46. Bölüm (Final)

2.2K 38 31
                                    

Son kez hepinize merhaba ⁠♡

Keyifli okumalar dilerim ✿

~~~~~~~~~~

Başardım anne...

Kocaman salona alabildiğine öğrenci doldururken zor olanı yaptım ve hepsinin canını sıkmadan pür dikkat beni dinlemelerini sağladım. Ve bu verdiğim emeklerin sadece birinci yüzden ödülü.

"Ben Zemheri. Soyadımın hiçbir önemi yok. Çünkü ben daha dünyaya gelmeden önce beni ve geleceğimi şekillendiren isim bu. Karakış..." Yutkunup isimlerini bilmediğim, her birinin farklı bir hikayesi olan gözlere baktım. "Annemin doğum sancısı tuttuğunda şehirde yoğun bir kar yağışı hakimmiş. Yollar hastaneye gidemeyecek kadar kötü durumdaymış. Komşularımızdan bir köy ebesi sayesinde bir gecekondunun, sıvaları dökülmüş, çatlaklarla dolu duvarları arasında dünyaya gelmişim. Kız çocuğu olduğum için ilk annem istememiş, sonra babam ve ailesi beni reddetmiş. Tabii annem duyulmaması için elinden geleni yapmış doğum öncesi ve sonrası. Hem doğurmamak için hem de doğumdan sonra ölmem için ebelere yalvarmış. Doğumu yaptıran ebe bakmış, doğumdan sonra sessiz sessiz ağlayan bu bebek daha çok ağlayacak, kimse bir isim bile koyma tenezzülünde bulunmayacak, adı Zemheri olsun, demiş. Kaderi gibi, doğumu gibi... Halime acımış mı yoksa anlamış mı kaderimi ben de bilmiyorum. Ailemde hiç yadırgamamış ismimi. Hatta tam da bana uygun bir isim olduğunu söylerlerdi. Eskilerin bu ay için dedikleri gibi kaza, bela ayı, uğursuzlukların en çok olduğu zaman. Ailem için o uğursuzluk benim işte..."

Kısa bir es verdiğimde annemin sesi çınladı kulağımda. "Tam sana göre bir isimdi. Kimse yadırgamadı..." Haklıydı. Tam bana göre bir isimdi Zemheri.

"Size uzun uzun bu yaşıma gelene kadar olanları anlatmayacağım ama izniniz olursa on sekizime kadar verdiğim mücadeleyi anlatmak istiyorum biraz" dedim ve insanların da onayıyla başladım hikayemi özetlemeye.

Siyah, kahverengi, mavi, yeşil... Birbirinden renkleri gibi farklı onlarca gözün sahibi hikayeme misafir oldular.

"Annem tarafından da sevilmeyince, biyolojik babamın elinden beni birkaç yıl annemin rahmetli arkadaşı olabildiğince kurtarsa da o ev çok başkaydı. Ne kadar kaçarsam kaçayım dönüp dolaşıp geleceğim tek yerdi... Ne kadar kaçarsan kaç kurtulamayacaksın, derdi infazcım da. Şu an karşınızda çok sağlıklı genç bir kadın olarak duruyor olabilirim fakat göründüğüm gibi değilim" dedim ve insan suretlerinin yavaş yavaş silinip yerini o küçük kız ile celladının alışını seyrettim. "Ben Zemheri, birkaç defa aile içi şiddetten kalbi duran, ölümle defalarca yüzleşmiş, kemikleri kırılmaktan un ufak olmuş, yaşından daha fazla şiddet sonucu ameliyat geçirmiş, kafa tası tam yedi defa kırılmış, defalarca şiddet sebebiyle iç organları hasar görmüş, kaburga kırıkları içinde defalarca sokaklarda yardım dilenmiş, on sekizinde vücudunda yaşından daha çok platini olan ve doktorların artık yaşamaz, deyip yaşımdan ötürü tuttukları yas arasında inatla yaşayan onlarca kadından sadece birisiyim..."

Ve her şeye rağmen bugün hâlâ ayaktayım...

"Ben Zemheri, biyolojik babamın ve onun başka bir kadından dünyaya gelen üvey abimin fiziksel ve psikolojik şiddetleri karşısında daha bir çocukken tanıştığım adliye koridorlarında on sekizinde biyolojik babasını ve abisini hapse uğurlayarak savaşını zaferle taçlandıran onlarca başarılı kadından sadece birisiyim. Sizlere ama en çok da kendime hatırlatmak istiyorum. Başardım. Başardık. Biz kazandık..."

Ayağa kalkan yüzlerce insanın salonu inleten alkış ve ıslık sesleri...

"Bunu size anlattım çünkü söylemeseniz de biliyorum. Her gün aynada bakmaktan utandığım o çaresiz, korku dolu gözleri görüyorum bazılarınızda. Tutsak kalmış, yardım bekleyen o çocukları kurtarın. Kimseden yardım beklemeden kendiniz için kendinizi o parmaklıkların ardından kurtarın. Prangalarınızı kimin ne için taktığının bir önemi yok, siz özgür olmayı hak ediyorsunuz. Hür doğdunuz, hür yaşayın. Çünkü kuşlar hürken en güzel uçuşunu sergiler..." Dedim ve saygıyla biraz eğdim başımı. "Değerli zamanınızı bana ayırarak beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim" dediğimde salonda az öncekinden daha fazla alkış sesleri yükseldi. İnsanlar son ses ismimi tezahürat ediyordu. Rüya gibiydi ama gerçekti.

ZEMHERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin