Bölüm 18

706 144 183
                                    

꧁‎‎ Suspicious Smell - Choi Soobin‎‎꧂‎

𓆸 20012021𓆸

❝BÖLÜM 18‎

Tüm olanları idrak edebilmek için sessiz bir ortamda, sessizce düşünmeliydim. Böyle bir şeyin oluru yoktu. Ne kadar düşünürsem düşüneyim, ne kadar kafa yorarsam yorayım mantıklı gelmiyordu. Aklım almıyordu veya almak istemiyordu.

Başımı elime yaslayarak derin bir nefes aldığım sırada karşımdaki sandalye çekilmiş ve geçen seferki gibi davetsiz bir misafir olarak Jeonguk görüş alanıma girmişti.

Elindeki kahveyi uzatırken taktığı gözlüklerini inceliyordum. İnce ve yuvarlak çerçeveli gözlüğü, dağınık saç perçemlerinin altına yakışmıştı. Ayrıca yüzündeki çocuksu gülümseme sayesinde onun bir tavşan olduğunu bile düşünebilirdim. Kıkırdayarak uzattığı kahveyi masanın ucuna koydum.

Elinde son sınıfların ders notları vardı. Benim gibi masaya genişçe yayıldığında bir yandan da sessizce gülümsemekle meşguldü. Hani insan bir selam falan verirdi...

"Erkencisin." dedim kolumdaki saate bakarken. Saat akşamın dokuzuna geliyordu ve erkencisin lafını da dalgasına söylemiştim. Normalde yedide burada buluşur, biraz ders çalıştıktan sonra dağılırdık.

Bıkkınca nefesini verip, "Profesörün çocuğunu ilkokuldan almaya gittim." diye bir itirafta bulundu.

İçimde tutmaya çalıştığım kahkahaya engel olamadan, "Ne?" diye sorduğumda, tek tük kalan öğrenciler bakışlarını bizim masaya doğru çevirmişti.

Gözleri yorgunluktan kapanıp açılırken kendini ders çalışmaya zorladı. Koca ders notları arasında parmaklarını istikrarla gezdirirken, onun azmine hayran kalmamak elde değildi. Günün yorgunluğu üzerine ders çalışmak çoğu kişiye bir işkence gibi geliyordu, fakat Jeonguk hem kurumun işleri, hem üniversitenin dersleri, hem de profesörünün çocuğunu okuldan alma işini gayet iyi yapıyordu.

Baş parmağımı havaya kaldırarak, "Oldukça havalısın Jeon Jeonguk." dedim.

Başını önemli değil anlamında sallayıp tekrar ders notlarına odaklandığında, ben de iki saattir burada olmama rağmen gram anlamadığım kitaba tekrar dönmüştüm.

Beynimin içinde onca şey dolaşırken nasıl kitabıma odaklanabilirdim? İki gündür boğazımdan lokma bile geçmiyordu resmen. Hâlâ mantığıma yedirememiştim.

Ve en kötüsü de Jeonguk haklıydı. Onu tanıdıkça şaşıracaksın derken haklıydı. Benden sakladığı tüm her şeyi öğrenecektim, Choi Soobin'in gerçek kişiliğine öğrenecektim. Ancak tüm her şeyi öğrenirken ne onun, ne de kendimin zarar görmesini istemiyordum.

"Ne dersin Yurin?"

Sonunda algılarıma giren kısık sesle başımı telaşla kaldırdım. Şaşkın gözlerim bana merakla bakan Jeonguk ile buluştuğunda rahatlayarak, "Efendim?" diye sordum.

"Dalgın gibisin..."

Mahcupça başımı eğdim. Jeonguk henüz Soobin'in bana her şeyi anlattığını bilmiyordu. Daha doğrusu her şeyi anlatıp, anlatmadığına emin değildim. Yine de geçmişle alakalı bir şeyler dediği kesindi.

Ben bir katilim.

Kulağımda onun sesinin çınlamasıyla bedenim titremişti. Sanki soğuk bir rüzgâr esmiş gibi...

Yutkunarak, "Uykumu iyi alamadım." dedim. "Bir şey mi demiştin?"

"Kütüphaneden çıktıktan sonra bir şeyler yemek ister misin diye sormuştum. Ancak yorgunsan seni eve bırakırım."

SUSPICIOUS SMELL² ▪︎ Choi Soobin ✔Where stories live. Discover now