|2.6|

8.1K 541 635
                                    

Derslerden sonra altın üçlünün yanına bir anda Haden gelmiş ve herkesin onları İhtiyaç Odası'nda beklediğini söylemişti. Bu yüzden akşam yemeği için büyük salona inen dörtlü, yollarını değiştirip İhtiyaç Odası'na adımlamaya başlamışlardı.

Haden kapının önüne geldiklerinde durdu ve üçlüye baktı. "İçinizden 'Akşam yemeği yemek istiyorum.' demeniz gerekiyor."

Hepsi gözlerini kapatıp Haden'ın dediği şeyi içlerinden geçirdi ve kapının önünde üç tur attıktan sonra gözlerini açtılar. Kapı belirdiğinde, Haden hemen kapıyı açtı ve içeri girdi. Harry, Hermione ve Ron da onu takip etti.

Oda sadeydi. Tam ortasında güzel yiyeceklerle donatılmış bir masa vardı. Odanın duvarlarında ise mumlar asılıydı. Odanın başka dikkat çekici bir yanı yoktu.

Draco hemen Harry'nin yanında gidip onun elinden tuttu ve masanın yanına getirdi. "Mutfaktan biraz yiyecek alıp burada hep beraber yemek yiyelim dedik bizimkilerle."

Harry gülümsedi. "İyi düşünmüşsünüz."

Draco ile birlikte yan yana masaya oturduktan sonra Harry etrafına baktı. "Orion nerede?"

"Bal kabağı suyunu unutmuşuz." dedi, Haden, masada tam Harry'nin karşısına oturarak. "Onu almaya gitti."

Harry kafasını sallayarak, "Tamam." dedi. Sonra da Pansy'ye döndü. "Hermione'den haberleri aldım. Tebrik ederim, sonunda ikiniz de hislerinizi kabullenebilmişsiniz."

Pansy, Haden'ın sağ tarafındaki sandalyeye otururken gözlerini devirdi. "Sağol, Potter."

Hermione de onun yanına geçip elini Pansy'nin omzuna koydu. "Boşver, sinirlenme hemen. Sana bizimle bir süre takılacaklarını söylemiştim."

"Tabiiki de takılacağız." diye araya girdi, Theo. Hemen Pansy'nin karşısına, Draco'nun yanına oturdu. "Ben olmasaydım hala sevgili olmamış olacaktınız."

"Bunun için seni tebrik etmeliyiz, Theo." dedi, Ron ve Theo'nun yanına oturdu. "Hermione'nin kabullenmesi kolaydı ama Parkinson gibi birinin gözlerini açmak kolay olmamıştır."

Pansy yine gözlerini devirdi. "Kapatın şu konuyu."

"Ron'un repliğini çalma, Pansy." dedi, Blaise, gülümseyerek. Ron, Blaise'in koluna vurduğunda da yüzünü ekşitti. "Ama öyle."

Ron ona sert bir bakış attı ve bir şey demeden önüne döndü. Blaise de kendini affettirmek amacıyla ona sarıldı. Bu manzarayı görmek istemeyen Theo, Haden ve diğer çiftlerimiz ise kendi aralarında sohbete devam ettiler.

"Ortamdaki tek sap benim yalnız." dedi, Theo ve derin bir iç çekti. "Ben de mi kendime sevgili yapsam?"

"Senden hoşlanan bir Gryffindor tanıyorum." dedi, Hermione. "İstersen bir buluşma ayarlayabilirim."

"Ne zamandan beri çöp çatan oldun, Herm?" diye sordu, Harry.

Hermione omuz silkti. "Laf arasında Theo'nun Slytherin olmasına rağmen çok yakışıklı bir çocuk olduğunu ve ondan çıkma teklifi alırsa kabul edeceğini söylemişti."

"Okuldaki neredeyse her dedikodudan haberdarsın, Granger." dedi, Draco. "Bu biraz korkutucu."

"Kız güzel mi peki?" diye sordu, Theo, heyecanla. "İsmi ne?"

Hermione Ron'a kaçamak bir bakış attı. Sonra da boğazını temizledi. "Bunu sana daha sonra söylerim."

Ancak Harry, Hermione'nin mimiklerinden kimi anlattığını hemen anlamıştı. "Hadi canım!"

Trade | DrarryWhere stories live. Discover now