| 0.2 |

31.3K 1.3K 3.3K
                                    

"Ne demek burada kaldık?"

Harry cebindeki asasını eline aldı ve "Lumos." diyerek ortamı aydınlattı. Draco hala kapı sanki mucizevi bir şekilde açılacakmış gibi zorlamaya devam ediyordu. Harry içinde büyüyen garip hissi görmezden gelerek Draco'yu kenara doğru ittirdi ve bu sefer o bir kaç büyü denedi. Onun da denemeleri aynı Draco'nunkiler gibi sonuçlanmıştı. Büyüler bile kapının üzerinde işe yaramıyordu.

Draco, "Bütün geceyi burada, seninle, bu dapdaracık yerde geçiremem." dediğinde Harry sinirle ona dönüp, "Ben de sana çok meraklı değilim." dedi. "Beni buraya sürüklemeseydin bunların hiçbiri gelmezdi başımıza."

"Kes sesini." diye tısladı Draco. "Ben nereden bileyim okulda böyle bir süpürge dolabının olacağını? Birazcık dalga geçicektim sadece!"

"Dalga geçmesen olmuyor tabii!"

"Aynısı senin başına gelseydi sen de dalga geçmeden duramazdın!"

Harry gözlerini kapatıp sakinleşmek adına derin bir nefes aldı. Senelerce düşmanım dediği kişi ile dapdaracık bir yerde kilitli kalmak evrenin kendisine yapmaya bayıldığı şakalardan biri olmalıydı. O an Harry bir rüyada olduğunu düşünmek istedi. Sabah kalktığında her şeyin normale döneceği saçma bir rüya... Cedric ile güzel bir randevu geçirecekken gerizekalı gibi Draco Malfoy'u takip etmişti ve şu an bu kararından deli gibi pişmandı.

"Belki biraz beklersek açılır." dedi Draco. Harry sustuğu için bir kaç kere daha kapıyı açmayı denemişti ancak en sonunda pes edip kapıyı bırakmıştı. "Açılmazsa da yapacak bir şey yok, sabaha kadar buradayız."

Harry bir şey demeden kafasını salladı ve sırtını duvara yasladı. Burada bir gece geçirmeyi bırak bir saat geçirse bile kafayı yerdi. Hem dapdaracıktı hem de yanında Draco Malfoy vardı. Buradan birbirlerini öldürmeden çıkmaları bile mucize olurdu. O yüzden ona cevap vermeden yada onunla muhattap olmadan çaresizce kapının açılmasını beklemeye karar verdi.
Zaten Draco da onun gibi karşı duvara sırtını yaslayarak gözlerini kapatmıştı. O da aynı şeyleri düşünüyor olmalıydı. Ancak bu küçücük süpürge dolabının içinde her ne kadar karşı duvarlara sırtlarını dayamış olsalar da, hala bedenleri birbirlerine çok yakındı ve Harry arada Draco'nun nefeslerinin suratına çarptığını hissedebiliyordu.

Harry o an Draco'nun gözlerinin kapalı olmasını fırsat bilerek onu incelemeye koyuldu. Bu sene sarı saçlarını büyüyle baya uzatmıştı. Normalde omuzlarına dökülen saçlarını bir toka yardımıyla ensesinde topuz yapmıştı. Vücudu Harry'ye kıyasla biraz daha yapılıydı ve Harry'den biraz daha uzundu. Her zaman düzgünce taktığı kravatını nefes almak için gevşetmişti ve beyaz boynunu ortaya çıkarmıştı. Harry'nin gözleri istemsice onun dudaklarına kaydı. Göründükleri kadar yumuşaklar mıydı acaba? Süpürge dolabına yayılan hafif elma kokusu kendi kokusu muydu yoksa parfüm mü sıkmıştı?

Harry düşüncelere dalmışken Draco gözlerini araladığında ne yaptığının farkına vardı ve hemen bakışlarını Draco'dan çekti. Biseksüel'di evet ama bu bütün erkeklerden hoşlanabileceği anlamına gelmiyordu. Özellikle Draco Malfoy bu zamana kadar çekiciler listesinde bile değildi. Neden bir anda gözüne yakışıklı gelmeye başlamıştı ki? Onu çekici bulması gayet normal olurdu, yakışıklı bir çocuktu sonuçta ama Harry'nin bu daracık süpürge dolabında daha önce onun hakkında düşünmediği şeyler düşünmeye başlaması garipti.

"Böyle hiç konuşmadan kapının açılmasını mı bekleyeceğiz?"

Harry tekrardan bakışlarını ona çevirdi ve alayla gülümseyerek, "Benimle sohbet mi etmek istiyorsun Malfoy?" diye sordu. "Farkında mısın bilmiyorum ama biz kavga etmeden bir dakika bile normal konuşamayız."

Trade | DrarryWhere stories live. Discover now