Bölüm 1

1.7K 188 191
                                    

꧁ Suspicious Smell - Choi Soobin꧂

𓆸 01082020𓆸

❝BÖLÜM 1❞

Yurtta yangın çıktığı gece (Soobin'in anlatımıyla) ;

Boşluk. Boş bir ev, boş bir duvar, boş bir çerçeve, boş arkadaşlıklar, boş insanlar... Anlamdıramayacağımız kadar hızlı gelişen olaylar. Kimin dost, kimin düşman olduğunu anlayamadığımız bir kurgu ve daha fazlası... Sanki hayatım ince bir ipin üstünde kuruluymuş gibi. Her attığım adımla sarsılıyor. Düşecekmiş gibi hissediyorum ama bir şekilde toplarlıyorum. Tökezlediğim her an, kollarımdan tutuyor beni. Kendine doğru çekip sıkıca sarılıyor. Dayanma gücü veriyor. Güven veriyor. Bana başarabileceğimi hissettiriyor.

Onu kendi hikayeme katmakla belki en büyük aptallığı yaptım. Yıllar sonra onun karşısına çıkmakla belki en büyük aptallığı yaptım. Ama pişman değildim. Çünkü başarabileceğime beni inandıran tek kişi oydu.

Böyle esen hafif bir rüzgarla saçları havalanırdı. Yüzünü avuçlarının arasına alıp, sakin sakin bana bakardı. Bana baktıkça gözlerinin içi parlardı. Kendine has gülümsemesini gösterirdi. Sonra utanıp hızla bakışlarını kaçırırdı... Benim onu asla incelemediğimi düşünürdü bazen, kaşlarını çatardı. Oysaki onunla geçirdiğim her dakikayı, bir hazineymişçesine hafızama kazırdım. Yüzünü, davranışlarını, dediği her bir cümleyi...

"Küçük bir kıvılcımla başlayan yangın, gittikçe alevlendi. Senin bana olan zehrin, herkese geçti. Sen daha kendini bile koruyamayan biriyken, benim kurbanlarımı kurtaramazsın Soobin."

Arkamdan gelen ses ile, dakikalar boş bir eve baktığım bakışlarımı sessin geldiği yöne çevirdim. Göz göze geldiğim kişiyle, bir kaç adım sendeledim, ardından şaşkınlığımın yüzüme yansımasına izin verdim.

"Choi Soobin..." dedi, öz abim. "Burada tek başına beklemek tehlikeli değil mi?"

Zorlukla yutkundum ve gözlerimi kırpıştırdım. "Burada ne işin var Soojun?" Attığı histerik kahkaha tüylerimin havalanmasına neden olurken, esen sert sonbahar rüzgarları da titrememe eşlik etmişti. "Cevap basit değil mi?" dedi bir kaç adım daha yanıma yaklaşarak. "Seni buraya ben çağırdım."

Dediği şeyleri idrak etmeye çalışırken avucumdaki notu sıktım, "Bu notları sen mi gönderiyorsun?"

Etrafımda dönmeye başladı. Bir yandan da gülümsüyordu. Yaptığı her hareketle gerilmeme sebep oluyordu.

"Bu evi biliyorsun değil mi Choi Soobin?" dedi tam arkamda durup enseme doğru üfleyerek konuşurken.

Bakışlarımı tekrardan boş duvarlara ve kimsesiz eve çevirdim. Hatırlıyordum ve beni en çok yıpratan da bu evdi... Çatlamış ve yandığı için karamış duvarları ile çok ürkütücüydü.

"Biliyor olman gerek."

Ona doğru döndüm ve dediklerini onaylarcasına başımı salladım. Verdiğim cevap onu tatmin etmiş olacak ki gülümsemesi genişledi. "Güzel..." diye mırıldandı. "Eğer unutmuş olsaydın çok darılırdım, biliyorsun."

Elimdeki notu sıkmaya devam ederken, tırnaklarımın etime geçtiğine yemin edebilirdim. "Az daha sık kendini." dedi bu sefer. "Yanlış anlama, sabretme anlamında söyledim."

Dedikleri yüzünden gerilmeye devam ediyordum. O ise karşımda seviyesizce sırıtıp, laçkalaşıyordu. Eski defterleri açmasını istemiyordum. Ve şu an karşımdaki kişinin, aylardır bizden deliler gibi kaçan üretici olduğunu da anlamıştım. Oydu, benim öz abim...

SUSPICIOUS SMELL² ▪︎ Choi Soobin ✔Where stories live. Discover now