sana bir şey sormak istiyorum." sonlara doğru gözünün içine bakarak cümleme devam etmiştim. Ondan gelen onayı gördükten sonra tekrar söze girdim.

"Farkında olmadan seni incitmiş olabilir miyim? Ya da bana söyleyemediğin bir şey mi var? Lütfen yok deme. Gözlerinden bile benden çekindiğini anlayabiliyorum. Mümkün olmadıkça benimle konuşmuyorsun. Dün ile ilgili-"

"Burada konuşmayalım olur mu? Kalabalık biraz anlarsın ya." sözümü kesip kurduğu cümleye karşı kaşlarımı çatsam da kafam ile onu onaylamıştım.

Yemeğini yemeye başladığında bende onun yaptığının aynısını yapmış neler olabileceği ile alakalı düşünerek yemeğimi yemeye başlamıştım.

...

Tanrısal Bakış Açısı

Sabahtan beri Mark ile Jennie'yi izleyen Taehyung sinirden çıldıracak raddeye geldiğini hissedebiliyordu.

Sevdiği kızın elbette ki arkadaşı olduğu için seviniyordu ama işte anlarsınız ya kıskanıyordu. Aynı zamanda da korkuyordu. Ya onunla sevgili olursa diye. Çünkü biliyordu o zaman hiçbir şansının kalmayacağını. Onunla kuramadığı iletişimi başka bir erkekle kuruyordu.

suspicious ✓Kde žijí příběhy. Začni objevovat