29. Bölüm

887 57 46
                                    

Merhaba. Lütfen bölüme başlamadan vote verin. (İnternet kapalıysa olmuyor haberiniz olsun) Finallerimden önce bölümü yetiştirdim. Ama halimi görmeniz lazım. Duyguya gireceğim diye kafamdaki sahneyi canlandırdım ve sonuç olaya kendimi kaptırdığım için yolunmuş saçlarım (ciddiyim) :D Bu emeği göz ardı etmeyin rica ederim :)

~~~~~~~~~~

Ruhumun derinliklerine işlemiş yorgunluk biraz olsa da dinmişti.

Son günlerde kabussuz uyuduğum ilk uykudan duyduğum seslerle uyanmıştım. Ama yorgunluğunu atamayan gözlerim açılmamakta ısrarcı davranıyordu.

"Yatağında göremeyince endişelendim" dedi Arel. Endişesi, sesine de karışmıştı.

"Uyuyamıyor oğlum. En sonunda dayanamamış geldi yanıma. Keşke daha önceden akıl etseydik kızın yalnız uyuyamayacağını" dedi Günel Teyze.

"Konuşmuyor ki anne. Yemiyor, içmiyor, uyumuyor... Hiçbir yaşam belirtisi vermiyor. Onun için endişeleniyorum !"

"Yaşadıkları çok zor şeyler oğlum. Bir anda hayatına kaldığı yerden devam etmesini bekleyemezsin. Böyle bir zamanda bizim onu anlayışla karşılayıp destek olmamız gerek. Zamanla toparlanacaktır... Neyse uyanınca konuşuruz bunları. Şimdi bırakalım da kız biraz daha uyusun" dedi Günel Teyze ve ardından odadan çıktılar.

Yorgunluktan sızlayan gözlerimi zorlukla araladım ve kendime birkaç dakika tanıyıp ayağa kalktım. Odanın penceresini açıp serin orman havasının tenimi tokatlamasına izin verdim. Bir süre camın önünde durduktan sonra yatağı toparladım ve camı kapayıp odadan çıktım. 

Sessizce odama dönmek üzereyken, salona girmek üzere olan Günel Teyze ve Arel'le karşılaştım.

"Günaydın güz kızım. Rahat uyuyabildin mi ?"

"Günaydın. Evet uyudum, teşekkür ederim. Rahatsız ettim seni de Günel Teyze, kusura bakma" dedim.

"Aaa duymamış olayım kızım. Uyuyamadığın her zaman gel" dedi her zaman ki içtenliğiyle.

Günel Teyze yüzümde yama gibi duran, yapmacık bir gülümsemeyle karşılık verdim.

"İzninizle" diyerek yanlarından geçecekken, Günel Teyze durdurdu.

"Kızım uyuyorsun diye uyandırmak istememiştik. Ama uyandığında göre hep birlikte kahvaltı edelim" dedi.

"İştahım yok Günel Teyze, size afiyet olsun" diye yanıtladım onu.

"Kızım hatırım için iki lokma da olsa ye lütfen" dedi.

Günel Teyzeyi kırmak istemiyordum. Fakat zerre bir şey yemek de istemiyordum. Gözlerimi bugün ilk kez Arel'le buluşturduğumda, gözlerinden onun da bir şeyler yememi istediği belli oluyordu.

İstemesem de, onları daha fazla endişelendirmemek için onaylayarak yemek masasına oturdum.

Birkaç dilim salatalık ve domatesi tabağıma öylesine koydum.

"Çay ister misin bitanem ?"

Başımı iki yana sallayarak Arel'i yanıtladım.

"Peki" dedi ve daha fazla üzerime gelmeden kahvaltısına odaklandı.

Elimdeki çatalla tabağımdakilerle oynayarak vakit öldürdüm. Ama Günel Teyzenin beni izlediğini görünce onun hatırı için bir dilim salatalık attım ağzıma.

Uzun süre çiğniyor, iştahsız olan midemin tepkilerini görmezden geliyordum. Böyle böyle zorla da olsa tabağıma koyduklarımı bitirdim.

Tam izin isteyip masadan kalkacakken, Arel tabağımı doldurmaya başladı.

ZEMHERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin