105.Bölüm

905 71 241
                                    

"Barış ben iyi değilim." "Şşş... Nisa'm sadece sen varsın. Sadece o kısık gözlerin... Yemin ederim ki..." Bana baktığında önünde diz çöküp ellerine uzun öpücükler bıraktım. "Sensiz yapamam..." Başımı dizlerine yasladığımda derin bir nefes almıştı. "Onsuz da yapamazsın değil mi?" "O yok... Sen varsın sadece başkası yok..." "Barış." Başımı iki yana sallarken sıkıca sarmıştım onu. "Yalvarırım gitme, sen olmasan ölürüm." "Gitmiyorum, ağlama gel..." Ona sığındığımda saçlarımı okşamıştı.

"Alaca karanlık gökyüzünü terk etmez. Sadece biraz kızmış ama geçti." Burnunu boynumda gezdirirken güldüm. "Sevgilim ağlamak yok... İkizlerimiz babalarını ağlarken duymak istemiyorlar." Nisa'nın karnına minik öpücükler bırakırken Umut'a bakıp gülümsedim. "Ben senden gitmem. Ben ölürüm. Sizsiz ne yaparım?" Nisa yanağıma uzun öpücükler bırakırken gözyaşlarımı da silmişti. "Benim biraz zamana ihtiyacım var." Nisa'ya bakarken başımı iki yana salladım. "Evden gitmek yok..."

"Sonunda sana döne..." "Hayır... Hayır... Ben gideyim. Tamam sen gitme." Nisa bana bakarken sıkıca sarılmıştı bir anda... "Barış'ım, sevdiğim özür dilerim ağlama." Gözyaşlarımı kurulayıp Umut'u kucağıma aldım ve kokusunu içime çektim bol bol. "Seni özlerim oğlum. Sen de özler misin beni? Umut'um..." Umut'u alıp odaya ilerlerken kokusunu bol bol içime çekiyordum. Onu yatağa bırakıp küçük bir çanta çıkardığımda şaşkınca bana bakıyordu. Derin bir nefes alıp bir kaç parça koyarken Umut'un onları çıkarıp atmaya başladığını görünce burukça gülümseyip yanına yattım.

"Baban da gitmek istemiyor. Ama anne ile siz güvende olun istiyor. Bana kızma olur mu?" Yüzümü kavrayıp dişlerini kaşırken burukça bir kahkaha attım. "Miniğim... Salyalarını bile özleyeceğim biliyor musun?" Nisa gelip yanımıza yatınca derin bir nefes aldım. "Gitme." "Zaman istedin..." "Gitme. Sensiz ben de yapamam. Ben hamileyim ya bir anda kafam attı. Gitme kal bizimle işte?" Umut'u ortamıza bıraktığımda derin bir nefes aldım.

"Ben sana ihanet etmem. Değil bedenen ruhen bile ihanet etmem. Aklımda sadece sen..." Umut'u yatağına yatırıp onu izlerken bana bakmıştı. "Sen de gel yanımıza..." Onun yanına geçtiğimde heyecanla atan kalbime bakıp gülümsedim. Hâlâ Nisa'ya yakın olmak beni heyecanlandırıyordu. "Sen ne dersin?" Ona şaşkınca baktığımda derin bir nefes aldım. "Üzgünüm dalmışım ne diyordun?" "Diyorum ki ikizler için her şeyi yeniden almamıza gerek yok. Mesela oyuncaklar..."

"Onlar Umut'umun Nisa ve o kendi isteğiyle kardeşleri ile paylaşmalı. Ben size en iyi şekilde bakarım. Gerçekten." "Bazen onları istemediğini düşünüyorum. Ama ne fark ettim biliyor musun? Sen onlara şimdiden çok bağlanmışsın." "Onlar benim canlarım. Sevdiğim kadınla ikimizin minikleri bize bir hediye onlar... Her şeylerim..." Karnına uzun öpücükler bıraktım. Gülümseyip karnını okşamıştı o da. "Ben onlara çok bağlandım. Keşke onlardan yüzlerce olsa."

Nisa gülüp bana bakarken gülümsedim. "Yüzlerce Nisa'ya benzeyen oğlum ve kızım mı? Ah minik bedenin yorulmayacak olsa gerçekleştirirdik de..." Kapı çalarken birbirimize bakmıştık. "Cemal'dir." Nisa beni başıyla onaylarken derin bir nefes aldım. "Bakmayacak mısın?" "Bakayım mı?" "Çağırmadın mı? Gelmiş işte, ayıp olur bak tabii." "Kızma da sonra." Yanağıma bir öpücük kondurduğunda belli belirsiz gülümsedim. O da kapıya ilerlemişti. "Nasılsın Nisa?" "İyiyim Cemal..."

Uzunca bir süre konuştuklarında Umut'un uyumasıyla beraber ben de yanlarına gitmiştim. "Konuşacaksanız içeri girin Nisa yoruldun ayakta durmaktan..." Nisa bana bakarken bakışlarımı kaçırdım. "Cemal'e aramızın iyi olduğundan bahsediyordum." "Keşke onun yerine bana bahsetsen değil mi?" "Değil mi Damla'yı çağırmazdı belki..?" Damla'nın geldiğini görünce kaşlarımı çatıp ona baktım. "İyi misin?" Bana sıkıca sarılırken derin bir nefes aldım ve anlamamış şekilde bakmayı sürdürdüm.

ALACAKARANLIĞIM Where stories live. Discover now