35. Bölüm

793 50 70
                                    

Herkese merhaba :) Burayı ve sizleri çok özlemişim. Ama bomba gibi geri döndüm. Yorumlarda sohbet edelim bol bol kar tanelerim

Bu arada bugün benim ve Aktan'ın doğum günü ve sizlerden küçük bir hediye isteyeceğim.

• Sokak hayvanları için bir kap su ya da yemek koymanız.
• Bir fidan dikmeniz veya tohum ekmeniz.
• Bir çocuğu mutlu etmeniz.
• İhtiyaç sahibi birine yardım etmeniz.

Siz, hangisi size uygunsa onu seçebilir ve bu doğum günümde bana unutulmaz bir hediye verebilirsiniz. Şimdiden beni kırmayıp bu hediyeyi çok görmeyen herkese teşekkür ederim ❤️

Medya: Gece Yolcuları - Unut Beni

~~~~~~~~~~

6 YIL SONRA

Havaya sıçrayana kadar, her şeyin su ve denizden ibaret olduğunu sanan bir balıktım.
İnsan Dertler senfonisi;
En büyük dert benim sandım,
Hiç tahammül edemedim, dertlerimden hep iğrendim.
Fakat gün geldi, hasta ziyaretlerinde bedenimi sevmeyi, saymayı öğrendim.

Esasen konuşmanın değil susmanın,
Aldanmanın değil inanmanın,
Düşmenin değil kalkmanın,
Savrulmanın değil sarılmanın,
Sarhoşluğun değil ayılmanın,
En çok da;
Sevmenin değil ayrılmanın,
Ölmenin değil yaşamanın insanı yorduğunu,
Ancak, yine de kara bulutlardan sonra yağmurun yağdığını, güneşin doğduğunu öğrendim.

Tahsin Özmen - Düşünmek Yaşamanın Pasını Silmektir

Kitabın kokusunu derince içine çekip kapattı. Eline aldığı çoğu kitaba yapardı bunu. Rast gele bir sayfa açar, okur ve kokusuyla beraber kazırdı zihnine. Bu sefer de bir şiir kitabı düşmüştü nasibine.
Yüzünde küçük bir tebessümle, rafına yerleştirdi kitabı. Elini raftan ayırmadan, gezdirdi diğer kitaplarda parmaklarını. Seviyordu ellerine sinen kitap kokusunu da bu küçük sahafta çalışmayı da.

Senelerdir kokusunda huzur bulduğu ve ruhunu dinlendirdiği tek yerdi bu eski sahaf. Eski bir hayalini yaşamasına da vesile oluyordu. Her şeyiyle, her şekilde ona iyi geliyordu.

Tam yerine düzgün koyulmamış bir kitabı eline almıştı ki, telefonu çalarak işine kısa süreli mâni oldu. Telefonunu çıkarıp arayan kişiye baktı. Zeynep'in ismini görmekse gülümsetmekle beraber derin bir nefes almasına da neden oldu. Onu oldukça yoracak bir konuşma olacağına emindi.

Bu şehre gelir gelmez numarasını değiştirmişti. Her şeyi, o otobüse bindiği anda arkada bıraktığına kendini inandırsa da zamanla hiçbir şeyin planladığı gibi olmayacağını kabullenmiş ve aylar sonra ilk defa Zeynep'i aramıştı.

İnsan, fıtratı gereği yalnız kalamayan bir canlıymış, kendini yalnız bırakması iyileştirmeye çalıştırdığı ruhuna zorluk çıkarmakmış meğer. Bunu da yaşayarak öğrenmiş oldu. Öğrendiği bir diğer şey ise iyi ya da kötü her yaşanan görmesini bilene bir şey öğretirmiş. Zemheri de öğrenmiş ve kabullenmeye başlamıştı.

Zeynep'i aradığı ilk an bağırıp çağırmış, özlemini ve endişesini bir süre öfkeyle atmıştı. Öfkesi dinice ise ağlamış ve onu ne kadar endişelendirdiğini anlatmıştı Zeynep. O gün, bugündür bir daha aralarına mesafe sokmamıştı Zemheri de. Sık sık arayıp mesajlaşırlardı.

Zemheri geçmişe dalmışken aramanın son çalışında anca telefonu açmıştı.

"Bu telefon neden bu kadar geç açılıyor acaba hanımefendi ?"

Zeynep'in sistemi, Zemheriye tebessüm ettirdi. Hiç hoşlanmazdı geç açılan telefonlardan ve geç yanıt verilen mesajlardan.

"Çalışıyordum Zeynep" dedi az önce eline aldığı kitabı rafına yerleştirirken.

ZEMHERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin