16. Bölüm

2K 78 87
                                    

Sonunda kendi dünyamdan sıyrılıp bu huzur verici dünyaya gelebildim. Beklettiğim için üzgünüm. Telafi niyetine uzun bir bölümle geldim. Umarım sıkılmadan okursunuz...

O güzel okuma listelerine alırken bir de vote ve yorumda kulansanız çok daha mutlu olacağım...

Sonda size küçük bir sır vericem. Okuyun isterseniz 😊

~~~~~~~~

Bulutların üzerinde bir kuş gibi süzüldüğümü ve yeni doğmuş bir bebek kadar temiz hissettim kendimi. Bir tüy kadar hafifmiş gibi.

Geçmişimdeki en büyük korkularımdan birini yenmiş ve dünyanın en güçlü insanıymışcasına sevinmiştim.

Omuzlarımdan düşen kocaman bir yük, omuzlarımı bir nebze daha dik tutmamı sağladı.

İçimdeki karamsar taraf boynunu bükerken ; tamamen kaybettiğimi düşündüğüm özgüvenim başını dimdik kaldırmıştı.

Haftalar rüzgârın uçurduğu bir yaprak gibi hızla geçti. Geçen haftalarda hayatım daha durgundu. Bu durgunluk bana kopacak fırtınaları hissettirse de ; kötüye yormak yerine dinlendirici bir vakit gibi gördüm bu zamanı. Hayatın onca koşuşturmasına karşı kısa bir mola gibi düşündüm.

Git gide seneyi bitirmeye yaklaşıyor bastıran soğukla kalın kazlaklar ve montlarla mücadele etmeye çalışıyordum.

Kalın montuma biraz daha sokuldum. Atkı ve eldiven gibi şeylerden hoşlanmadığım için uyuşan yüzüme ve ellerime mani olamıyordum. Montun ceplerine sokuşturduğum ellerim kısmen ısınsa da biraz daha dışarda durursam yüz felci geçire bileceğimi düşünüyordum.

Hızlı adımlarla sıcacık okula girdim , bu bende bir anlık şok etkisi yapsa da bir süre sonra vücudum ortamın ısısına ayak uydurmuştu.

Montumu , askılıkların birine asarak sırama oturdum. Birazcık daha uzamış ve rüzgarın etkisiyle dağılmış saçlarımı bir düzene sokarken ; bana ters ters bakan Zeynebe baktım.

"Sen böyle atkı ve eldiven takmama huyuna devam et. Bu gidişle kaslarını kullanamaz hale geleceksin. Hepsi şu inatçı huyların yüzünden" diye söylenmeye başladı Zeynep.

Ona acıyan kaslarıma rağmen tebessüm ettim. O günden sonra sık sık , buruk da olsa içten gülümsüyordum.

"Ne yapayım ? Sevmiyorum. Yüzümü kaşındırıyor , ellerimi rahatsız ediyor" dedim kendimi masum bir çocuk edasıyla savunarak.

Zeyneple o gün yaşadıklarımdan sonra bir süre konuşamamıştım. Ama sonra bir şeyi fark ettim. Biz insandık ve elbet hatalarımız olurdu. Her şeyden önce biz dosttuk. En ufak bir şeyde iki günlük şu hayatta kalp kırıp parçalamaya ne gerek vardı. Ben onu kendimce affetmiştim. Ve bu olay daha fazla uzamadan Zeyneple konuşup bu konuyu kapatmıştım.

"Hen inaçılık değil bu. Sadece hoşlanımıyorum" dedim.

Zeyneple bir süre muhabbet ettim. Muhabbet sırasında biri tarafından izlendiğime adım kadar emindim ama belki öylesine bakıyordur diye kafamı bile çevirmemiştim. Lakin şu an aşırı rahatsız olmaya başlamıştım.

Başımı sınıfta gezdirdim. Ve bir süredir geriye attığım vicdanım yine bir adım öne çıktı.

Batın o şişmiş gözlerinde bir çok duyguyu hapsetmiş ve o gözleri bana kilitlemişti.

ZEMHERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin