on yedi

1.8K 305 553
                                    



Jennie'den

Moonbyul'un gülümsemesi gitgide artarken korkuyla Taehyung'a olabildiğince yaklaşmıştım. Elindeki kanlı bıçağı gördükten sonra aklıma sadece arkadaşlarım geliyordu, onlara bir şey olma korkusundan ne yapacağımı şaşırmış bir biçimde önümdeki Moonbyul'a bakakalmıştım.

"Ee galiba benim yapacağım şeyi erkene alma vaktim gelmiş."

Göğsüm hızla inip kalkarken bize doğru bir adım atmış onunla aynı anda bizde geriye doğru adımlamıştık. Elim arkadaki masaya doğru uzanırken kendimizi korumak için bir şeyler aramama kalmadan birden yanımdaki Taehyung yana doğru itilmiş ardından karnımda bir acı hissetmiştim.

Yavaşça yere doğru çökerken o sırada dışarıdan siren sesleri duyulmaya başlamıştı ve tabii ki de Moonbyul koşarak buradan ayrılmıştı.

"Jennie!" Taehyung'un endişeli sesini duyduğumda gözlerimden akan yaşlara tezat onu endişelendirmemek için gülümsemiş ona güven vermek istemiştim.

Ellerini nereye koyacağını bilemiyor telaşlı bir şekilde her şeyin kendi suçu olduğunu söyleyip duruyordu. "İyiyim ben sevgilim, sakin ol lütfen." dediklerimden hemen sonra öksürmeye başlamam onu daha da endişelendirmiş olacak ki birden beni kucağına alıp koşmaya başlamıştı.

"Taehyung Marklar... Onlara bir şey olmamıştır değil mi? O kan-"

"Jennie yalvarırım sus, lütfen. Onlar başlarının çaresine bakmışlardır tamam mı? Önemli olan burada sensin şu anlık. Kan kaybediyorsun."

Elimi kanayan yere olabildiğince bastırırken canım acısa bile hiçbir şey çaktırmamaya çalışıyordum. Ağlamamı tutmaya çalışırken elime gelen yaş ile birlikte Taehyung'a bakmış daha fazla kendimi tutamamıştım. İlk defa onu ağlarken görüyordum.

Taehyung polislerin açtığı kapıya doğru koşmaya başladığında yaraya elimi olabildiğince bastırmaya devam ediyordum. Dışarı çıkmadan önce bizimkileri görmem ile birlikte rahatlamış onların da endişeyle bizim peşimize takılmasını izlemiştim.

Ambulansın olduğu yere geldiğimizde Taehyung hızlı bir şekilde beni açılan sedyeye yatırırken gözlerimden durmadan akan yaşları silme gereği duymadan gülümsemiş beni ambulansın içine sokmalarını beklemiştim.

Taehyung benimle beraber içeri girmeye çalışırken arkadan bir erkeğin sesi duyulmuştu.

"Durun, bekleyin lütfen." Taehyung olduğu yerde kalırken gelen çocuk yaklaştıkça bunun Jimin olduğunu anlamıştım. Kucağında taşıdığı Chaeyoung ile birlikte buraya geliyordu. İkili yaklaştıkça Chaeyoung ayağında olan yarayı görmüş gözlerimi hemen çekmek zorunda kalmıştım. Yarası bakılamayacak derecede kötüydü.

Chaeyoung'u da araca soktuklarında arabada yer olmadığı için onu koltuğa oturtmak zorunda kalmışlardı.

Taehyung içeri girmek için yeltenmişken onu durdurmuşlar yer olmadığını arkadan takip etmesi gerektiğini söylemişlerdi. O ise son kez bana bakmış, rahatlamam için gülümsemişti ve ardından da kapılar kapanmıştı.

En yakın hastaneye doğru giderken yaralarımıza bakılıyordu. Yarama pansuman yapılırken hiçbir şekilde bağırmıyor acımı hissetmemeye çalışıyordum fakat Chaeyoung oturduğu koltukta ağlıyor ayağına bakmamak için direniyordu.

O çok kötü bir durumdaydı, Moonbyul çok stres altında olduğu için beni yaralayamasa bile onu çok kötü yaralamıştı. Büyük ihtimalle bıçakta olan kan da Chaeyoung'un kanıydı.

Yapılan iğne ile birlikte gözlerim kapanırken en son Chaeyoung'un acı içinde çıkan çığlığını duymuştum.

...

suspicious ✓Where stories live. Discover now