80.Bölüm

1.4K 109 510
                                    

Gözlerimi açtığımda yatakta Barış'ı aradım ama yoktu. Bilincim yavaş yavaş yerine gelirken bir hastane odasında olduğumu fark ettim. Aklıma dün olanlar gelirken bir hemşire odaya gelip bana bakmıştı hemen. "İyi misiniz?" "Ben... İyiyim. Barış... Eşim. Beraber geldik hastaneye o iyi mi?" "Benim bir bilgim yok ama ilgileneceğim." Kolumdaki serumun bittiğini görünce onu çıkarmıştı. "Hemen kalkmayın lütfen. Ben bilgi getireceğim size." "Teşekkür ederim."  Hemşire giderken derin bir nefes aldım. Barış'a bir şey olursa ne yapardım bilmiyorum.

Etrafa göz atıp sıkıntıyla bir nefes verdim. Vücudum böylesine uyuşmuş olmasa ya da bebeğimizin zarar görmesinden korkmasam burada bir saniye bile beklemezdim. Ama şuan şartlar gereği kendime dikkat etmeliydim. Bana göre yıllar sürmüş bir kaç dakikanın ardından hemşire de yanıma gelmişti. Bana su uzatırken burukça gülümseyip aldım ondan. "Teşekkür ederim." "Rica ederim." Yanıma otururken bana bakıp hafifçe gülümsedi. "Eşinin ismi Barış değil mi?" Onu başımla onayladığımda derin bir nefes almıştı. "Şuan ameliyatta. Kurşun biraz daha yukarı isabet etseydi bambaşka şeyler konuşuyor olurduk."

"İyi mi peki? Yani..." "Yani kötü değil. Ameliyat şuan yolunda gidiyor dediler. Ama kesin iyi demek de istemiyorum. Şuan için ameliyatta olduğunu ve durumunun çok kritik olmadığını söyleyebilirim." Derin bir nefes aldım. "Hayati riski yok mu yani?" "Öyle bir şey... Çok küçük bir ihtimal diyelim biz ona." "Nerede peki gidebilir miyim oraya?" "Tabii ki. Kendini iyi hissediyor musun ama?" Onu başımla onayladım. "Yine de yardımcı olabilir misin?" "Tabii ki." Kalkmama yardım ettikten sonra beraber ameliyathaneye ilerledik. Beni Barış'ın ameliyat olduğu yere getirince derin bir nefes aldım. "Teşekkür ederim." "Geçmiş olsun." Başımla onaylarken hemşire de uzaklaşmıştı. Ben de bekliyordum.

...

Saat mi geçti dakika mı gün mü hiç bilmiyordum. Zaman kavramım Barış'ın yanımdan gitmesiyle beraber durmuştu. 2 ay önce yine bu sahneyi yaşamıştık. Bu kez beni yine günlerce bekletmezdi değil mi? Ya da yine bana dönerdi... Karnımı okşarken gülümsedim. "Demek baban sana her gece masal okuyordu öyle mi? Kim bilir neler anlatıyordu sana? Umarım anneyi kızdıracak bir şeyler değildir..." Derin bir nefes aldım. "Şaka yapıyorum. Baban mükemmel bir adam. Onun bizimle kalmasını sen de istiyorsun değil mi?" Ben karnımı okşayıp bebeğimizle konuşurken nihayet ameliyathaneden çıkan doktorun yanına gittim.

"İyi değil mi? Lütfen öyle olduğunu söyleyin." "Hayati bir riski yok." Derin bir nefes aldım. "Çok şükür." "Aslında sizinle konuşmam gereken durumlar var." "Kötü bir şey mi var yoksa?" Doktor sıkıntıyla bir nefes alırken ben de gerilmiştim. "Yok, buyrun odada konuşalım isterseniz." Derin bir nefes alırken doktorun peşinden ilerlemeye başladım. Doktorun odasına girince derin bir nefes daha alıp oturdum. "Öncelikle geçmiş olsun." "Teşekkürler. Önemli bir problem yok değil mi?" "Şimdi öyle önemli bir problem şuan için yok. Ama sanırım daha önce de bir yaralanma yaşamış Barış bey." Başımla onaylarken yutkundum. "Yaklaşık 2 ay kadar oldu."

"Yani bundan sonra daha dikkatli olması gerek. Gündelik hayatta da öyle. Yani günlük hareketlerinde biraz daha azaltmaya gitmesi gerek." "Ne gibi mesela?" Ben anlamaya çalışırken doktor da söze girmişti. "Mesela spor konusunda azaltmaya gitmeli. Normalde günde bir saat koşuyorsa bunun yerine gün de yarım saat yürüyüşle devam etsin gibi..." "Ama toparlayana kadar değil mi?" "Yani bundan sonra eski gücünü bekleyemeyiz ondan." Derin bir nefes aldım. Düşüncelere dalarken aklıma gelen şeyle doktora baktım. "Barış basketbolcu... Yani... devam edebilir değil mi?"

"Maalesef çok zor. Hatta neredeyse imkansız." "Ama... Neden?" "Kurşunun isabet ettiği nokta ciğerlere çok yakın. Bu kadar kısa zamanda iki ciddi operasyon atlatmış... Ciğerler zarar gördü elbette. O da günlük aktiviteleri kısıtlıyor maalesef." Onu başımla onayladım. Bu canımı yakmıştı. Kendimi toparlayıp doktora döndüm. "Peki. Teşekkür ederim. Barış'ı görebilir miyim? Yani odaya mı alıyorsunuz yoksa..." "Tabii ki. Normal odaya aldık. Kısa bir süre sonra kendine gelecektir zaten. Geçmiş olsun tekrardan." "Çok teşekkürler." Odadan çıkarken derin bir nefes aldım.

ALACAKARANLIĞIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin