117.Bölüm

586 58 148
                                    

"Uzay olsun!" Barış şaşkınca bana bakarken gülümsedim ve dudağına minik bir öpücük kondurdum. "Ne oluyoruz? Bebekler mi?" "İsmi diyorum Uzay olsun." "Nisa... Gecenin bir yarısı öyle uyandırılır mı insan? Neredeyse bir eşin olmayacaktı artık." "Tövbe de ya... Ben sabah sandım." "Tek bir ışık yok Nisa ne sabahı? Uyu hadi... Sabah konuşalım." "Baba..." Umut'un sesiyle Barış derin bir nefes almıştı. "Oğlum... Korktun mu yoksa?" "Süt..." "Barış oğlumuz acıkmış. Süt istiyor anneciğinden... Barış!" Barış panikle uyanıp Umut'u alınca yatağa geri dönmüştü.

"Gel annem." Umut bana dil çıkarıp ağlarken gergince bir nefes aldım. "Baba..." Barış ona baktığında kocaman gülümseyip oğlumuzun gözyaşlarını silmişti. "Gel baba süt yapıp versin oğluna..." Barış oğlumuzu alıp giderken gergince bir nefes aldım ve burukça gülümsedim. Her gün daha da uzaklaşıyordu benden. Hayır bebekleri sadece ben mi yapmıştım sanki? İkizleri yani karnımı severken Barış da gelmişti. "Hii oğlum bak burada evrenin en güzel annesi varmış." Ben gülümserken Umut da bana bakıp gülümsemişti.

Umut biberonunu alıp Barış'ın tişörtünün içine girince Barış da gülmüştü. Hep böyle yapıyordu bu aralar. Barış'a bakıp gülümsedim. Ona yaklaştığımda derin bir nefes almıştı. "Umut'un yerinde olsaydım seni bir güzel yerdim." "Şşş yapma sevgilim..." "Neden?" Boynuna uzun bir öpücük kondurdum ve ondan uzaklaştım. "Nisa ya bana eziyet etmesen mi acaba? Oğlum sen de ne yapıyorsun orada acaba?" Barış tişörtünden içeri bakınca Umut da kıkırdamıştı. "Ben de bakayım Barış." Barış bana bakarken tişörtünden içeri bakınca derin bir nefes aldım ve gülümsedim. "Oğlum çok tatlı maşallah..."

"Benim babam..." Barış gülerken ben de güldüm. Bir kaç kelime bilse de doktoru konuşma konusunda çok hızlı gelişip istekli olduğunu söylemişti. Barış da o yüzden tüm gün ona konuşma pratikleri yaptırıyordu. Umut babasının tişörtünü sıyırıp karnının üzerine yatınca derin bir nefes aldım. Bir yandan sütünü içerken bir yandan da gözlerime bakıyordu. Ben de başımı Barış'ın göğsüne yasladım ve kokusunu bol bol içime çektim iki aşkımın. Barış saçlarımı okşarken Umut da yüzümü seviyordu. "Çok güzel değil mi oğlum?" "Yaa Barış'ım..."

...

"Artık uyan güneş doğdu kalk." Barış panikle doğrulurken ona baktım. "Güneş mi doğuyor?" Barış panikle kalkacakken onu belinden tutup geriye çektim. "Seni seviyorum şapşal. Sabah oldu ve ben seni özledim." "Tüm gece Umut huysuzlandı uyuyamadım." Barış yatağa yatarken horul horul uyuyan Umut'a bakıp gülümsedim. "Ama aşkım ben çok sıkıldım. Bahçeye çıktım biraz ama orada da sıkıldım. Resim de çizdim." "Resim de çizdin demek?" Barış beni kendine çekince gülümsedim. "Ne çizdin mesela?" "Bizi... Ailemizi... Artık büyüdü ya..."

Barış'ın uykulu gözlerine bakıp gülümsedim kocaman. "Ne güzel gözlerin var..." "Ya... Senin de bu bedenin... Özledim seninle yalnız kalmayı." "Ben de..." Barış'ın kokusunu içime çektim bol bol ve dudağına minik bir öpücük kondurdum. "Şey... Ben acıktım sevgilim." "Sana ku..." "Barış!" "Tamam... Haklısın kızma. Senin uğruna asırlarca yaşarım ben." "Bak böyle olumlu konuş. Ben başka bir şey istemiyorum. Peki başka bebeğin olsun ister miydin?" Barış bana bakarken kıkırdadım ve başımı iki yana salladım. "Hemen değil. Korkma." "Aşkım bence üç bebek ve bir kedi gayet yeterli."

"Kızımız üzülebilir tek kız olduğu için." "Hiç de üzülmez. Evin tek prensesi olur tabii Lucky kızım da var." "Ben?" "Sen tatildeydin diye hatırlıyorum." "Değildim. Sizi özledim ben hemen geri geldim. Gitmeden hem de..." "Hmm demek öyle. Ama sen zaten kraliçesin." "Öyle miyim? Sevdim o zaman. Öpsene beni." Barış dudaklarıma minik bir öpücük kondurup yatağa uzanınca ona baktım şaşkınca. "Aşırı yorgunum lütfen..." Umut yavaşça kalkıp gülerken Barış da bana bakmıştı. "Bu çocuk korku filmi karakteri gibi." "O benim nefes alma sebebim bir kere." Umut sebepsizce dans ederken Barış da onu izliyordu şaşkınca.

ALACAKARANLIĞIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin