beş

2.1K 343 326
                                    



Tanrısal Bakış Açısı

Lia kapıyı Jennie'nin üzerine kapattıktan sonra Taehyung dayanamamış konuşmaya başlamıştı.

"Bunu yapmak zorunda mıydın?" Lia şaşkınlıkla kafasını Taehyung'a döndürdüğünde onun ciddi olduğunu görmüştü. "Onu mu savunuyorsun, anlamadım?"

Taehyung sinirle gülmüş söze başlamıştı. "Ya katil değilse? Onu bile bile ölüme göndermiş oluyoruz. Burada yatsa ne olurdu Tanrı aşkına. Hepimizi aynı anda öldürecek değil ya."

Kimse Taehyung'un dediklerinden sonra konuşmamış, bazıları vicdan azabı çekerken bazıları ise yapılanlardan bir kere bile şüphe etmeyip kendilerini haklı bulmuştu.

Lia kimseye haber vermeden ayağa kalkmış sınıftan ayrılmıştı. Hoş arkadaşı dediği kişilerinde umurunda değildi. Kantine su almaya indiğinde tek başına olmasını umursamıyordu. Çünkü ışıklar açıktı ve katilin böyle bir riske gireceğini sanmıyordu. Fakat düşünmemişti katilin hiç şüphe çekmeden Lia'nın arkasından geleceğini. Katincinin orada olmadığını gören Lia oflayarak arkadan dolaşıp suyunu almıştı.

Suyunu aldıktan sonra biraz ilerlemişti ki birden ışıklar kapanmıştı. Korkuyla etrafına bakarken arkadan gelen adım sesleriyle koşmaya çalışmış fakat başarısız olmuştu.

Katil onu duvarın bulunduğu bir yere doğru atarken elindeki fenerle kendi yüzünü aydınlatmıştı. Rahatlayan kız ona neden burada bulunduğunu sorarken karşısındaki beden sinsice gülümsemişti. Lia tedirgin olsa da ağzını açıp birkaç cümle kurabilmişti.

"Gerçekten bir an seni Jennie sandım. Ödümü kopardın."

Kaşla göz arası arkasından çakıyı çıkartan katil hiç düşünmeden Lia'nın bedenine saplarken, Lia dengesini kaybedip yere düşmüştü.

İşte o an Lia acı bir şekilde katilin Jennie olmadığını anlamıştı.

...

Aradan biraz zaman geçmiş katil gece 4'e doğru kimseyi uyandırmamaya dikkat ederek dışarıda gezinen bir keklik bulma amacıyla, dışarı çıkmıştı.

Aşağılara kadar inmiş kimseyi bulamamıştı. Hatta müdürün kapısının önünden bile geçmişti. Bir ara onu da öldürmeyi düşünmüş sonra bu fikirden vazgeçmişti. Müdür bir nevi ona yardım ediyordu. Polisi kimsenin aramasına izin vermiyordu. Hatta öğretmenlerin telefonlarına bile el koymuştu. Okulun elinden alınacağından ya da şöhretini kaybedeceğinden korkuyordu. Ayrıca öğrencilerini de kaybetmek istemiyordu.

Tam anlamıyla aptaldı. Eğer katilin kendisi yakalanırsa -ki böyle bir ihtimal olabilir gibi değildi- kurtulmuş olacaklardı. Kurtulanların bir de buraya adımlarını atacaklarını mı sanıyordu? Bütün herkes okuldan kaydını aldıracak olayı yaymak için ellerinden geleni artlarına koymayacaktı. Belki de sadece olayları biraz erteliyordu.

Müdürün odasını da geçmiş yukarı doğru çıkmaya başlamıştı. Jennie'nin olduğu sınıfın önünden geçerken biraz ses yapıp onun şüphelenmesini sağlamıştı. Sonra da birini bulamamanın mutsuzluğuyla sınıfına tekrar dönmüştü.

Lia'nın ölü bedeni ve duvara özenle yazdığı yazıyı tekrardan düşünüp mutlu bir şekilde uykuya dalmıştı. Onun için yarın çok güzel bir gün diğerleri için berbat ötesi bir gün olacaktı.

Jennie'den

Müdürün dediklerinden hemen sonra daha fazla dayanamamış, sinirli bir şekilde ayağa kalkmıştım. İnsanların düşüncelerini artık umursamamaya karar vermiştim. Planlarımı değiştirmiş, katili kendi ellerimle bulmayı amaçlamaya başlamıştım.

suspicious ✓Where stories live. Discover now